Haber Merkezi – Çin’in Vuhan kentinde tespit edildikten sonra dünya çapında hızla yayılan yeni koronavirüs tüm önlemlere rağmen etkisini sürdürüyor.
Ancak uzmanlara göre enfeksiyonu kontrol altına almak için sert önlemler devam ederse doğa, pandemiyi azaltmaya yardımcı olabilir. Ama bu, virüsün geri dönmeyeceği anlamına da gelmiyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki (MIT) araştırmacıların 19 Mart’ta yayımlanan çalışması, daha sıcak yerlerde yaşayan toplulukların, koronavirüs enfeksiyonlarının yayılımını yavaşlatmak için göreli bir avantaja sahip olabileceğini gösterdi.
Araştırmacılar, koronavirüs bulaşmalarının çoğunun 3 ile 17 santigrat derece arasında, düşük sıcaklıklardaki bölgelerde gerçekleştiğini tespit etti.
Şu anda yaz mevsimini yaşayan Güney Yarım Küre ülkeleri koronavirüs vakaları bildirse de ortalama sıcaklığın 18 santigrat derecenin üzerinde çıktığı bölgeler, şimdiye kadar küresel vakaların yüzde 6'sından daha azını oluşturuyor.
MIT’den ve çalışmanın yazarlarından bilim insanı Kasım Buhari, “Sıcaklığın daha düşük olduğu bölgelerde vaka sayısı hızla artmaya başladı” dedi ve ekledi:
Sağlık hizmetleri dünyanın en iyileri arasında olsa da bunu Avrupa'da görebilirsiniz.
Buhari, sıcaklık etkisinin ABD'de de açık olduğunu söyledi. Buna göre salgının yayılması, Arizona, Florida ve Texas gibi güney eyaletlerinde Washington, New York ve Colorado gibi eyaletlere kıyasla daha yavaş oldu.
Mevsimsel örüntü, epidemiyologların diğer virüslerle gözlemleriyle benzerlik gösteriyor. ABD'de küresel AIDS koordinatörü ve Trump yönetiminin koronavirüs görev gücünün üyesi Dr. Deborah Birx, kısa zaman önce yapılan bir toplantıda Kuzey Yarım Küre’deki gribin, genellikle kasım-nisan trendini takip ettiğini söyledi. Her yıl soğuk algınlığına neden olan 4 tip koronavirüsün de sıcak havalarda azaldığı düşünülüyor.
Dr. Birx ayrıca, örüntünün 2003’teki SARS salgınıyla da benzer olduğunu söyledi. Ancak Çin ve Güney Kore'deki salgın daha sonra başladığı için yeni koronavirüsün de aynı yolu izleyip izlemeyeceğini söylemenin zor olduğunu vurguladı.
Kamu erişimine açık iki çalışma da koronavirüsle ilgili benzer sonuçlara ulaşmıştı. İspanya ve Finlandiya'daki araştırmacıların yaptığı bir analizde virüsün kuru koşullarda ve eksi 2 ile 10 santigrat derece arasındaki sıcaklıklarda uygun bir ortam bulmuş gibi göründüğünü öne sürmüştü. Diğer ekip de Çin yönetiminin sert önlemlerinden önce daha yüksek sıcaklıklara ve daha nemli ortamlara sahip şehirlerin salgının başlarında daha yavaş bir bulaşma hızı bildirdiğini aktarmıştı.
Ancak bu çalışmaların diğer bilim insanları tarafından değerlendirilmediğini söyleyen Dr.Bahhari, seyahat kısıtlamaları, sosyal mesafe önlemleri, testlerin mevcudiyetindeki değişiklikler ve hastane olanakları gibi faktörlerin de farklı ülkelerdeki vaka sayısını etkilemiş olabileceğini vurguladı.
Mevsimle ilişkili bulgular halkı rehavete sürüklememeli
Ayrıca koronavirüs ve mevsim geçişleri arasındaki olası ilişkinin politikacıları ve halkı rehavete sürüklememesi gerektiği belirtiliyor.
“Hala güçlü önlemler almamız gerekiyor” diyen Dr. Buhari, “Daha yüksek sıcaklıklar bu virüsü daha az etkili hale getirebilir ama daha az etkili bulaşma, hiç bulaşma olmadığı anlamına gelmez” diye konuştu.
Buhari’ye göre daha yüksek sıcaklıklar, koronavirüsün havada veya yüzeylerde uzun süre hayatta kalmasını zorlaştırabilir. Ancak günlerce olmasa bile saatlerce bulaşıcılığını koruyabilir.
Virüsler yaz aylarında bile tamamen kaybolmuyor
İnfluenza gibi mevsimsel virüsler ve soğuk algınlığına neden olan diğer virüsler bile yaz aylarında tamamen kaybolmuyor. Birçok insanın vücudunda ve dünyanın diğer bölgelerinde düşük seviyelerde olsa da varlığını koruyor ve enfeksiyonların tekrar yayılması için koşullar uygun olana kadar bekliyor.
Bazı virüslerin bunun tam tersi bir örüntüye sahip olduğu biliniyor. Örneğin çocuk felci ve tüberküloz, daha sıcak iklimlerde daha hızlı yayılma eğilimindeyken, bazı viral enfeksiyonlarsa mevsime göre değişiklik göstermiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Amerikalılara odaklanan yerel bürosu Pan Amerikan Sağlık Örgütü’nün yöneticilerinden Jarbas Barbosa’ya göre, sağlık görevlilerinin, mevsimin koronavirüsün gidişatını nasıl şekillendirdiğine dair daha net bir tablo görmesi için 4 ila 6 hafta daha gerekiyor.
Koronavirüs sıcaklığa daha dirençli olabilir
Dünyanın güneyindeki bölgelerde de yerel bulaşmaların gerçekleşmesi, bu virüsün sıcaklığa grip ve diğer solunum virüslerinden daha dirençli olabileceğini gösteriyor. Bu yüzden DSÖ yetkilileri hala ülkeleri, virüsü kontrol altına almak için acilen sert önlemler almaya çağırıyor.
Meksika’nın eski sağlık bakanı Dr. Julio Frenk, “Virüsün daha yüksek sıcaklıklarda, belirli yaşlar arasında veya herhangi bir grup içinde daha az tehlikeli olduğunu varsaymanın en büyük tehlikelerinden biri, rehavete neden olması” dedi ve ekledi:
İnsanlar halk sağlığı profesyonellerinin uyarılarına ve önerilerine uymazsa sonuçlar felaket olur.
Dr. Buhari de sıcak havanın bulaşma oranı üzerindeki etkilerinin bazı bölgelerde sadece kısa bir süre devam edebileceğini söyledi:
Koronavirüsün yayılımı daha yüksek orandaki nemde azalsa bile, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın çoğunu içeren 40 derece kuzey enleminin üzerindeki bölgeler için bu sınırlı olabilir.
New York Times’a göre virüse dair birçok şey hala bilinmediği için, sonbaharda yine sert biçimde geri dönüp dönmeyeceği de gizemini koruyor.
Independent Türkçe, New York Times