Devlet, Kürdlerin, Kürd olmaktan ve Kürd ulusu olmaktan doğan hiçbir hakkını teslim etmeden yani Kürdlere hiçbir şey vermeden, Abdullah Öcalan adını kullanarak ‘Öcalan’ın tecridi’ vs. diyerek Kürdlerle barış yapmak istiyor. PKK/KCK’nin, ‘Kürd devletine karşıyız, federasyona da karşıyız’ türden açıklamaları, devlete, hükümete bu şekilde rahat davranma olanağı veriyor.
Örneğin, PKK/KCK, ‘Öcalan’ın sağlığı, sıhhati, tecridi vs.’ konularında sık sık eylem yaparken, ‘Ana dilimiz Kürdçe’yi istiyoruz, ülkemiz Kürdistan’ı istiyoruz. ...’ diyerek bir eylem yaptığı görülmedi.
Kısa bir süre önce Öcalan’ın idamını ve DEM’in derhal kapatılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye davet etmesi ve mecliste DEM gurubuna gidip DEM Eş Başkanlar Tuncer Bakırhan, Tülay Hatimoğulları ve arkadaşlarının elini sıkması düşündürücüdür.
PKK/KCK, DEM Partisi, Öcalan’ın muhatap alınmasından memnun. Ama devletin, hükümetin bu niyetinin ve düşüncesinin bilincine varmak da önemlidir.
Bir de şu var. Son günlerde, uluslararası güçlerin, Kürdlere rağmen bağımsız bir Kürdistan kuracağına dair konuşmalar var. Bu tutumun, İsrail’in bugünü ve geleceğiyle ilgili olduğu da vurgulanıyor. Devlet, hükümet, bağımsız Kürdistan’ı engellemek için de Abdullah Öcalan’ı gündeme getirmiş olabilir. Devletin ve hükümetin alelacele Öcalan’ı devreye koymaya çalışması Ortadoğu’da ki bu gelişmelerle ilişkili olduğu söylenebilir.
Ama Kürdler, PKK/KCK’den ibaret değil. Devletin, hükümetin bu tutumuna muhalefet edecek Kürdler Kürd siyasal partileri, Kürd sivil tollum örgütleri muhakkak vardır. Kaldı ki, PKK/KCK; DEM Parti içinde de bu tutuma muhalefet gelişebilir.