“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ya da kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi’ni parlamentosunda onaylayan ilk ülke olan Türkiye’nin, sözleşmeden çekilme kararı bugün yürürlüğe girdi.
Bugün Türkiye’nin birçok kentinde kadınlar, meydanlara çıkarak Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararını protesto edecek.
Kadın örgütleri, Türkiye’nin yeniden sözleşmeye geri dönmesi yönünde haftalardır çağrıda bulunuyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2021 yılının ilk beş ayında, 112 kadın öldürüldü, 79 kadının ölümü şüpheli bulundu.
Erdoğan 10 yıl önce İstanbul Sözleşmesi’nin arkasındaydı
11 Mayıs 2011’de İstanbul’da düzenlenen Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında imzaya açılan, kadına yönelik şiddeti önleme ve bu şiddetle mücadele sözleşmesine ilk imza koyan dışişleri bakanı o dönem bu görevde bulunan Ahmet Davutoğlu oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaklaşık yirmi gün sonra bu sözleşmeye desteğini sosyal medya mesajıyla göstermişti.
Türkiye, 12 Mayıs 2012’de parlamentosunda sözleşmeyi onaylayan ilk ülke oldu ve 1 Ağustos 2014’te sözleşme yürürlüğe girdi.
Ancak özellikle son beş yılda, başta İslamcı çevreler olmak üzere sağ muhafazakar kesimden, İstanbul Sözleşmesi aleyhinde görüşler ortaya çıkmaya başladı.
Başını Aile Meclisi grubunun çektiği İslamcı çevreler, sözleşmenin aile yapısını bozduğu ve eşcinselliğe zemin yarattığı iddialarıyla, kamuoyunda sık sık görünür olmaya başladı.
İlk zamanlarda İstanbul Sözleşmesi’nin arkasında duran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılı Şubat ayında önce Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu, ardından da aynı ay bir grup milletvekiliyle yaptığı toplantıda, ‘sözleşmenin gözden geçirilmesi” gerektiğini ifade etti.
Fesih kararı 19 Mart 2021’de alındı
Erdoğan’ın bu yeni yaklaşımından bir yıl sonra da 19 Mart 2021 tarihinde bir Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ndeki imzasını geri çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığı görevini yürüttüğü KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği), yıllardır radikal İslamcı çevrelerin sözleşme karşıtı tutumuna tepki gösteriyordu.
Ancak gelinen aşamada KADEM de “İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz” sözleriyle eski tutumundan vazgeçti.
Uluslararası Af Örgütü: “Türkiye, kadın hakları konusunda saati on yıl geriye aldı ve korkunç bir emsal oluşturdu”
Türkiye, kadın hakları konusunda saati on yıl geriye aldı ve korkunç bir emsal oluşturdu. Uluslararası Af Örgütü de dün bir açıklama yayınlayarak Türkiye’yi kadınlara ve kız çocuklarına şiddet uygulayanlara cezasızlık güvencesi vermekle suçladı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, "Türkiye bu gece yarısından itibaren kadınların ve kız çocuklarının altın standardına sırtını çevirdi. (Sözleşmeden) Geri çekilme kararı, taciz eden, sakatlayan ve öldüren faillere ‘bu yaptıklarına rağmen cezasız kalmaya devam edebilecekleri’ yönünde pervasız ve tehlikeli bir mesaj gönderiyor. Türkiye, kadın hakları konusunda saati on yıl geriye aldı ve korkunç bir emsal oluşturdu. Bu içler acısı karar, dünyanın dört bir yanındaki kadın hakları aktivistleri için şimdiden bir toplanma noktası haline geldi ve haklarımıza yönelik daha fazla saldırıya direnmek için bir araya gelmeliyiz” dedi.
Callamard, Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı şiddet belasından etkilenen herkesin insan haklarını koruma mücadelesini sokaklarda vermeyi sürdürdüğünü de belirtti.
Bugün birçok ilde eylem var
Kadın örgütleri Mayıs ayında beri “Anayasa’dan Yasadan Sözleşmeden Vazgeçmiyoruz” başlıklı eylemlerle hükümeti bu kararından vazgeçirmeye çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul büyük bir eylemde bir araya gelen kadın örgütleri bugün de başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere Adana, Mersin, Konya, Kayseri, Antalya, Trabzon gibi şehirlerde düzenleyecekleri basın açıklamaları ve sokak gösterileri ile hükümetin geri çekilme kararını bir kez daha protesto edecek.