Sur mağduru yaşlı karı-koca, 8 yıldır evlerinin onarılmasını bekliyor

.

Ramazan YAVUZ-ÖZEL HABER

Olaylardan sonra yasaklı bölgede kalan ve altında işyeri bulunan 3 katlı evlerinin yıkılacağı gerekçesiyle müteahhitlerin çalışanları tarafından kapı, pencere, hatta duvarlardaki elektrik tesisatlarının bile söküldüğünü iddia eden 75 yaşındaki Hüseyin Dağ, “Ben ve eşim 9 yıldır kızımın evinde barınıyoruz. Yetkililer evimizi onaracaklarını söyledi. 8 yıldır bekliyoruz tek adım atılmadı. Eşim her gün evimize dönmek için gözyaşı döküyor. Evimiz onarılarak bize teslim edilsin. Evimizde ölmek istiyoruz” dedi.

Tarihi Sur ilçesinin 6 mahallesinde 9 yıl önce acı olaylar yaşandı. Kırsal kesimden gelen bir grup PKK’lı tarafından öz yönetim savunması adı altında Fatih paşa, Savaş, Dabanoğlu, Cemal Yılmaz, Hasırlı ve Cevat Paşa mahallelerinde kent içindeki yandaşlarının da desteğiyle hendekler kazıldı, barikatlar oluşturuldu. Kazılan hendeklerin kapatılması ve barikatların kaldırılması amacıyla söz konusu 6 mahallede 2 Aralık 2015’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 18 Aralık’ta ise bordo bereliler, jandarma ve polis özel harekât timlerinin katıldığı operasyonlar başlatıldı. 2016’nın 9 Mart’ına kadar süren operasyonlarda şiddetli çatışmalar yaşandı. Yaklaşık 3 ay süren operasyonlarda 6 mahallede yüzlerce ev ve işyeri kullanılamaz hale geldi.

6 MAHALLE ACELE KAMULAŞTIRILDI VE YIKILDI

6 Mahallede denetim sağlandıktan sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bakanlar Kurulunca da 16/03/2016 tarihinde bu 6 mahalle için “Acele Kamulaştırma Kararı” alındı. Karar 25/03/2016 tarih ve 29664 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlar kurulu kararından sonra da yıkımlar başladı. Ağırlıklı olarak Cemal Yılmaz, Fatih paşa ve Savaş mahallelerinde bu yıkım gerçekleştirildi.

İŞYERLERİ ONARILDI, BİNALAR OLDUĞU GİBİ BIRAKILDI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve Diyarbakır Valiliği'nin "Sokak Sağlıklaştırma" projesi kapsamında ortaklaşa başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında Gazi caddesinden Mardin kapıya kadar cadde üzerindeki bütün işyerlerin dış cepheleri onarılıp tarihi dokuya uygun olarak yenilendi. Daha önce kamulaştırma kapsamına alınıp yıkılacağı söylenen ana cadde üzerindeki çok katlı binalara ise dokunulmadı ve daha sonra ev sahiplerine“evleriniz kamulaştırılmadan çıkarıldı taşınabilirsiniz” denildi. Ancak, evlerde insanların yaşayabileceği ortam kalmamıştı. Çünkü ana cadde üzerindeki bu binalara yıkılacak söylentileri üzerine hırsızlar dadandı ve kapı, pencere, elektrik tesisatlarına kadar sökülerek geride sadece dört duvar bırakıldı. Halen bu şekilde dokunulmamış bir çok bina bulunuyor. Bu binaların kaderinin ne olacağı ise bilinmiyor. Evlerinin durumunu gören bazı aileler ise evlerini onarıp tekrar yerleşebilmek için zarar ziyanlarının karşılanması için davalar açtı ve halen bu davalar devam ediyor.

“DAĞ” AİLESİ MAĞDUR OLAN AİLELERDEN SADECE BİRİ

Sur’da bu durumdan dolayı mağdur olan ailelerden biri de “Dağ” ailesi. Balıkçılarbaşı’ndan Mardinkapı’sına doğru gittiğinizde Deva hamamı sokağının tam karşısındaki sokakta Sur içinde hemen herkesin tanıdığı Kanat kahvehanesinin karşısında bulunan 3 katlı evde oturuyordu Dağ ailesi. Evleri ana caddeye iki adım mesafedeydi. Dağ ailesinin fertleri onlarca yıldır 3 katlı evlerinin altında bulunan kahvehanelerinin geliriyle yaşamını idame ettiriyordu. Çocuklarının evlenip evden ayrılmasından sonra 75 yaşındaki Hüseyin Dağ ve eşi Gülsen Dağ bu evde yaşıyordu. 2015 yılının sonlarında başlayan olaylarla birlikte evlerini terk etmek zorunda kalan Hüseyin ve Gülsen Dağ, evli kızlarının yanına sığındı. Olaylar sona erdikten sonra ana cadde üzerindeki komşuları evlerine geri taşınırken, hemen bitişikteki “Dağ” ailesine ait ev ise yasaklı bölgede kalmıştı. Evin kamulaştırıldığı ve yıkılacağı söyleniyordu. ”Dağ” ailesi bu nedenle evlerine taşınamadı ve aradan yıllar geçmesine rağmen evlerinin onarılıp kendilerine teslim edileceği umuduyla yaşadı. Ancak evlerinin durumuyla ilgili kapılarını çalan olmadı. Hüseyin Dağ bunun üzerine defalarca Çevre, şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Valilik ve Belediyelere gitti ancak sonuç alamadı. Bunun üzerine CİMER’e de yazılar yazdı. Ancak aradan 8 yıl geçmesine rağmen yaşlı karı-koca’nın mağduriyetlerinin giderilmesi için yetkililer tarafından tek adım atılmadı.

“MÜTEAHİT ELEMANLARI BU HALE GETİRDİ”

Sur içinde olayların çıktığı 5 mahallede yıkılan evlerin yerine yeni evler yapan müteahhit firma çalışanlarının “nasılsa yıkılacak” denilerek evlerine girdiğini, kapı, pencere, elektrik tesisatını, mutfak ve yatak dolapları ile elektrik ve su saatlerini bile söküp götürdüğünü iddia eden Hüseyin Dağ, dilekçelerden, başvurulardan sonuç alamayınca Bayrampaşa camine gelen Sur Kaymakamı’yla görüştüğünü ve Kaymakam’ın evlerinin onarılacağıyla ilgili kendisine söz verdiğini dile getirdi. Hüseyin Dağ, “Olaylar sırasında evimize polisler yerleşmişti. 2016 yılının Mart ayında olaylar sona erdikten sonra evimizin bulunduğu mahalledeki bütün evlerin kamulaştırıldığı söylendi ve evleri yıkmaya başladılar. Benim evim ana caddenin ikinci parselinde yer alıyor. Komşumun evi ana cadde üzerinde. Benim evim ise hemen bitişiğinde. Komşum olaylardan hemen sonra evine taşındı. Bizim evimiz ise yasaklı bölgede kaldı. Bu nedenle evimize giremedik. Daha sonra bize 5 bin lira verilerek ‘gelin eşyalarınızı götürün’ denildi. Bizde evimizi yıkacaklar sandık. Bunun üzerine yıkılan evlerin yerinde yeni evler yapan müteahhit çalışanları evimize girerek kapı, pencere, mutfak dolapları, yatak dolaplarımız, elektrik tesisatı ve hatta elektrik ve su saatlerini bile söküp götürmüşler. Tek bir pencere kalmış. Onu da sökmüşler, ama büyük olduğu için götürememişler. Geride adeta dört duvar kaldı. 3 Katlı evimizin altında bulunan ve 5-10 kişinin ekmek yediği bizimde geçim kaynağımız olan kahvehanemizde kullanılamaz hale getirildi” dedi.

“EVİMİZ ONARILACAK UMUDUYLA YAŞADIK, DAVA DA AÇMADIK”

Olayların sona ermesinin üzerinden 8 yıl geçtiğini belirten Hüseyin Dağ, konuşmasına söyle devam etti:

“Eşimle birlikte 9 yıldır kızımın evinde kalıyoruz. Allah kızımdan ve damadımızdan razı olsun. 9 yıldır bize bakıyorlar. Ancak şimdi onlarında çocukları evlenecek. Onlara da artık yük olmak istemiyoruz. Olaylar 8 yıl önce sona erdi. Bugün, yarın evimiz onarılıp bize verilecek umuduyla yaşadık. İlk yıllarda başvurduğumuz bazı yetkililer evlerimizin onarılacağını söylüyordu. Bizde umutlandık ve beklemeye başladık. Bu nedenle devletimize dava falan da açmadık. ‘Devletimiz evimizi yapar bize teslim eder’ dedik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’ne defalarca başvurdum. Buralardan sonuç alamayınca bu kez CİMER’ yazılar yazdım. Hep bugün yarın onaracağız dediler. Ancak bir sonuç çıkmadı. Geçmiş yıllarda Sur Kaymakam’ı Bayrampaşa camisine gelmişti. Onula görüştüm. ‘Allahın izniyle evinizi onarıp size teslim edeceğiz’ dedi. Çok umutlandık. Sonra Büyükşehir Belediyesi’ne de atandı. Belediye’ye gittik bizi görüştürmediler. 4 Ay önce Diyarbakır Valiliği’ne eşimle beraber gittik. Bizi sayın valimizle görüştürmedikleri gibi ‘kalkın gidin, evinizi Valilik yapmaz’ dediler. Vali beyle görüşmeyi de bize yasak ettiler, hayır görüşemezsiniz dediler. Randevu verin gelelim dedik onu da yapmadılar”.

“EVİMİZDE ÖLMEK İSTİYORUZ”

Kendisinin emekli olduğunu ve ayda 10 bin lira emekli maaşı aldığını dile getiren 75 yaşındaki Hüseyin Dağ, “Ev kiralayarak maddi gücüm yok. Zaten param olsaydı evimi ben kendim yapardım. Ancak ayda 10 bin lira alıyorum. Bu parayla evimizi onarıp eski haline getirmem mümkün değil. Bu ev babamdan bana kaldı. 45-50 yıldır burada oturuyorduk. Evimiz bu olaylardan dolayı bu hale getirildi. Biz evden taşındıktan sonra eşim çok üzüldü. Zaten hastaydı. Evden ayrıldıktan sonra kalp ameliyatı oldu. O da çok hasta. Evinin özlemi içinde. Eşim evimize dönmek için her gün gözyaşı döküyor. Devletimizden, Sayın Cumhurbaşkanımızdan ricamız evimizi onarıp bize teslim etsinler. Bizde evimize artık taşınalım. Evin onarımına çok para gitmez. Kızımın yanında da artık kalamayız. Çünkü onlarda oğlunu evlendirecek. Artık evimize dönmek istiyoruz. Ölsek de evimizde ölmek istiyoruz” dedi.

Evini her gezdiğinde harap olmuş durumu karşısında gözleri dolan Hüseyin Dağ’ın eşi Gülsen Dağ ise, “bu evde çocuklarımızı büyüttüm. Yıllarım bu evde geçti. Bu evi yapabilmek için kocamla çok emek verdik. Bize evimizi onarıp teslim edileceği söylendi. Yıllardır bu umutla bekliyoruz. Devletimiz bize evimizi yapsın bizde artık evimize taşınalım” dedi.

Kaynak: Tigris Haber

Kurdistan Haberleri

Nüfus sayımında ikinci gün: 'Kerkük'te Kürtlerin katılımı umut verici'
AYM'den "pasaport" kararı
Rusya'nın güncellenmiş nükleer doktrini ne anlama geliyor?
Şam’ın artık güvenli bir sığınak olmadığı İran bağlantılı liderlerin bir sonraki hedefleri neresi?
Ukrayna ilk kez ATACMS füzeleriyle Rusya'yı vurdu: ABD kullanım izni vermişti