Suriçi rant bölgesi oldu

.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalar sonucu yıkılan 6 mahallede, tarihi dokuyla uyumsuz şekilde inşa edilen konut ve ticari yapılarda sona gelindi. Projede konut olarak tasarlanan ancak yapılan değişiklikle ticari mekana çevrilen Hasırlı Mahallesi’ndeki 52 dükkânın yapımı tamamlandı. İşyerleri davet usulüyle yapılacak açık artırma ile kiraya sunulacak. Dört Ayaklı Minare’nin altından başlayarak Sur diplerine giden ve ismi “Yenikapı Açık Hava Yaşam ve Kültür Merkezi” olarak değiştirilen cadde üzerinde çift yönlü inşa edilen iş yerlerinin müzayedesi TOKİ’nin iştirakçisi olan Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari A.Ş. tarafından yapılacak. En düşük açılış fiyatının 8 bin ile 17 bin TL’den başlayacağı davetiye usulü müzayedeye katılım için 30 bin ile 100 bin TL teminat bedeli isteniyor.

Yapılaşmanın tarihsel dokuya uyumsuzluğu ve alanın ticarileştirilmesini eleştiren Diyarbakır Mimarlar Odası Eşbaşkanı Selma Aslan, çatışmalı süreç ve sonrasında Suriçi’nde kendi belirlemelerine göre 3 bin 500 yapının yıkıldığını ifade etti. Çatışmalar nedeniyle tahrip edilen ancak ayakta kalmayı başaran yapılarında yıktırıldığını ifade eden Aslan, bu sürece meslek odalarının dahil edilmediğinin altını çizdi.

‘ŞU ANDA RANT BÖLGESİ OLDU’

Aslan, ihaleye çıkarılan ticari yapıların planlama aşamasında konut alanı olarak planlandığını, ancak proje değişikliğiyle bölgenin ticari alana çevrildiğini ve hak sahipleriyle yapılan sözleşmenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tek taraflı feshedildiğini hatırlatarak, buradaki hak sahiplerini başka yerlerden ev ya da para seçeneğiyle karşı karşıya bırakıldığını aktardı. Buradaki hak sahiplerinin bu şekilde mağdur edildiğinin altını çizen Aslan, “Şu anda alan ticarileşti, rant bölgesi oldu. Bu gün de oraların ihalesi yapılıyor” dedi.

TOKİ ŞİRKETİ İHALE YAPACAK

Yapılan işyerlerinin ihalesini yapan şirkete dikkati çeken Aslan, “Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari A.Ş. Bu şirkete bakınca bu şirket TOKİ’nin iştiraki. TOKİ insanları orada mağdur etti. İnsanları evlerini yıktı. 10 lira verdiği insanlardan sonradan 100 lira istemeye başladı. Orada elde ettiği rant yetmiyormuş gibi şimdi de iştiraki olan Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari Anonim Şirketi, buranın ihalesinde yer alıyor. Olaya bakınca, insanların mağdur edildiği bu bölgede bu işlemin yapılmasını bir ticari rant olduğunu düşünüyorsunuz. Gelinen nokta bu” ifadelerini kullandı.

‘TİCARİ FONKSİYONLAR EKLENDİ’

Sur’daki yıkım ve yapım aşamasında eleştirilerinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını dile getiren Aslan, Suriçi’nin kentsel sit alanı olduğunu, Sur ilçesi ile Diyarbakır surlarının UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olduğunu hatırlatarak, “Bu böyleyken oraya çok özensiz yaklaşıldı. Oradaki kent merkezi ve kültürel miras alanı olan bölge tamamen sermayenin yeni yatırım alanı olarak planlandı. Kentsel dönüşüm projesiyle de korunması gereken yapılar yerine projeler yapıldı, yeni fonksiyonlar eklendi. Eklenen fonksiyonlar da ticari fonksiyonlardır. Bu böyle olunca alanın da kullanıcıları değişti” diye konuştu.

Sur ilçesinin UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne alınmasındaki nedenlerin başında kendine dar sokak dokusu olması olduğunun altını çizen Aslan, “Zaten UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde girmesindeki bir neden de sokak dokusundan kaynaklı. Şimdi yeni yaptıkları yerde tamamen sokak dokusu diye bir şey yok, geniş geniş caddeler, geniş alanlar…” diye kaydetti.

Yapılan planlamanın parçacı olduğunu ve kentle bütünlüğü olmayan bir planlama olduğunun altını çizen Aslan, “İlk günden itibaren de niyet buydu: Turizm alanı ilan ederek turizm geliri elde etmek” yorumunu yaptı.

‘YEREL FİRMALAR DÜŞÜNÜLMEDİ’

Sur’da yaşayanların sosyo-ekonomik durumuna işaret eden Aslan, “Şimdi siz kentte bir ticari alan yaratıyorsunuz, kentin kalkınmasını planlıyorsunuz. Bunu da kentin en yoksul kesimi üzerinden planlayarak bir rant alanı sağlamaya çalışarak, büyük şirketlere, firmalara alan açıyorsunuz. Bu çok düşündürücü,  çok üzücü çok acı bir olay” değerlendirmesi yaptı.

İhale davetiyesinde “marka” firmalar ibaresini hatırlatan Aslan, şunları söyledi: “Markalar denince acaba yerel bunun ne kadar içindedir diye düşünmek lazım. Yerel firmaların ihaleye dahil olması gerekiyorsa 200 bin lira bir kiralama bedelinde 100 bin lira bir teminat bedeli ağır bir yük olduğunu söyleyebiliriz. İnşaat işlerinde adrese teslim ihaleler yapılıyor ya acaba adrese teslim bir ihale mi yapılıyor, alıcılar önceden belli mi? Bunları 10 Şubat’taki açık artırmada göreceğiz. Bize öyle geliyor ki rant odaklı ve tamamen Diyarbakır’ın yerel firmaları düşünülmeden açılan bir ihale olduğunu düşünüyorum.”

Salih YEŞİL / Güneydğu Güncel

Kurdistan Haberleri

Üçüncü Dünya Savaşı - Arzu Yılmaz*
Eğer Danielle Mitterrand bugün burada olsaydı
Myles Caggins: Kürdistan petrolünün yeniden ihracatı için birçok adım atıldı
Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı
Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz