Taştekin: Rusya yumuşaması yanlış okundu, Moskova geri döndü

Son bir kaç gündür İdlib’te yaşananlar ne anlama geliyor. Ahval Fehim Taştekin’le sahadaki gelişmeleri ele alıp muhtemel gidişatı konuştu

Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova ziyareti öncesi üç önemli gelişme yaşandı. Önce Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye hava savunma sistemlerinin devreye girdiğini hatırlatarak Türk savaş uçaklarının artık İdlib üzerinde güvenle uçamayacağını vurguladı. Ardından M4-M5 otoyolları kavşak noktasındaki Serakib yeniden Suriye Ordusu’nun denetimine girerken Moskova bu kentte artık Rus askeri polisinin görev yapacağını açıkladı. Yani, Ankara’ya “Artık burada ben varım, saldırırsan bana saldıracaksın” mesajı verdi.

Ankara için asıl elini zayıflatıcı açıklama ise Washington’dan geldi. Amerikan Savunma Bakanı Esper, ülkesinin Türkiye’ye İdlib için hava savunma sistemi vermeyeceğini belirterek ziyaret öncesi Erdoğan’ın elini iyice zayıflattı. NATO kartının devreden çıkmasının Putin’i rahatlatacağı şüphesiz. 

Peki, son bir kaç gündür İdlib’te yaşananlar ne anlama geliyor. Fehim Taştekin’le sahadaki gelişmeleri ele alıp muhtemel gidişatı konuştuk:

27 Şubat’ta 36 Türk askerinin ölümünün ardından Türkiye’nin Suriye mevzilerini bombalaması karşısında Rusya’nın eylemsizliği bir geri adım olarak algılandı. Bazı Rus yorumcular da Putin’in de Türkiye ile savaştan kaçınmak ve NATO’yu işin içine sokmamak için Erdoğan’ın Türk gözlem noktalarına kadar gitme planına göz yumacağını öne sürdü. Ancak bu geçici bir durumdu.

 Rusya’nın geri adım atmasının Orta Doğu’da silinmesi anlamına geleceğini düşündüğümüzde de Putin’in bir süreliğine Türkiye’nin öfkesini dindirmek için hava sahasını SİHA’lara açtığı tespiti duruma en uygun yaklaşımdı.

Nitekim Türkiye 1 Mart’ta harekâtın adını Bahar Kalkanı olarak koyarken Suriye de bölgeyi tüm uçuşlara kapattı. Saatler geçmeden Türkiye’nin bir SİHA’sı düşürüldü. Türkiye de iki uçak düşürdü. Sana’ya göre düşürülen Türk SİHA’sı sayısı 1 Mart’ta 3 idi. 

Sahada yeni angajman kuralları oluşuyor

Rus sigortası 1 Mart’tan itibaren tabloyu değiştiren yeni bir durum ortaya çıkıyor. Erdoğan Putin’e “Aradan çekil, rejimle baş başa kalalım” dedi ya Ruslar da bir süreliğine çekildi. Ancak Rusya Suriye’nin savunma sistemlerini Halep’e kaydırmasına imkân verdi. Türkiye’ye yanıt veren Rusya değil Suriye hava savunması olacak. Suriye ordusu ile bir savaş var nasıl olsa. 

İkinci önemli husus Rusya operasyonlara tekrar döndü. Birkaç gün Türkiye’nin desteği ile hem Serakıp hem de güney cephesinde 23 yer silahlı grupların eline geçti. Dün Rusya’nın hava desteği ile Serakıp bir gün içinde geri alındı. Rusya ikinci kuralı “Terörle mücadele sürecek” diyerek koydu. 

Üçüncü yeni durum Serakıp’a Rus polis birimlerinin sokulması. Bu çok net olarak “Bu kent artık kurtarılmıştır, savaş alanı olmaktan çıkmıştır, saldıran Rusya’yı karşısında bulur” anlamına geliyor. Yani Erdoğan’ın 12 gözlem noktasının gerisine çekilme isteğinin önüne Rus bariyeri çıkıyor. Rusya biraz NATO’nun ne yapacağını görmek için alttan aldı.

Moskova’da harita çıkar ama bu Erdoğan’ın kafasındaki olmaz

Moskova’daki görüşmede de eskiye dönüşün karşılık bulması zor gözüküyor. Bir kere Soçi Mutabakatı gereğince iki konuda geri adım atmayacaktır Putin; Biri terör örgütleriyle savaş, diğeri oto yolların açılması. Belki belli yerlerde Türk ve Rus ortak devriyesi olabilir. Bunun ötesinde Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde Adana Mutabakatı ile güvenlikte ortaklık yine Putin’in önerisi olarak masaya gelecektir. 

Ayrıca Putin “Gördüğünüz gibi askeri olarak bu iş ikimizin de zararına. Suriye’nin geleceğini ekonomik boyutunu da ekleyerek birlikte kurabiliriz” diyerek teşvik edici başka bir yaklaşımı da masaya getirebilir. Bu krize İran boyutu da eklendi. Savaşta ısrar Türkiye’nin başına daha büyük belalar açacaktır. Sığınmacıları bir şantaj aracına dönüştürerek Batı’nın desteğini alma taktiği de bu kez çok ters tepme potansiyeli taşıyor.

Haberi dinlemek için tıklayın

 

SÖYLEŞİ Haberleri

Mustafa Aydoğan: Kürt nüfus çoğalıyor, Kürtçe konuşanlar azalıyor
30 yıl sonra tahliye olan Rojbin Perişan: Vazgeçmediğin sürece umut vardır
İstanbul Sözleşmesi, İngiltere’de yürürlüğe girdi
Mücahit Bilici: 'Kürt demokrasisinin de Kürt askeriyesine 'haddini bil' diyebilmesi lâzımdır'
Kürt korkusu Kürtlerle ilgili hak taleplerini güvenlik meselesine indirgiyor