Öncellikle en kötü sivil iktidarın, darbelerden daha iyi olduğunu söylemek isterim. Dünyada darbelerden en çok zarar görenlerin başında yoksul halk ve emekçiler gelmektedir.Türkiye’de ise başta Kürt halkı olmak üzere emekçiler, yoksullar, dini ile mezhep ve inanç gruplarıdır.
Bir çok kez yazdım. Ortadoğu ve bizim gibi ülkelerde tam tekmil demokrasi yerleşmediği sürece her zaman darbe ihtimalleri mevcuttur. 15 Temmuz'dan bu yana defalarca hemen hemen her ay Ordu ve Polis teşkilatı içinde darbeye karşı FETÖ operasyonu yapılıyor.
Bu demektir ki halen Türk ordusu içinde darbe girişimcileri mevcuttur
27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetler 12 Eylül 1980’de yönetime üçüncü kez müdahalede bulundu.
15 Temmuz ise, kimine göre başarısız bir askeri darbe girişimi, kimine göre Askeri Şuranın yaklaştığı günlerde iç hesaplaşmaya yönelik bir komploydu. Son zamanlarda sürekli FETO Operosyonu diye yoğun bir hesaplaşmaya tanık oluyoruz. Gerekçe ne olursa olsun, hangi ülkede olursa olsun darbeler asla olmamalıdır. Çünkü demokrasi askıya alındığı zaman, darbeler açısından hak, hukuk, adalet ve insan değeri yoktur.
Darbe ortamı nasıl gelişir; öncelikle halen ordu içindeki darbe hevesçileri halkla polis veya polisle ordu veya asker ile halk arasında pravakatif olaylar yaratıp darbe zemini hazırlar. 12 Eylül 1980 de darbesi böyle olmuştu.
Yazılanlara bakılırsa Türk Silahlı Kuvvetleri ve polis teşkilatı %75 FETÖ elinde. Yani bir askeri darbe girişimini daha yeni atlattık. Ancak; sosyal, siyasal ekonomik göstergelere bakılırsa ikincisi bir darbe ihtimalinin var olduğunu gösteriyor.
Bütün dünyada darbe gerekçeleri ekonomik kriz ve ülkede sosyal hayatın felç olması ırk din ve mezhep ayrımının bariz göstergeleridir.
Bugünki iktidar, batı ile modern dünyadan bağlarını koparıp giderek İran gibi çağdışı ülkelerle ittifak peşindedir ki bunların tek ortak yanları Kürt ve Kürdistan sorunudur.
Diğer yandan, hükümet darbeleri önlemek için tüm milliyetçi söylemleri diri tutup, Türk halkını darbelere karşı tutmaya çalışıyor..
Türk ordusu Osmanlıdan günümüze kadar dış tehlikelere karşı koymaktan ziyade hep siyasi parti gibi ülkeyi yönetmiştir. Son zamanlarda ise daha çok Kürdistan’ın bağımsızlığını önlemek için Suriye, Irak ve PKK operasyonları yapması, ordunun NATO’ya ABD’ye ters düşmemesi için tepkilere neden olmuştur. Afrin Kahramanı diye adlandırılan Orgeneral, Suriye operasyonlarına karşı çıktığı için merkeze, kızağa alınmıştır.
Türkiye'de darbe, darbe isteyenlerin planladıkları gibi öyle kolay değil, koşullar olgunlaştığı zaman başarılı olurlar.Tıpkı 12 Eylül 1980'de darbe lideri Kenan Evren'in dediği gibi. Açıkçası buna göre olacak darbe bir NATO darbesi diye beklenebilir. Çünkü ABD’nin sonraki hedefi, NATO aracılığıyla Ortadoğu’yu dünyanın merkezinden ve Türkiye’den yönetmek ve bu her geçen gün biraz daha netleşiyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk'te Hakan Çelik'in sorularını yanıtlarken; FETÖ ile ilgili çok çarpıcı bir açıklama yaparak “Yakaladıklarımız arasında itiraflar var. Bunların kendi aralarında planlarını öğreniyoruz. Yeni bir darbe, yeni suikast planları var. Ama buna güçleri yok. (26 Haziran 2018)
Demek ki, her ne kadar zaman zaman asker ile iktidar uyumlu görülse bile, tıpkı FETO ile iktidar arasındaki gibi, bir iktidar paylaşımı kavgasında asker de bu kavganın içinde olduğu içindir ki darbe ihtimali mevcuttur.
Yine çok ilginç bir belirleme, Emekli Albay H. Atilla Uğur, planları İngilizlerin yaptığını, ABD'nin ise uyguladığını ifade etti. Uğur ikinci darbe girişiminin 15 Temmuz'dan daha kanlı olacağını ifade ederken, darbe girişiminin önce doğu bölgesinde olacağını söyledi. (25 Eylül 2016)
Yazımı Genelkurmay Eski İstihbarat Daire başkanı İsmail Hakkı Pekin'in belirlemesi ile son vereyim:
"FETÖ pes etmedi. Yeniden kafa çıkarmak için uygun bir konjonktür bekliyor. 15 Temmuz'dan önce, Fetullah'ın liberalleri, kurtuluşumuzu “iç savaş”, “kaos” ve “bize çok acı çektirecek büyük bir altüst oluş”a bağlayan yazılar yazıyordu. Bu kez, Amerika'nın uygulayacağı ekonomik yaptırımı bekliyorlar. Karşımızda kendi halkına ateş açan, sivil insanların üzerine tank süren, Meclis'i bombalayan, Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye çalışan bir yapı var. Çok tehlikeli bir yapı üstelik bu"