Sur ilçesinde yıkılan ev ve işyerleri üzerine inşa edilen yeni yapıların zenginlere verilmesine hak sahipleri tepki gösteriyor.
Sur’da inşa edilen yeni dükkanların hak sahipleri yerine zenginlere ihale usulüyle verilmesine tepki gösteren Seviktek, “Bu dükkanları almak isteyen burada daha da zengin olmak isteyenler. Buradan utanarak çıkacakların çok iyi bilmelidirler” dedi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrası yerle bir edilen 6 mahalleden biri olan Hasırlı’da, yapımı tamamlanan 52 dükkanın kiralanması için 10 Şubat’ta Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde açık arttırma yapıldı.
Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) iştirakçisi olan Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari A.Ş. tarafından basına kapalı yapılan açık arttırmaya Sur’daki hak sahipleri katılamadı. Mağdur edilen hak sahipleri yaşananlara tepki gösterirken, haklarından geri adım atmama konusunda da kararlılıklarını dile getiriyor.
Mağduriyet üstüne mağduriyet
Sur Hasırlı’da daha önce evi ve 2 dükkanı bulunan İhsan Seviktek, 1993 yılında Lice’ye bağlı Kirmi köylerinin yakılması üzerine Sur’a yerleşen yurttaşlardan biri. Sur’a yerleştikten sonra açtığı dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Seviktek, 2015 yılında bir kez daha kaldığı evi terk etmek zorunda kaldı. Seviktek, bu süreçte sadece evini ve dükkanını kaybetmedi, yaşanan çatışmalarda bir çocuğunu da kaybetti. Çocuğunun cenazesini alabilmek için günlerce mücadele veren Seviktek, en son yapılan açık arttırma ihalesiyle bir kez daha mağdur edildi.
‘Sur’dan çıktığımızda resmen çıplak çıktık’
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Sur’da esnaflık yaptığını belirten Seviktek, yaşadığı mağduriyete ilişkin şunları söyledi: “Kirmi köyünde yaşıyorduk. 1993’te köyümüz yakıldı. Sur nasıl yandıysa o gün de köyümüz öyle yandı. O zaman ailenin bazı fertleri ayağında ayakkabı dahi olmadan köyü terk etti. Burada da aynı şeyi yaşadık. Orası köydü, burası şehir… Diyarbakır gibi bir şehirde 2015 yılında insanların evlerinin başları üzerine yıkılması ya da bodrumlarda insanların yakılması kimsenin aklına gelmezdi. Kimse böyle şeylerin yaşanacağını düşünmemişti. Savaş başladı, insanların tahliyesi için bir gün süre verdiler. O gün Sur’dan çıktık. Buradan çıktığımızda resmen çıplak çıktık. Açlıktan ölmediğimiz için dua ettik. 1 ay boyunca cenazemizi almak için mücadele ettik.”
‘100 yıl da geçse evlerimizden vazgeçmeyeceğiz’
Yasak sonrası yıkılan evi ve dükkanı karşılığında Toplu Konut İdaresi (TOKİ) konutlarından kendisine 6 tane daire teklif edildiğini aktaran Seviktek, bu teklifi reddettiklerini söyledi. Seviktek, bunun üzerine para teklif edildiğini, ancak bunu da kabul etmediklerini ifade etti. Seviktek, açık arttırmayla kiralanan dükkanların olduğu alana işaret ederek, “Şu an durduğumuz caddede benim 2 dükkanım vardı. Evim de şu an dükkanlaştırıldı. Tapulu malımdı buralar. Evimi vermeyeceğim. Hangi teklifle gelirlerse gelsinler. 100 yıl da geçse evlerimizden vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Buradan utanarak çıkacaklar’
Sur’da inşa edilen yeni dükkanların hak sahipleri yerine zenginlere ihale usulüyle verilmesine tepki gösteren Seviktek, “Bu dükkanları almak isteyen burada daha da zengin olmak isteyenler. Buradan utanarak çıkacakların çok iyi bilmelidirler” dedi.
‘O parayla bir tane kulübe alamazsın’
40 yılı aşkın bir süre Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nin bitişiğinde kahvehane işleten Tahsin Aktaş’a da evi ve dükkanı için TOKİ’den ev teklif edildi. TOKİ’yi kabul etmeyen Aktaş, evinin olduğu arsayı talep etti. Aktaş, tarihi kilisenin alanı içerisinde yer alan kahvesi için ise, vakıfa yönlendirildi.
Evinin bulunduğu alanı geri almak için mücadele veren Aktaş, “Bize her şey yasaklı. Burası tapulu malımdır. Yıllarca burada yaşadım. Yıllar önce geldiğimde bütün birikimimi buraya yatırmıştım. Bugün ise beni kiracı yaptılar” dedi. Evinin eski Süleyman Nazif İlkokulu’nun içerisinde yer alan ve bugün Sur Kaymakamlığı’na çevrilen alanda olduğunu aktaran Aktaş, “Evimde mihenk taşları vardı. Tapuda 94 metrekareydi ve 3 katlıydı. 45 yılım bitti bu evde. Ana cadde üzerinde idi. Bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gidiyorum. Bana 180 bin TL hesabıma para yaptırıldığını söylediler. Bugün o parayla bir tane kulübe alamazsın. Zaten mağdur ettiler, o 180 bin ile ne yapılır? Ben arsamı istedim tapu da hala elimde. Ölene kadar da evimi istemeye devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
(Kaynak: MA)