Zengin bir tarihe sahip olan şehrimin bugün talihi yok ne yazık ki! Yıllar var ki yollar yol değil, gidilesi hiç değil. Kanalizasyon yapılacak, kaz yolları: elektrik kabloları yer altına alınacak, kaz yolları: doğal gaz getirilecek evlere, kaz yolları: bulvar geçitlere üst geçit yapılacak, kaz... Yıllardır, dur durak bilmeden, izahı var ve izahı yok nedenlerden dolayı bir değil binlerce kez, "vatandaşa hizmet" (!) adı altında devletin hazinesine, vatandaşın alın terine ve cebine hoyratça el konarak saçma-salak, zihin ve proje yoksunu, "olmazsa daha iyi olurdu." işler yapılıyor. Şehrim toz-duman ve düzü dağlara benzer iken, takdir etme ve şükür etme yeteneğimi kaybettim. Neden? Çünkü üzülerek görüyorum ki; başımıza idareci olarak seçilenler, idare etme vasfından çok uzaklar!!! Bu kişi ve kişiler yüzünden şehrimin adı Muş/Roşka değildir: Kale yolları /Kanat yürekleri'dir. Felsefeniz: zehir et hayatı insanlara, katlet doğayı ve sonra çekil bir köşeye tatmin et kendini.
Kendi adıma, bu şehirde yaşamak arzumu, görme sevincimi yok ettiniz ve bunu kasıtlı yaptınız. Yaptığınızın adı "vatandaşa hizmet" değil, "vatandaşa psikolojik baskı." Güzelim Karasu Nehri’nin insanı hasta eden lağım kokularına değinmek bile istemiyorum. Sizlere, sözde ilgili ve gerekli, özde ilgisiz ve gereksiz kişilere soruyorum: bizlere yaşattığınız çirkinliklerin temelinde "KÜRD" olmamızın payı yüzde kaçtır?