Seîd VEROJ
Hoybun Partisi tüzüğünün birinci maddesinde belirtildiğine göre, “1927 senesi Teşrin-i Evvelin (Ekim) beşinci günü in’ikat eden birinci Kürd kongresinin kararıyla Xoybûn namıyla milli bir Kürd cemiyeti teşekkül eylemiştir.”[1] 5 Ekim 1927 tarihinde toplanan ve Doktor Şükrü Mehmed Bey’in başkanlık ettiği Kongre, çalışmalarına devam ederek Hoybun ismiyle yeni bir siyasi örgüt kurulmasına karar verildi.[2] Süreyya Bedirhan tarafından kaleme alınan Xoybûn’un bir yayınında, Xoybûn’un 28 Ekim 1927’de ilan edildiği belirtilir.[3] Fransız diplomatik belgelerine göre Beyrut Behamdun’daki kuruluş kongresine katılanlar şunlardır: Celadet Âli Bedirhan, Halil Rahmi Bedirhan, Memduh Selim, Berazi aşiretinden Mustafa’nın oğlu Şahin, Mehdi (Şeyh Said’in kardeşi), Fehmi (Liceli), Süleymaniyeli Yüzbaşı Abdülkerim, Ali Rıza Bey’i temsilen Haco, Raman aşiretinden Emin Efendi, Faki Abdullah, Teğmen Hurşid ve Mardinli Tevfik Cemil. Yapılan seçimlerde yönetime Celadet Bedirhan, Mustafa Şahin, Abdülkerim ve Memduh Selim seçilmiştir.[4]
Kongre katılımcılarından biri olduğunu belirten Ahmed Abdurrahman Ağa ise, yayımlanan bir röportajında kongreye katılan on beş kişinin adını şöyle sıralamaktadır: “1- Celadet Bedirhan Bey, 2- Şeyh Said’in oğlu Ali Rıza, 3- Vanlı Memduh Selim, 4- Doktor Şükrü Mehmed, 5- Fehmi Bey (Şeyh Said’in katibi), 6- Kamil Efendi (Irak’ta teğmen) 7- Abdülkerim Efendi (Irak’ta teğmen), 8- Tevfi Efendi (Türkiye’de teğmen), 9- Haco Ağa (Hevêrkan aşireti reisi), 10- Emin Ahmed (Raman aşireti lideri), 11- Bedreddin (Hebizbinî aşireti reisi), 12- Bozan Bey, 13- Mustafa Şahin (ikisi de Berazan aşireti reisi), 14- Ahmed Abdurrahman Ağa (Şahin Ağa’nın oğlu), 15- Abdullah Cizravî.”[5] 30.08.1928 tarihli bir İngiliz istihbarat raporunda Hoybun’un aktif üyelerinin adları şöyle sıralanmaktadır: Mevlanzade Rıfat, Ali İlmi, Memduh Selim, Celadet Bedirhan, Haco Ağa, Emin Perihan, Mustafa Berazi, Dr. Şükrü Sekban, Cemil Bey Baban, Halil Rahmi Bedirhan Bey, Avni Bedirhan Bey.
Hoybun Kürt Ulusal Kongresi tarafından yayınlanan 1928 tarihli “Nizamname-i Umumi ve Peyam-ı Milli” başlıklı tüzüğünün ikinci maddesinde örgütün amacı şöyle açıklanmış: “Cemiyetin Maksadı, Türkiye boyunduruğu altında bulunan Kürdistan’ın ve Kürtlerin tahlisi ve hudud-u tabiiye ve milliyesi dahilinde bir Kürdistan müstakilleyesinin teşkilidir.”[6] Farklı kaynaklarda Celadet Bedirhan’ın örgütün ilk genel Sekreteri olarak seçildiği belirtilmektedir. Yaklaşık iki buçuk yıl sonra da Memduh Selim örgütün genel sekreterliğine seçilmiş. Kuruluştan iki yıla kadar Hoybun’un merkezi Halep şehrinde olur. 10 Temmuz 1930 tarihli Vakit gazetesinde, Hoybun’un “Katib-i umumisinin iki sene evvel Fransızlar tarafından Antakya lisesine muallim tayin edilen Memduh Selim isminde bir Kürt’tür. Memduh Selim cemiyetin içtima günlerinde Halep’e giderek toplantılara iştirak etmektedir.”[7] Hoybun cemiyeti Kürdistan istiklaline matuf olarak kurulmuştur.[8]
Hoybun homojen bir yapılanma değildi, birkaç Kürd grubunun bir araya gelmesiyle oluşmuştu. Parti bünyesinde siyasal olarak iki eğilim mevcuttu: Siyasi mücadeleden ziyade silahları konuşturmaya alışkın aşiret reisleri ve Batı’daki anlamıyla bir parti kavramına daha yakın olan aydınlar grubu. Bu iki eğilim aynı zamanda örgüt içinde çekişme halindeydi.
Hoybun’un Fransa denetimi altında olan bir bölgede kurulmuş olması ve merkezinin Suriye’de bulunması nedeniyle, sanırım bölgedeki mandater güç olarak Fransa’nın örgüte karşı tutumu herkes için merak konusudur. Fransa’nın bölgedeki istihbarat birimleri tarafından merkeze sunulmuş tarihsiz bir raporda, mandater gücün tutumu net bir şekilde ortaya konulmuştur. “Mandater gücün imzaladığı ve bu bölgelerdeki emniyete dair anlaşmalara uyması gerektiğinden, sınırlarda kesinlikle hiçbir taşkınlığa müsamaha göstermeyeceğimiz bunlara bildirildi. Fakat entelektüel seviyelerini yükseltmek için hemşerileri arasında yaygınlaştırabilecekleri faaliyetler elbette Fransa tarafından en büyük teveccühle takip edilecektir. Yüksek Komiserliğin Xoybûn’a karşı tutumu aynı zamanda budur. Fransa ile Türkiye arasında başlayan pazarlıkların öneminin ve görüşmelerin başarısını Kürtlerin birkaç ihtiyatsızlığı yüzünden tehlikeye atmamak gerektiğinin bilincindedir… Yüksek Komiserlik, Türkiye’yle ilişkilerimizin ve sadık komşuluk yükümlülüklerimizin gerektirdiği şekilde Kürtleri faal bir biçimde izlemeye devam edecektir.” [9]
Hoybun kuruluşla birlikte, 1925 Kürd Milli Ayaklanmasının devamı olarak Ağrı Dağı bölgesinde toplanmış olan Kürd savaşçılarını yönlendirmek ve hareketin siyasi-askeri liderliğin üstlenmek üzere, Hoybun kurucularından İhsan Nuri’yi hareketin liderliğini yapmak üzere Ağrı’ya gönderir. Dünya kamuoyunun dikkatini Kürd ulusal hareketine çekmek için, elindeki bütün vasıtalarla propaganda çalışmalarını yoğunlaştırır ve bölgedeki yabancı devletlerin misyonlarına mektuplar göndererek destek talebinde bulunur. İhsan Nuri Paşa liderliğinde Ağrı’da Kürd savaşçıları önemli başarılar elde eder, kurtarılmış bölgelerde bir Kürd hükümeti kurulur ve Kürdistan bayrağı göndere çekilir. Farklı kaynaklarda adı geçen Kürd hükümeti organları ve yöneticileri şu kişilerden oluşmuştur: Biroyê Heskê Têlî (Kürd yönetim bölgesinin valisi), İhsan Nuri Paşa (Kürd birliklerinin başkomutanı), Şemikanlı Timur Ağa (Jandarma komutanı), Ferzende (Batı ve Güney Cephesi komutanı), Şeyh Abdülkadir (Doğu cephesi komutanı), Şeyh Tahir (Dış teşkilatlanma başkanı ve Vergi Dairesi müdürü), Şeyh Abdulvahap (İçişleri Bakanı), Şeyh Resul (Zilan ve Erciş bölgesi komutanı) idi. Fakat Sovyetler Birliği’nin girişimiyle 1930’un ikinci yarısından itibaren Türkiye ve İran’ın ortak hareketi sonucu, geri çekilmek ve bir anlaşma sonucu İran’a geçmek zorunda kalırlar. Akrabalarında edindiğim bilgiye göre, İhsan Nuri, İran’a geçmeden önce, Bitlis’te ikame eden amcaoğlu Salih’in evine uğrayıp 2-3 gün orada kaldıktan sonra İran’a geçer. Bu aşamadan sonra örgütle olan ilişkisinin derecesini bilmiyoruz.
Kürd ulusal mücadelesinin Ağrı bölgesindeki komutanı olarak ön plana çıkan İhsan Nuri, Hoybun’un kurucularından ve en bilinen isimlerden biridir. İstanbul’da Harp Akademisi’nde eğitim görmüş ve ardından Osmanlı Ordusu’nda görev almıştır. Başta KTC olmak üzere Kürdistan İstiklal ve İstihlas Cemiyeti (KİİC), Hoybun Partisi gibi Kürt örgütlerinde yer almış. Azadi üyesi iken bir grup arkadaşıyla Beytüşşebap’ta başlattıkları ayaklanma sonrasında Irak’a kaçmış ve burada Hoybun’un kuruluş çalışmalarında yer almıştır. İhsan Nuri’nin bu süreçteki esas önemi rolü, kendisinin Hoybun tarafından Ağrı’da devam eden Kürd ulusal bağımsızlık hareketini örgütlemek ve yönetmek üzere örgüt tarafından “Başkomutan” sıfatı ile görevlendirilmiş olmasıdır.
(Devam edecek.)
[1] Rohat Alakom, Xoybûn Örgütü ve Ağrı Ayaklanması, Avesta Yayınları, İstanbul, 2011, s. 28
[2] Kadri Cemil Paşa (Zinar Silopî), Doza Kurdistan (Kürt Milletinin 60 Yıllık Esaretten Kurtuluş Savaşı Hatıraları), Özge Yayınları, İkinci basım, Ankara, 1991, s. 105
[3] Rohat Alakom, Age., s. 27
[4] Sabri Ciğerli & Didier Le Saout, Fransız Diplomatik Arşivlerinde Kürtler, Kürt Milliyetçiliğinin Ortaya Çıkışı (1874-1945), Avesta Yayınları, İstanbul, 2022, s. 244
[5] Ehmedê Abdurehman Axa, Şoreşa Şêx Seîd, Çûna Me ya Iraqê, Avakirina Xoybûnê, Armanc, No: 91, Sweden, 1989, s. 4
[6] Rohat Alakom, Age., s. 32
[7] Cumhuriyet, 10 Temmuz 1930, s. 4
[8] Vakit, 8 Temmuz 1930, s. 1
[9] Sabri Ciğerli & Didier Le Saout, Fransız Diplomatik Arşivlerinde Kürtler, Kürt Milliyetçiliğinin Ortaya Çıkışı (1874-1945), Avesta Yayınları, İstanbul, 2022, s. 258
Kaynak: Kovarabîr