Suriye’nin Tel Rıfat bölgesine yönelik son günlerde iktidar tarafından gelen operasyon sinyaline yönelik tartışmalar devam ediyor. ABD ve Rusya’dan operasyon sinyaline yeşil ışık gelmezken, uzmanlar son anketlerde giderek oy kaybı yaşayan iktidarın operasyon mesajlarını seçim malzemesi olarak kullandığını değerlendiriyor.
Birgün’e konuşan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han operasyon söyleminin seçim malzemesi olarak kullanıldığını, gazeteci Hüsnü Mahalli ise harekât düzenlenemeyeceğini söylüyor.
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türkiye’nin Suriye’de atacağı adım hedef gözeterek, askeri müdahale için belirlenecek noktaları vurmak olacaktır tahmin ederim. Bunun ötesinde kapsamlı bir harekât olacağını düşünmüyorum. Uluslararası konjonktür, Suriye sahasının bugünkü yapısı ve Türkiye’nin tarafı olduğu küresel siyasi jeopolitik dengeler şu anda buna müsait görünmüyor” dedi. Türkiye’de bu operasyonların sıklıkla dile getirilmesinin üç nedenden kaynaklandığını aktaran Han, şunları kaydetti: “Birincisi, iktidar blokunun Suriye’deki durumun kamuoyunun gündeminde kalmasını arzu etmesidir. Bu anlaşılmaz bir durum değildir. Çünkü bu Türkiye için gerçekten kritik bir meseledir. Ama meselenin doğru ve gerçekçi politikalarla yönetiliyor olması da aynı nispette hayatidir. İkincisi, söz konusu farkındalık üzerinden Türkiye’nin dış ve güvenlik politikasının yönetimine, bu noktada iktidarın başarılı olduğuna, iktidar blokunun kimlik ve hassasiyetlerine dair bir algı oluşturulmak isteniyor. Bu da süreklilik arz eden bir seçim ortamı olarak şekillenmekte olan siyasette, seçmenin iktidar bloku etrafında konsolidasyonunun sağlanması açısından iktidar için manalı ve kullanışlıdır.”
Son olarak iktidar blokunda kendi iç dengeleri bakımından yapılan bu söylemlerin önem taşıdığına dikkat çeken Han, şu ifadeleri kullanıyor:
“MHP ve AKP’nin kendi aralarındaki iç dengelerin sürdürülebilirliği açısından da okunabilir bir durum. Başta kendi seçmenleri olmak üzere genel kamuoyuna da iktidar blokunun tutum, konum ve kimliğinin söylemsel, siyasi ve pratik anlatım sahaları arasında en önemlilerinden bir tanesi Suriye meselesidir. Bu bağlamda iktidarın paydaşları arasındaki ilişkilerin ‘ilkesel’ niteliğinin teyidi ve pratik ‘sürdürülebilirliğin’ sağlanması önemli araçlarından bir tanesidir.”
Han, şöyle devam ediyor:
“Suriye’de aktif, tavizsiz bir siyaset izlendiğinin görsel kanıtı Suriye’de sürdürülen harekâtlar veya bunlara ilişkin kuvvetli söylemlerdir. Neticede iktidar bloku önce kendi seçmenlerine, sonra da genel kamuoyuna iktidar blokunun sebebi mevcudiyetinin anlatılmasının bir yolu iktidarın Suriye’de ‘tavizsiz’, ‘üçüncü taraflara meydan okuyan’, ‘Suriye’nin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici’, ‘küresel siyasette merkezi konumda’ bir rol oynamayı becerdiğinin kanıtlanması. Bunun bir kanıtlanma alanı Suriye siyaseti…”
Gazeteci Hüsnü Mahalli ise ABD ve Rusya’dan onay almadan bir operasyon yapılmasının mümkün olmadığını belirtiyor.
Mahalli, “24 Ağustos 2016’dan bu yana gerçekleşen bütün operasyonlarda olduğu gibi Türkiye, Rusya’nın onay vermediği hiçbir operasyona kalkışmadı. Daha sonra Ocak 2018 ve en son Fırat’ın doğusunda Ekim 2019’da ABD ya da Rusya’dan onay alınmadan operasyon gerçekleştirmedi. Dolayısıyla Türkiye’nin kendi başına bir operasyon yapması zor bir ihtimaldir” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye’nin operasyon düzenleyeceğini söylediği bölgede Rusya’dan onay alamayacağını aktaran Mahalli, şöyle devam ediyor:
“Onay alamayacaktır çünkü yeni operasyon için şu anda Rusya’nın ve Suriye ordusunun bulunduğu bir bölgeden bahsediyorlar. Bunu da bir tarafa bırakalım. Hem Cumhurbaşkanı hem de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun söylemlerine bakıldığında herkesle savaşmak gerektiği sonucu çıkıyor. Türkiye’nin bölgede bulunan bütün gruplar ve güçler ile savaşması da hem mümkün değil hem de mantıklı değil.”