Sason ismi, geçmişten bugüne kadar farklı şekillerde kullanılmıştır. Kelimenin asıl kökeni “Sasun”dur. Cumhuriyet dönemi ile birlikte ilçeye Sason ismi verildi. Günümüzde kullanılan Sason isminin hiçbir anlamı yoktur. Başbakanlık Cumhuriyet arşivindeki belgelerde 1940’lı yıllara kadar da Sason ve Sasun ismi karışık kullanılmıştır.
Sason ismi, tarihi kaynaklarda farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Sanasana, Sanasina, Sanasnaye, Sanasun, Sanasunk, Sasunk, Sanasine, Sanasank sık sık rastlanılan isimlerdir. İslam ordularının el-Cezire bölgesinde ilerlediği dönemlerdeki İslam kaynaklarında Sanasin, Sanasun, al-Sanasana, Senasine, el-Senasine şeklinde geçmektedir. Bunun yanı sıra Gabelcevz, Kabilcewz ve Kabilcoz şeklinde de bölgenin isimlendirildiği görülmektedir.
Sasun isminin en eski kaydına Urartu Kralı Menua (M.Ö.810-786) dönemine ait çivi yazıtlarında “Şaşnu” olarak rastlamaktayız. Aynı zamanda Asur kralı III. Tiglath-Pileser (M.Ö.744-727) dönemine ait çivi yazılı kayıtlarda da “Sassu” şeklinde geçtiği görülmektedir.
Sason şehrinin ne zaman kurulduğu belli olmamakla birlikte birçok tarihi kaynakta Sason ismi ve şehrin kuruluşu ile ilgili Movses Khorenatsi’nin aktardığı şu olayı doğrulamaktadır: “Senekerim Asurî kralıydı. Senekerim’in oğulları Adramelek ve Sanasar, babalarını öldürerek kaçmış ve bizlerin yanına gelmişlerdi. Sanasar’ın soyu çoğalarak Sim denen dağı doldurdular. Adramelek’ten ise Ardzruniner ve Knuniner soyu oluştu”.
Bu olayı, birçok tarihi kaynak benzer bir şekilde aktarmaktadır. “Urfalı Mateos Vekayi-namesi” adlı kitapta, Edouard Dulaurer’in Sasun ile ilgili Movses Khorenatsi’yi kaynak göstererek; “Ardzuni prensleri, menşelerini Asurya kralı Sennacherib’in iki oğlu olan Adramelech ile Sarasar’a bağlamışlardı. Bu iki kardeş babalarını öldürdükten sonra, Ermenistan’a kaçmışlardır." Sarasar’dan inmiş olanlar bu mıntıkayı doldurmuşlar ve rivayete göre, kendi adlarıyla “Sanasunk”, Avam dili ile de “Sasunk” tesmiye edilmiştir. Adramelech kardeşinin topraklarına yerleşmiş ve bundan, inenler de Vaspurakan eyaletini işgal etmişlerdir" şeklinde açıklama yapmıştır.
Sennacherib’in iki oğlu tarafından öldürüldüğü bu olay, Tevrat’ta da anlatılmaktadır: “O gece RAB'bin meleği gidip Asur ordugahında yüz seksen beş bin kişiyi öldürdü. Ertesi sabah uyananlar salt cesetlerle karşılaştılar. Asur kralı Sanherib ordugahını bırakıp çekildi. Ninova’ya geri döndü ve orada kaldı. Bir gün kendi ilahı Nisrok’un evinde tapınırken Adrammelek ve Saretser onu kılıçla vurdular ve Ararat diyarına kaçtılar. Ve yerine oğlu Esarhaddon kral oldu”
Sasonlu Tavit Efsanesi`nde de buna benzer bir olay aktarılmaktadır: Buna göre kaleyi ve kenti, Araplar zamanında, o zamanki kralın izniyle Sanasar ve Bağdasar adında iki kardeş inşa etmiştir. Kaleye adını aksakallı bir dede koymuş; dede kalenin yüksek duvarlarını görünce şaşırmış ve buraya “Sasun” adını (Ermenice`de “kocaman sütun” anlamında) vermiştir. Böylece kaleye “San-sun”, “Sasun”; evin adı da “Sasun Evi” (Sasna Dun) olmuştur.
İngiliz konsolusu J.G. Taylor, 1861’de yaptığı seyehatte Sason ile ilgili ilginç bilgiler aktarır: “Balikiler’e göre; kendileri bu dağların ilk yerleşikleri olan Sennacherib’in oğlu Sanaser veya Sharezer’in torunları olarak tanır. Sennacherib, kardeşi Adrimalek’le birlikte Nineveh’de babasını öldürünce buraya kaçmış ve burada kurduğu üç hanedandan birini Sanasunlar veya Sasunlar teşkil etmiştir. Pek çok yazara göre bu isim zaman içinde Sanasunk veya Sasunk şeklinde bozularak bir coğrafi isim olan Sasun’a dönüşmüştür”.
Sason ismi Arapça kaynaklarda Sanasin, Sanasun, al-Sanasana, Senasine, el-Senasine, Senasineler şeklinde geçmektedir. Ayrıca Sason halkından Senasineler, Sason Dağları’ndan da Senasine Dağları diye söz edilmektedir. Bunun yanı sıra Gabelcevz, Kabilcewz, Kabilcoz ve Qabilcevz şeklinde de bölgenin isimlendirildiği görülmektedir.
İbnü’l Erzak, Mayyafarkin ve Amed Tarihi adlı eserinde, Sason bölgesi ve halkından “Senasine” ve “Senasineler” şeklinde bahsetmektedir. Ayrıca eserinde Senasinelerin Gabelcevz ve onun sıradağlarında bulunan otuz kadar köy aldığını belirtmektedir. İslamiyet’in bölgede yayıldığı dönemlerde El Vakidi de Futuhu’ş-Şam adlı eserinde Sason bölgesinden Senasine ve Senasine Dağları diye bahseder.
Şeref Han, Sason beylerinin Bahaddin Bey zamanında Hazzo hükümdarları şeklinde anıldıklarını belirtmektedir. Ayrıca “Hz. Ömer tarafından 649 yılında Diyarbekir ve Ermenistan’ı fethetmekle İyaz bin Ganm’ı görevlendirdiğinde, Muş ve Sason kralı Senasır adında bir kâfirdi ve Muş adında bir oğlu vardı” diye bahsetmektedir.
Başbakanlık Osmanlı arşivinde Sason isminin yazılışı ile ilgili bir belge mevcuttur. Bitlis Vilayeti tarafından Dâhiliye Nezaretine gönderilen bu belgede, Sasun kelimesinin Samsun olarak okunduğu ve buna bağlı olarak Sasun’a ait evrakın Samsun’a gönderildiği belirtilmiş; bunun önlenmesi içinde Sasun’un “Sasun” suretinde “sad” (ص) ile yazılması talebinde bulunmuş ve Bitlis vilayetinin bu isteğine Dâhiliye Nezareti de onay vermiştir.
Bu bilgilerden hareketle Sanasar’ın soyundan gelenlerin doldurduğu dağlık alan ve buranın halkı Sanasunk ve Sasunk olarak adlandırılmıştır. İslam müellifleri de Sason bölgesinden Senasine; halkından da Senasineler şeklinde bahsetmiştir. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Sasun isminin yazılışında Arap alfabesiyle “sad” (ص) şeklindeki değişiklikle Sason ve Sasun olarak okunmuş; bu karışık birlikte kullanım Cumhuriyet döneminde 1940 yılına kadar devam etmiştir.
Tarihi kaynakların bize aktardıkları bilgilerden yola çıkarak Senasine ve Gabelcevz’in iki farklı bölge olduğu sonucuna ulaşırız. Yani Sason bölgesini ve merkezini ifade eden Sasun ile Kabilcevz birbirinden farklı bölgelerdir. Kabilcevz, Osmanlı Devleti’nin merkezi idareye geçmesi ile birlikte Sasun’a bağlı bir (bugünkü ilçe merkezi) yerleşim yeri şeklindedir. Fakat merkezi otoriteyi sağlamlaştırmak ve Ermeni Özgürlük Hareketlerini engellemek isteyen Osmanlı Devleti, 1900 yılında Sason şehrini Kabilcevz’e taşıma kararı aldı. Bunun sonucunda şehir merkezi Kabilcevz olarak bilinen bugünkü Sason’a taşındı. Bu tarihten beri Sason şehir merkezi bugünkü ilçe merkezi olarak kullanılmıştır.
Kaynak: http://www.sasun.org/sason-isminin-kokeni-ve-tarihsel-degisimi-makale,30.html