Facebook’un kendi kripto para birimi Libra’yı kamuoyuna tanıtmasının üzerinden kısa süre geçmişken, 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’na göre Merkez Bankası’nın da kendi kripto (dijital) parasını çıkarması bekleniyor.
Blok zincir tabanlı olması beklenen uygulamanın koordinasyonu, bir kamu kurumu tarafından sağlanacak.
Merkez Bankası denetiminde olacak
Hayata geçirildiği taktirde, söz konusu kripto para, Venezuela’da petrol rezerviyle desteklenen ve petrol varil fiyatına sabitlenmiş bir para birimi olan “petro”nun ardından, bir Merkez Bankası tarafından desteklenen bir uygulama olacak.
Türkiye’de halkın yüzde 18’inin kripto paraya sahip olduğu tahmin ediliyor. CoinLib verilerine göre, Türkiye’ye kripto para birimleri cinsinden para girişinin hacmi, İngiltere’deki miktarın yaklaşık yarısına karşılık geliyor.
Koç Üniversitesi’nden Prof. Selva Demiralp’e göre, Merkez Bankası'nın kendi kripto parasını basmasının en önemli avantajı bireylerin bankacılık sistemini aradan çıkararak doğrudan Merkez Bankası parasını ellerinde tutabilmeleri.
“Bunu yapmanın bir diğer yolu bireye Merkez Bankası'nda hesap açma imkanı tanımak olur. Ancak kripto para tutmanın Merkez Bankası'nda hesap açmaya göre avantajı ödemelerin doğrudan ilgili kişiler arasında yapılmasına imkan vermek sureti ile üçüncü kişiler tarafından takip edilme imkanını ortadan kaldırması,” diye açıklıyor Demiralp.
Tehdit mi, fırsat mı?
Bir taraftan kripto para birimine geçilmesinin aracılık faaliyetine olan ihtiyacı ortadan kaldırarak ödemelerin daha hızlı yapılmasına imkan sağlayacağına dikkat çeken Demiralp, öte yandan bu durumun bankacılık sistemi için bir tehdit oluşturmasının da mümkün olduğunu düşünüyor.
Bankacılık sisteminin olmadığı bir ortamda finansal istikrar ya da para politikasının işleyişinin nasıl gelişeceğini öngörmek, Demirtalp’e göre oldukça zor.
İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM'ın CEO'su ve kripto para konularında kısa süre önce önemli bir analizkaleme almış olan Ussal Şahbaz, Türkiye’nin kripto parasının dünya çapında geçerliliği olmadığı sürece bu tür girişimlerin çok büyük bir anlamı olmadığı görüşünde.
“Eğer sadece Türk Lirası karşılığı kripto para olacaksa, bu uygulama dünyanın başka yerlerinde kabul edilemez. Öncelikle, Merkez Bankası’nın diğer uygulayacağı para politikalarıyla güven tesis etmesi gerekir,” diyor Şahbaz.
"Dünyada parasal mimari değişiyor"
Libra’nın Mastercard, Visa, Vodafone, Uber gibi dünya çapında 40 tane farklı kuruluşla işbirliği yaptığına ve bu kurucular arasında Türkiye’den bir kurumun bulunmadığına dikkat çeken Şahbaz, Türkiye’nin odaklanması gereken şeyin, dünyada parasal mimarinin değişmesi olduğuna dikkat çekiyor:
“Bu dünyaya girecekse uluslararası kripto para oyuncularına ortak olmalı, o girişimlerin şekillenmesine katkıda bulunmalı, global ödeme cihazlarına taraf olmalıyız. Kripto para, bir ülkenin parasal sistemine güven sağlamaz, var olan güvenin bir sonucudur.”
Kripto para, bir ülkenin parasal sistemine güven sağlamaz, var olan güvenin bir sonucudur.
İstanbul Teknik Üniversitesi Blockchain Kurucu Başkanı Doruk İşmen ise, kripto paranın Türk Lirası’na endeksli olmasından ötürü, çıkacak kripto paranın enflasyonla mücadele konusunda çok büyük bir etki yaratacağını düşünmüyor.
"Fakat kayıt dışı ekonomi konusunda büyük gelişmeler sağlayacaktır, zira blok zincir teknolojisi ile bütün para transferleri kayıt altına alındığı için vergi kaçırma, kara para aklama gibi yasa dışı finans olayları azalacaktır," diyor İşmen.
2018 yılı verilerine göre kripto para konularında dünya çapında 63 merkez bankası, pratik ve teorik çalışmalar başlatmış durumda olup, bunların yüzde 10'u da pilot uygulamalara start verdi.
Lira bazlı bir kripto paranın, enflasyon oranlarının oldukça yüksek olduğu bir ortamda ne kadar itibar göreceğini ve dijital TL’nin “güvenli bir liman” olarak görülüp görülmeyeceğini ise zaman ve destekleyici politikalar gösterecek.