HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bir yıl önce 4 Kasım gecesi evinde gözaltına alınıp Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. Geçen süre içerisinde cezaevinden avukatları ve ziyaretçileri ile mesajlar gönderdi. Öyküler, şiirler, makaleler yazdı, resimler yaptı… Türkiye’nin en çok seçmen tercihi gören üçüncü partisinin lideri bu koşullar altında dışarıya ses vermeye çalıştı.
Peki ailesi? Eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri? Onlar için bir yılın nasıl geçtiğini Başak Demirtaş’a sorduk. Selahattin Demirtaş’ın eşi, hem yaşadıklarını hem duygularını Gazete Duvar’a anlattı…
Selahattin Bey için, ‘keşke siyasetçi olmasaydı’ dediğiniz zamanlar oldu mu?
Siyasetçi olmasından hep onur duydum. Mücadeleci kişiliği elbette ki çok önemli ve kıymetlidir. Ancak keşke milletvekili vb. seçilmiş siyasetçi olmasaydı. Ben sadece bu kısmına dair şerh düşüyorum. Bu belki biraz bencilce oldu ama kişisel bir soru olduğu için samimiyetle ve kişisel cevap vermek istedim.
Ortadoğu’da bir şekilde başına iş gelen siyasetçilerin eşlerinin siyasete girdiği örnekler var. Siz hiç düşündünüz mü siyasetçi olmayı?
Hayır asla böyle bir niyetim yok. Hele eşimden ve onun kimliğinden yararlanarak, onun gölgesinde siyasete girmek her şeyden önce benim açımdan onur kırıcı olur. Kendimi zaten özgürlük mücadelesinin bir parçası olarak görüyorum. Bu mücadelede daha fazlasını yapmak isterim ama politika yoluyla değil.
Söyleşinin temamı
https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2017/11/02/basak-demirtas-butun-goruslere-gittim-biri-haric/