Dünyada bütün sömürge uluslar kendi ülke gerçeklerine uygun öz örgütlerini yaratarak, sömürgeci işgal ordularına karşı kendi ulusal kurtuluş mücadelelerini vermiş. Ulusu, ulusal proğram çerçevesi içinde, bütün sinif ve katmanları harekete geçirmiş. Çünkü ulusal sorunun ana halkası, ulus davasının ana halkası ulus ve ülke oluşturmaktadır.
"Ulusların Kendi Kaderlerini Kendilerinin Tayin Hakkı" sömürgecilerin siyasi eğilimleri' (sol, sosyalist, komünist, dinci-liberal) nin; sömürge ulusun kaderini tayin için tartışmasına açık bir hak değildir. Bu hak ezilen sömürge ulusun bizatihi ulusal iradesi ile kabul ya da red edilecek bir haktır. Sömürge ulus isterse ayrılır. İsterse birlikte kalmaya karar verir. Ama bu hakkın kulanımı için sömürgeci güçlerin bu hakkın nasıl kullanılacağını tayin etme, taraf olma iradeleri yoktur.
Çünkü işgalci bir gücün, işgal topraklarındaki varlığı zorbalık üzerine kuruludur. Bu zorba yapının sömürgedeki varlığı savunulduğu ve korunduğu sürece, ezen ulusun hiç bir siyasi eğiliminin bunun nasıl olacağı ile ilgili hak sahibi olma pozisyonu yoktur. Ezen ulusun Sosyalisti, yada komünisti olma idiası, sömürgede bu hakka sahip olmayı gerektirmiyor. Ezen ulus sosyalist ve kömünistleri; sömürgenin kaderinin tayini ile ilgili söz hakkı ve yorum talebi, bizatihi sömürgeci bir taleptir. Sömürge ulus tarafından kökten rededilmek zorundadır.
Peki Türk "sosyalist" ve "komünistleri" Kurdistan için nasıl bir tavır içine girdiler?
1-Kurdlerin ulus ve Ülke sorunundan kaynaklı ulusal kurtuluş mücadelesinin kendi yağı ile kavrularak gelişmesine, her halukarda ayak bağı oldular, engellediler. Sömürge ulusun kendi öz örgütünü yaratmasına karşı, "birlikte olma"yı ve onlar içinde eriyerek asimile olup yok olmayı önerdiler. Kendi ezen ulus dilini, ezen ulus kültürünü, ezen ulus tarihini dayatarak, "misak –i milliye bekçilik" yaparak; kendilerine benzetmek için, sömürge ulusun kimliğini, kişiliğini küçükseyerek, egemen ulusa ait bir ferd olmayı önerdiler.. Bu görevlerini devletin istekleri doğrultusunda yaptılar. Bizzatihi bunu pratiklerinde, kendi içlerine aldıkları sömürge çocuklarında denediler, kendilerine "kardeş örgütler" yaratarak uyguladılar. Onlarla dayanışma içine girdikleri Kürd örgüt ve atilerine dayattılar ve kendi çizgilerine getirmek için uzun bir çaba harcadılar ve hala harcamaktadırlar. Bu konuda özzellikle Alevi Kurdler arasında Türk solunun yarattığı tahribatlarkayda değer tahribatlardır!
2-Sömürge ulusun kendi kaderini kendilerinin belirlemesi yerine; "eğer siz hak talep ederseniz, o hakkın sınırlarını da biz belirleriz"(!) dediler ve ezen ulus sosyal şöven şarlatanlığı yaparak, sömürgeci işgalın taraftarı ve koruyucusu oldular. Ezilen ulus milliyetçiliğini küçümsediler. Egemen ulus milliyetçi-ırkçı siyaseti ile bir tutarak, hor gördüler ve kendi içlerinde yasakladılar. Bugün PKK ve tabanının Kurd milliyetçiliğine bu denli düşmanlığı ve Kurd milliyetçiliğine yabancılaşma nedenleri üzerinde durulması gereken önemli noktalardır!
Oysa: Kurtler; kendi ulusal gerçeklerinden dolayı milliyetçi olmak zorundadırlar. Kürt milliyetçiliği baskı altındaki, zulüm altındaki kendi dilini, kültürünü gün ışığına çıkarma mücadelesidir. Bu değerleri savunduğun ve kuruduğun zaman da, elbette milliyetçisin. Ama, terihte Kurd milliyetçiliğinin saldırgan bir milliyetçilik olduğuna rastlanmamiştir. Bugün iktidar olduğu Kurdistan'ın Güney'indeki diğer Kurdistan'lı ulus ve Kültürlere, dini inançlara karşı, koruyucu, geliştirici ve hoşgörü kültürü önemli bir örnektir. Ama Türk milliyetçiliği ırkçı ve saldırgandır. Kurdleri zorla asimile ve yoketme roğramlarına tabi tutan bir tarihi geleneğin temsilcisidir. Sömürge Kurdistan sorunu bir iktidar sorunu değil, bir ulus ve ülke sorunudur. Çözümü de ulusaldır. Ulusal çözümler de milliyetçi talepler üzerinde proğramlanır.
3-Türk "sol"u: Sömürgeci devletin işgaline karşı savaşmanın yerine, sömürge sorununu iktidar sorununa indirgeyerek; devletin sömürgedeki işgalcı varlığını meşrulaştıran bir zemin hazırladılar. Türk sömürgeci devletin siyasi taleplerine göre, Kurd ulusal direnişinin ulusal taleplerini sınırlamayı dayattılar. Bu alanda bugün PKK'nin "güçlü ve demokratik türkiye" için "Türk sol örgütlerle yaptığı birlik ve dayanışma"(!) ve Kurd Kurdistan ulusal proğramından uzaklaşması, kayda değer araştırma alanlarından biridir! Türk "sol"u Sömürge Kurdistan'ın ve Kurd ulusun ulusal enerjisini kendi iktidar kavgalarında kullanarak, sömürge ulusun ulusal kurtuluş mücadelesini güdük bir mücadeye dönüştürdüler. Bu nedenlerden dolayi: Evet bugün; mangalda kül bırakmayan türk "sol" hareketi yargılanmalı. Onların Kurdistan'daki varlığı kökten rededilmeli. Kurdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin safları onlara tamamen kapatılmalı.. Eğer Kurdistan ulusal kurtuluş mücadelesine destek verme gibi bir derdleri varsa(!) sömürgeci devletin metropollerini işgale, millitarist zülme, asimilasyona ve sömürgedeki zorbalığa karşı örgütlemeli..Kendi kitlelerini Kurdistan'daki zulüme karşı duyarlı kılmalı..
30 yıldır süren bir savaşta, Türk "sol" ve "demokrat"hareketi bir tek kitlesel destek eylemi örgütlemediği gibi, kene gibi sömürge ulusun ulusal Kurtuluş mücadelesinin candamarlarına yapışarak; ulusal enerjisini sömürme ve sömürgeci devletin Kurdistan'daki varlığını meşrulaştırma, sömürgeci Türk Devletinin taleplerini Kurd ulusal direnişine kabul ettirme çabasından öteye gitmemiştir. Tez elden Kurdistan ulusal Kurtuluş dinamikleri bu hastalıklı yapıdan çıkarak kendi ulusal mevzilerinde, ulus ve ülkeden kaynaklı sorunlarını çözmeye yönelmelidir.
Şeyhmus Özzengin
02 Haziran 2016