Haber Merkezi - Erdoğan, hem Cumhurbaşkanı hem AKP Genel Başkanı kimliğiyle gittiği Moskova’da umduğunu bulamadı. Suriye Ordusu İdlib harekatını başlattığında “Esad, Soçi’de çizilen sınırlara çekilmezse gereğini yapar biz çekeriz… Gerekirse başlar omuzlardan düşer…” açıklamaları yapan Erdoğan Moskova’ya kız istemeye giden Türk Ailesi görünümünde bir ekiple gitti ve Ankara’da söylediği tüm sözleri unuttu. Üstelik Esad’ın henüz kontrolüne alamadığı M4 karayolunun denetimini de Suriye’ye bırakmayı ve bunun gereğini yapmayı kabul etti.
Görüntü komikti çünkü Rus tarafında sadece Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve bir danışman görüntüsüne tanıklık edilirken Türk tarafında AKP Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı dikkat çekiyordu. Putin’in karşısında el-pençe divan duran bakanları eliyle yanına çağırması ise dünya diplomasi tarihinde az görülecek bir sahneydi herhalde…
Erdoğan ve Putin iki saat 40 dakika görüştü, ardından heyetler arası görüşmelere geçildi. Ortak açıklanan metin ise Ankara’nın taleplerini karşılamaktan çok uzaktı. Saray medyasının 'zafer' diye yorumlayacağı bu metnin anlam ve sonuçlarını Fehim Taştekin ile konuştuk:
"Moskova’daki yeni mutabakat Erdoğan’ın Suriye macerasındaki fiyaskonun tescilidir. 29 Şubat’ta kadar Suriye ordusu eski ateşkes sınırlarına dönmezse Türkiye’nin gereğini yapacağı büyük bir ihtardı. Sahada Serakıp’ın alınması bu ihtarın yerine getirilmesine yönelik ilk adımdı. Ama daha Erdoğan Moskova’ya gitmeden Rusya’nın hava desteği ile Suriye ordusu Serakıp’a yeniden girdi. NATO’dan Rusya’yı caydıracak bir destek bulamayan Erdoğan, Moskova’ya gardını düşürerek gitmek durumunda kaldı. Çıkan sonuç, Suriye ordusunun son iki ayda girdiği yerlerde kontrolün Suriye’de kalacağının Türkiye tarafından da kabul edildiğini gösteriyor. Buna M-5 otoyolu da dahil. Dahası M-4 otoyolu da açılacak. Otoyolun iki tarafından 6 km’lik güvenli alan oluşturulacak. Burada Suriye’nin yüzünü ekşiterek kabullenmek durumunda kalacağı nokta M-4’ün Türk-Rus gözetiminde kalacak olması. Fakat bu güzergahta yabancı savaşçılar ve gerilla savaşının verildiği dağlık bölgeler var. Bu taahhüt gerçekleşirse, Suriye ordusu kendisini bekleyen çok çetin bir savaştan kurtulmuş olacak.
Elbette diğer ateşkes ilanlarında olduğu gibi bu mutabakatın da ömrü kısa olacaktır. Taahhütler kolaylıkla yerine getirilmeyecektir. Yine de bu haliyle mutabakat Türkiye ile Rusya ve Türkiye ile Suriye arasındaki çatışma riskini şimdilik azaltıyor. Bu önemli. Rusya açısından taviz sayılacak şey ise, Adana Mutabakatı’nın genişçe yorumunu esas alan yeni haritayı Erdoğan’a kabul ettirememesi oldu. Ama Rusya terörle mücadelenin süreceğini metne güçlü vurgularla yansıttı. Askeri faaliyetler durdurulacak derken terör örgütlerine karşı ateşkes olacağı söylenmiyor. Aksine terör örgütlerini hedef alan operasyonlar sürecek. Zaten bu gruplar İdlib’den roket ve insansız uçak saldırılarıyla Rusya’yı operasyon gerekçesini sunmakta tereddüt etmiyorlar. Bu durum önceki mutabakatlarda olduğu gibi bu mutabakatın da çatışmasızlığı garanti edemediğini söyleyebiliriz."
Tıklayın:
Fehim Taştekin: İdlib'de hezimet tescil edildi