TÜİK'in açıkladığı enflasyon hesabındaki raf fiyatları, market ve pazarlardaki fiyat artışları arasında uçurum var. Üstelik açıklanan enflasyon rakamları, alt grupları için daha yüksek...
Resmi verilere göre enflasyon aralıkta yüzde 36 iken, mart ayında yüzde 61'e ulaştı. Yani resmi verilere göre dahi ücretler 3 ayda yüzde 25 eridi. Üstelik TÜİK'in mart ayı enflasyon artışını yüzde 5,46 (ENAG'a göre yüzde 11,93, İTO'ya göre yüzde 6,29) olarak hesaplaması inandırıcı bulunmazken, çarşı-pazar rakamlarıyla da uyuşmuyor.
Resmi verilere göre aylık bazda en fazla akaryakıt fiyatları (motorin yüzde 32,67, benzin yüzde 24,41) arttı. Örneğin, Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle raflardaki fiyatı yaklaşık yüzde 50 yükselen ayçiçek yağındaki artış TÜİK'e göre sadece yüzde 13,34'te kaldı. Şubat ayında fiyatı 9-11 lira olan yerli muz marketlerde 16-17 liraya (yüzde 50'nin üzerinde) gelmesine karşın TÜİK'e göre yüzdelik artış yüzde 13.
TÜİK'E GÖRE ET YÜZDE 14, ESK'YE GÖRE YÜZDE 48 ZAMLANDI
Yine mart ayında şeker zamları da çokça konuşuldu. TÜRKŞEKER ayın sonuna doğru şekere yüzde 35 zam yaptı. Bu zam mart ayı enflasyonu hesabına yetişmedi dense dahi öncesinde zaten pazarın büyük bölümünü elinde tutan özel şirketler benzer oranda zam yapmıştı. Oysa TÜİK hesabına göre şekere toz şekerin fiyatı martta yüzde 12 arttı. Et ve Süt Kurumu, ete yaklaşık yüzde 48 oranında zam yaparken, TÜİK hesaplamasında dana etinin değişim oranı yüzde 14,57 olarak yer aldı.
TÜRKİYE ENFLASYON SIRALAMASINDA 7. SIRADA
Öte yandan TÜİK'in açıkladığı resmi verilere göre bile Türkiye, dünya enflasyon sıralamasında mart ayı itibariyle 7. sıraya yükseldi. İlk sırada yüzde 340'la Venezuela yer alırken sıralama Sudan/yüzde 260, Lübnan yüzde 215, Suriye yüzde 139, Zimbabwe yüzde 72,7, Surinam yüzde 61,5, Türkiye yüzde 61,14 şeklinde devam ediyor.
AKÇAY: ÜCRET ARTIŞI GÜNDEME ALINMALI
Doç. Dr. Ümit Akçay, son 20 yılın zirvesini yenileyen enflasyonun kontrolden çıkmasının, 2021 yılının eylül-aralık ayları arasında para politikasında gerçekleşen kulvar değişikliğinin bir sonucu olarak görülebileceğine işaret etti. Ancak durumun bununla bırakılmasının eksik olacağına vurgu yapan Akçay, şu değerlendirmede bulundu:
"Özellikle aylık değişime baktığımızda ulaşım ve gıda fiyatlarının çok hızlı artması, savaşın Türkiye ekonomisine yansımalarıyla ilgili. Açıklanan enflasyon rakamları, alt gelir grupları için daha yüksek. Zira onların tüketim sepetinde gıda ve ulaşım harcamalarının payı daha büyük. Bu ortamda acilen yapılması gereken, asgari ücretin artırılmasıdır. Ekonomi yönetimi bu konuda çelişkili beyanlar veriyor, muhtemelen sermaye kesimlerinin baskısını hissediyorlar. Emekten yana kesimler asgari ücret artışını bir an önce öncelikli bir gündem olarak ele almalı."
IŞIM: BÖYLE DEVAM EDERSE HİPERENFLASYON SÜRECİNE GİDİLİR
Finansal Analist Mehmet Çağdaş Işim, maliye ve para politikalarının düzenli şekilde uygulanmaması halinde hiperenflasyon sürecine girileceği uyarısında bulundu. ENAG'ın yaptığı araştırmaya göre ilk 100'deki firmaların 2020/21 döneminde iki kattan daha fazla kâr (yüzde 219) elde ettiğini, buna karşılık resmi enflasyonun TÜFE'de yüzde 61, ÜFE'de yüzde 114 olduğunu belirten Işim, bu durumun şirketlerin aradaki farkı tüketiciye yansıttığını ortaya koyduğunu söyledi.
KUBİLAY: 100 TL'NİN 11 TL'Sİ BUHARLAŞTI
Finans uzmanı, akademisyen Murat Kubilay ise enflasyonu, paranın değer kaybı üzerinden değerlendirdi. 19 yıllık birikimli enflasyonun yüzde 814 olarak olduğuna işaret eden Kubilay, 100 TL'nin satın alma gücünün bu süreçte 11 TL'ye düştüğünü, 89 TL'nin buharlaştığını anlattı.