Cumhuriyet tarihinde ilk defa 1946 yılında milletvekilleri genel seçimi yapıldı. Çocuk yaştaydım, iyi hatırlıyorum. 1946’dan 1965 yılına kadar yapılan milletvekili genel seçimlerinin tümü anti demokratik seçimlerdi. 1965’te yapılan milletvekili genel seçimleri milli bakiye sistemiyle yapıldı. Milli bakiye sistemi demokratik bir sistemdi. Seçmen hangi partiye oy verdiyse, verdiği oy geçerliydi. Türkiye genelinde siyasi partilere verilen oylar toplanırdı. Toplanan oylara göre, partiler aldıkları oy sayısına denk milletvekili sayısı belirlenirdi. 1966’da senato seçimlerinde de milli bakiye sistemi uygulandı.
1965 milletvekili genel seçimi yapıldı. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum dostum Diş Hekimi merhum Hüseyin Kiraz, Urfa’dan Türkiye İşçi Partisinden milletvekili seçildi. Evindeki eşyaları, Siverek’teki fakir ailelere dağıtarak milletvekili sıfatıyla Ankara’ya gitti. O seçimde işçilerin kalesi olarak kabul edilen İzmit’te, Behice Boran milletvekili adayı olmuştu. Behice Boran, İzmit’ten 2.500 küsur oy aldı. Hüseyin Kiraz’ın Urfa dan aldığı oyları, Türkiye İşçi Partisi yöneticileri, İzmit’te, milletvekili adayı olan Behice Boran’a vererek, milletvekili olmasını sağladılar. Hüseyin Kiraz Diyarbakır’a döndü.
1966 yılında senato seçimleri yapıldı. Ben ve milyonlarca Kürdün tanıdığı ve saygı duyduğu, Hukuk Doktoru Merhum Canip Yıldırım, Diyarbakır’da Türkiye İşçi Partisinden senatör adayı olarak birinci sırada seçime girdi. 10.000’nin üzerinde oy aldı. Türkiye’ de illerin nüfus oranına göre en çok oy alan Canip Yıldırım oldu. Türkiye İşçi Partisi, İzmit’te Fatma Hikmet İşmen’i senatör adayı olarak göstermişti. Fatma Hikmet İşmen de, Behice Boran gibi 2.500 civarında oy aldı. Yine İşçi Partisi yöneticileri, Canip Yıldırım’ın oylarıyla Fatma Hikmet İşmen’i senatör olarak Ankara’ya gönderdiler. Türkiye İşçi Partisi, Hüseyin Kiraz’a oynadığı oynu, Canip Yıldırım’a da oynadı. Kısacası alavere-dalavere Kürt Mehmet nöbete gönderildi.
Ben Türkün solcusuna, sosyalistine ve komünistine hiç güvenmedim ve halen güvenmiyorum. Türkün sağcısına da güvenmedim ve güvenmiyorum. Türkler içinde mutlaka saygı değer demokrat insanlar var. Demokrat olan kişi ve kişilerin millet, ırkı ve inancı ne olursa olsun sonsuz saygı duyuyorum.
1965 ve 1966 seçimlerinden sonra seçim kanununda yapılan değişiklikle milli bakiye sistemi kaldırıldı ve yine hileli seçim sistemine geçildi.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar uzun bir süre geçti. Defalarca askeri darbelere teşebbüs edildi. 22 Şubat ve 15 Temmuz askeri darbeleri başarısız oldu. 22 Şubat’ta askeri darbeye teşebbüs edenlerin içinde Alpaslan Türkeş vardı. Harp Okulu komutanı Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan yargılanarak idam edildiler. 15 Temmuz askeri darbesinin sanıkları halen mahkemelerde yargılananlar var. Değişik cezalar alanlar var.
Başarılı olan askeri darbeler:
27 Mayıs 1960 askeri darbesi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel öncülüğünde yapıldı. Kürtlerin tanınmış şahsiyetleri önce Sivas’ta kampa alındılar. Sonra 55 tanesini aileleriyle Kürdistan dışındaki Türk illerine sürgüne gönderdiler.
12 Mart 1971’de yapılan askeri darbe de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildiler. En ağır hapis cezası Diyarbakır ceza evindeki Kürt geçlere verildi. 16’şer yıl hapis cezası alanlar, Fikret Şahin, Yumnu Budak ve arkadaşlarıydı.
12 Eylül 1980’de Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren öncülüğünde faşist askeri darbe yapıldı. Dünyada eşi benzeri olmayan işkenceler 5 nolu Diyarbakır cezaevinde Kürtlere yapıldı. Yüzün üzerinde Kürt genci işkence tezgahlarında öldürüldü. Kenan Evren ve ekibi eksiklikleri olan 1961 anayasasını yürürlükten kaldırarak 1982’de anti demokratik bir anayasa getirdi.
Şimdi 2018 yılındayız. Muhalefette olan partilerin önünü kapatmak için, AKP-MHP ile anlaşarak erken seçim kararı aldı. MHP %10 barajını aşamayacağını bildiği için AKP ile cumhur ittifakını kurdu. Bunu gören Büyük Birlik Partisi de cumhur ittifakına katıldı. Lastik gibi her tarafa çekilen TC yasalarından yararlanarak, CHP yöneticileri kendi partilerinden 15 milletvekilini, İyi Partiye transfer ettiler. İyi Parti TBMM’de grup kurduktan sonra seçime katılma hakkını kazandı. CHP ve İyi Parti de millet ittifakını kurdular. Saadet Partisi ve Demokrat Partisi de %10 seçim barajını aşamayacaklarını bildikleri için millet ittifakında yerlerini aldılar.
Türk siyasi partileri sağ-sol farkını gözetmeksizin birlik ve beraberliğini pekiştirdiler. Cumhur ve millet ittifaklarının tek bir amacı var: Kürtleri TBMM’ne sokmamak.
Bu kirli tuzakları gören, beş tane Kurdistani parti, aralarında kurdukları ittifakla HDP ile anlaşarak beraber seçime girme kararı aldılar. Yaptığım araştırmaya göre HDP oyları %13 ile %15 arasındadır. Sayı olarak Kürt oyları 7.000.000 ile 8.000.000 arasında HDP’ye verilecek. Türk siyasi partileri, Kürtlere karşı kurdukları hain tuzağa kendileri düştüler.