Türklük, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda Ziya Gökalp, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul gibi çok önemli milliyetçi düşünürlerin ve yeni devletin kurucusu Mustafa Kemal Paşa'nın yönlendirmeleriyle milliyetçi temeller üzerine bina edilen yapıdır. (Milli Yol dergisi 1962)
Türk, Türklük soyundan gelen ve Türklük soyundan gelenler kadar Türkleşerek kendini TÜRK BILENDIR. Başka bir kimliğe sahip olduğu halde kendini Türk hisseden veya hissettiğini söyleyen kimseleri Türk kabul etmeye imkan yoktur. Çünkü böylesi kimseler bilinçaltlarında bir yerde o gayri Türklük kimliğini muhafaza etmektedir. Bu ise daima potansiyel bir kopuşun ve tehlikenin mevcudiyetini bildirmektedir. O halde biz, tıpkı Yusuf AKÇURA gibi Türklüğü ırk temelli tanımlıyoruz ki, gerçekten bilimsel olan da budur. (M. Cemil Meriç Türk Dirlik yayınları Aralık 2004)
Emperyalizme karşı savaşım verme iddiasında olan Türk yetkilileri TC devletini Kürtlerle birlikte kurduklarını ifade edenler, ilk yaptıkları Kürt halkını imha ve yok etmek olmuştur. 'Ne Mutlu Tüktüm diyene', 'Bir Türk Dünyaya bedeldir' , 'Türk Titre kendine gel' kavramları ırkçılığın en büyük ifadesidir. Her gün Türk olmayan Kürt çocuklarına ‘'ANDIMIZI'' okutturmak, böylesine bağnaz bir ırkçılık dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu gün 30 milyon Kürdün ulusal kimliği bile Anayasal teminat altına alınmamıştır.
Türk Milliyetçiliği ve Türk'e göre milliyetçilik, Türklüğün yükselişi, tekliği, üstünlüğü ve giderek dünyaya hakim olması ve ırkçı bir Türk dünyasının yaratılmasıdır.
‘Türk Milliyetçileri Tanrı Dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslümandır, sözü yani hem dinimizde en ileri noktaya varma isteği, hem de Türklük noktasında en uç noktaya ulaşma gayretidir’ denilmektedir. Giderek her cümlesi Irkçılık ve Milliyetçilik halini alan Türklük kavramı, ikinci Mahmut döneminde, 1839’da Tanzimat fermanıyla, Kürdistan’da bir nevi Kürt otonom bölgelerinin kaldırılmasıyla başlamıştır.
İlk Türk milliyetçiliği denildiğinde, İttihat Terakki üçlüsü (Enver Talat ve Cemal) M. Emin Yurdakul, M. Akif Ersoy, Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Nihal Atsız, Fethi Tevetoğlu, Alpaslan Türkeş, Esat Mahmut Bozkurt ile günümüzde Devlet Bahçeli, Muhsin Yazıcıoğlu ve Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı gibi pek çok isim bir çırpıda sayılabilir..
İlginçtir, Türklük adına hareket edenlerin birçoğu, ASIMILE olmuş Türk asıllı olmayanlardır. Çünkü yaşam ve beslenme kaynakları Türklükten nema alarak bulmuşlardır. Örneğin; Şarkıcı İsmail TÜRÜT, sürekli medyaya çıkıp Türk milliyetçisi olduğunu söylüyor. Türüt'ün yolundan yürüdüğü ırkçı ağabeyleri, öyle sözlere filan inanmadılar, ellerine cetvel, pergel alıp kafatası ölçümü yaptılar. Bundan yıllar evvel Türkiye'de iki Türk milliyetçisi vardı: Nihal Atsız, diğerinin adı ise Reha Oğuz Türkkan’dı. Bu iki milliyetçi ellerine cetvel, gönye alıp fotoğrafları ölçerek kimin Türk olup olmadığına karar veriyorlardı. Sadece kafatası bulguları yeterli olmuyor, kanına, saç rengine, gözüne, burnuna ve -belki de sizin için en önemlisi- boyun uzunluğuna bakıyorlardı.
Yaşı daha genç olan Türkkan, Atsız'ın kafatasının, Türk ırkına benzemediğini söyledi. Nihal Atsız yanıt vermekte gecikmedi: "Türkkan'ın ataları Ermeni'dir. O Türkkan değil Ermeni kan’dır" diye yanıtladı. Sonradan her ikisinin de dönme olduğu anlaşıldı.
"Turan" sözcüğünü ilk kullanan, “Türkçülüğün Esasları"nı kaleme alan büyük Türk milliyetçisi Ziya Gökalp, Kürt dönmesiydi. Mehmet Akif Arnavut'tu. İsmet Rasim Tümtürk kimdi? Cenap Şahabettin'in oğluydu. Cenap Şahabettin kimdi; bir iddiaya göre Arnavut, diğer bir iddiaya göre ise Kürt. Annesi ise Kürt Mir Botan Bedirhan Abdülrezzak’ın torunu Naciye Hanım'dır.
Irkçılar öyle "Ben Türküm" diyeni de hemen kabul etmiyorlardı. Nihal Atsız'a göre, Türk milletinin esası dil değil, ırk ve kandı. (S.Yalçın 2006)
Bunu aşırılığa götürüp, kendi ulusunu başka ırklara üstün gören, Kürtlere yaptıkları gibi onları egemenlik altına alarak faşizme vardıranlar ortaya çıkmıştır.
Örneğin; Milliyetçi/ Irkçı Turancı olmaları nedeniyle İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından 57 kişi gözaltına alındı. 23'ü, 18 Mayıs 1944'te başlayıp 31 Mayıs 1947'te biten sıkıyönetim mahkemesince yargılandı. Yargılananlardan bazıları şunlardı: Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Fethi Tevetoğlu, Zeki Velidi Togan, Said Bilgiç, Hasan Ferit Cansever, Reha Oğuz Türkkan, İsmet Rasin Tümtürk, Hikmet Tanyu, Orhan Şaik Gökyay, Muzaffer Eriş.01-02-2017
İşte kısaca değindiğim gibi, Türk milliyetçileri/Milliyetçiliği ve Türklük anlam ve kavramı, onlara ait tarihsel belgelerle böyle yer alır. Aslında bizim ders almamız gereken konu, çoğunlukla Türk olmadıkları halde Türkçülük/Turancılık gibi Kürt halkının düşmanı olan Irkçı ideolojileri ortaya çıkaran bu dönmelerdir.
Örneğin, asker ve polis cenazelerinde, küçük yaştaki çocuklarını Türk Bayraklarına sararak hazır bekleten bu türden kimi ırkçı ve dönmeler, ırkçı sloganlarla motive ederek Kürt karşıtı bir yeni kuşak yaratmaya çalışmaktadırlar. Kürtler bu tahriklerden sakınmalı ve dikkatli olmalıdırlar.