Rudaw TV ve haber sitesinde şöyle bir haber yer alıyor:
‘’HDP û partiyên Bakur bereyekê ava dikin’’.
Yani ‘’HDP ve Kuzeyli partiler bir cephe oluşturuyorlar’’.
Haberin devamı okunduğunda, başlık ile hiçbir alakasının olmadığı görülecektir.
Haberde , HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan Kürdistani partiler ile görüşeceklerini ve destek isteyeceklerini söylüyor. Herhangi bir ‘’cephe oluşturmak’’ tan söz etmiyor.
Rûdaw TV’ye demeç veren PAK Genel Başkanı Sayın Mustafa Özçelik ile HAKPAR Genel Başkanı Sayın Refik Karakoç ise herhangi bir cepheden bahsetmiyorlar. Ama haberin başlığı, sanki böylesi bir cephe oluşturma kararı varmış gibi atılıyor .
PAK Genel Başkanı Sayın Mustafa Özçelik çok net bir şekilde, ‘’Ulusal demokratik prensipleri, Kürt ve Kürdistani talep ve değerleri esas alan bir seçim ittifağı’’ öneriyor. İki aydır bu öneri çeşitli platfomlarda tartışılıyor.
PAK çok net bir şekilde şunu öneriyor: Biz, belediye başkanlığına, parlamenterliğe endeksli bir ittifaktan söz etmiyoruz. Bizim için esas olan asgari ulusal demokratik bir programda anlaşmaktır. Kürtlerin ve Kürdistan’ın varlığını, Kürt dili ile eğitimi ve Kürtçenin resmi dil olmasını; Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı, Kürdistan’daki tüm etnik, dini, mezhebi kesimlerin yerel yönetimlere katılımını, hak ve özgürlüklerini garanti altına alan ve bütün bu taleplerin yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmasını kabul eden ve savaşa, OHAL’e hayır diyen bir asgari program…
PAK, 7 Haziran 2015 Seçimlerinden önce de HDP’nin ‘’Seçim İttifağı’’ önerisine yine bugün söylediği şekilde yanıt verdi. Bu asgari talepleri kabul ediyor musunuz? HDP bu önerileri kabul etmedi ve PAK, HDP ile ittifağa girmedi.
Kaldı ki 28. 02. 2018 günü Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'ya konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sayın Pervin Buldan, 16 Nisan Anayasa Referandumu’nu kastederek, çok net bir şekilde şunları söylüyor: “Hayır cephesinin güçlü bir şekilde bir araya gelerek önümüzdeki seçimlerde ortak hareket etmesinin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Siyasi partileri bir tarafa bırakarak hayır cephesi birleşmeli. Demokrasi cephesi oluşmalı ve (AK Parti-MHP) ittifakına karşı ortak bir hareket içerisinde olunmalı”.
16 Nisan Anayasa Referandumu’nda hayır diyenlerden kasıt, esas olarak CHP ve İyi Parti’dir. Yani Sayın Pervin Buldan 2019 Seçimlerinde CHP ve İyi Parti ile ittifaktan söz ediyor. Ama ‘’Kürdistani partiler HDP’ye destek versinler’’ diyor.
Peki, CHP ve İyi Parti ile seçim ittifağı yapmaktan söz eden sayın Buldan’ın bu anlayışıyla, HDP’nin mevcut siyasetiyle, gövdesi Kürt, beyni Türk olan duruşuyla, programında Kürt milletinin varlığına ve ulusal demokratik hak ve özgürlüklerine yer vermeyen HDP’yi , Kürdistani partiler neden desteklesinler?
Türk Devleti’nin halkımızın tüm kazanımlarını ortadan kaldırma planlarına ‘’Öz Yönetim’’ adı altında hendek, barikat siyasetiyle daha uygun bir zemin hazırlayan PKK’nin bu yanlış siyasetini
destekleyen, elindeki 106 Belediyeyi bu yanlışa kurban eden ve bugün de bu yanlışta direten HDP’yi bu haliyle , Kürdistani partiler neden desteklesinler?
PAK çok net bir şekilde ‘’AKP’ye, CHP’ye, İyi Parti vb. partilere hayır; alternatifimiz ulusal demokratik, Kürdi Blok olmalıdır’’ diyor. Belediyeleri Kürdistan’daki tüm etnisite, din, mezhep ve sosyal kesimlerin kendi kendilerini yönetecekleri, her türlü vesayeti dıştalayan özgürlük ve demokrasi platformlarına dönüştürelim diyor PAK.Yukarıda dile getirmiş olduğum asgari ulusal demokratik talepleri içeren bir program öneriyor PAK.
Sormak lazım: Acaba Sayın Buldan PAK’ın önerdiği bu türden bir ittifakta yer almaya hazır mıdır?
Bugün Kürt ve Kürdistani kesimlerin ulusal demokratik bir programla bir taraf olmaları elzem hale gelmiştir . 95 Yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk olarak Kürt ve Kürdistan toplumunun en geniş kesimleri olarak ‘’kendimiz olmayı’’ esas alan bir siyasal tutumla, taraf olmalıyız. Her seçimden önce halkımızı egemenlerin peşine takmak maksadıyla üretilen gerçek dışı haberlere aldırmadan, fakat önerdiğimiz programı kabul eden her kesime açık olduğumuzu da unutmadan kendi yolumuzda kararlı adımlarla yürümeliyiz.
Halkımızı AKP, CHP, İyi Parti gibi partilere angaje etme gibi niyet ve girişimlere karşı, Kürdistan toplumunun etnik, dinsel, mezhepsel, siyasal en geniş kesimleri olarak kendi asgari ulusal demokratik taleplerimizle ittifakımızı kuralım ve bu temelde herkesle görüşmeye açık bir taraf olarak yeni bir tarihsel sayfa açalım.