Vahit Aba: Kürtler var ama hakları yok

.

 

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba, Kürtlerin haklarının olmadığını belirtirken,  Kürt sorununun çözümünün önünü açacak talepleri sıralardı.

Kürt sorununun çözümünde ara çözümler

Kürdistan Özgürlük Partisi/Partîya Azadîya Kurdistanê (PAK) Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba, Kürtlerin acil taleplerinin yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulmasını gündemleştirmek istediklerini belirterek, “Kürt ve Kürdistan meselesinin ara çözümleri de olabilir. Yani sorunun çözümüne önayak olabilecek talepler öncelikle karşılanabilir. Kürt dilinin eğitim ve resmi dil olması bu taleplerden biridir. Kürt kimliğinin yasal ve anayasal güvence altına alınması bunlardan biridir. Avrupa yerel yönetimler şartının kabulüne yönelik Türkiye’nin çekincelerinin kaldırılması bu taleplerdendir. Kürt kimlikli, Kürt ve Kürdistan isimli partilerin çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılması bu taleplerden biridir. Kürtlerin din, düşünce ve fikir özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması bunlardan biridir. Bu taleplerin karşılanması Kürt sorununun çözümüne yol açacak değişikliklerdir. Şuan Türkiye2nin gündeminde yeni bir anayasa var. Bir yanda Millet İttifakı’nın (6’lı Blok) anayasa çalışmaları var ve diğer yanda da Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa çalışmaları var. Ama biliyoruz ki, Türkiye’deki temel sorun Kürt meselesidir. Kürt meselesinde adımlar atılmadıkça, Kürtlerin varlığı, hakları anayasal ve yasal olarak kabul edilmedikçe bu sorun ortada duracaktır” ifadelerini kullandı.

PAK Genel Başkan Yardımcısı Vahit Aba

‘Kürt var ama Kürtlerin hakları yok’

Yeniden Günaydın'dan  Ali Abbas Yılmaz'a konuşan Aba şunları söyledi: “Türkiye’de Kürtlerin ve Türklerin 2 ayrı oluşum olarak bir arada federal bir çözüme gitmeleridir. İki parlamentolu 2 milletli 2 ülkeli eşit 2 milletin bir arada yaşamasıdır. Yani bir federal çözümdür. Kürtlerin tüm sorunları temel sorununun çözümüne bağlanamaz ve adım adım çözümler gerekir. Şuan TRT Şeş var ya da seçmeli dersler var ama bunların bir yasası yok. Bugünkü hükümet uyguluyor ama yarınki hükümet bunu uygulamayabilir. Bunun güvenceye alınması lazım. Şuan için diyoruz ki, Kürtçenin eğitim dili olmasının önündeki engeller kaldırılsın. Aslında Türkiye’de çok dilli anadilde eğitim var. Ama bu Türkiye’deki azınlıklar için var. Türkiye’de Lozan’da kabul edilen azınlıklar, gayrımüslim azınlıklardır. Onarın ilkokuldan liseye kadar kendi anadillerinde eğitimleri var. Ama 25 milyon olan Kürtlerin anadilde eğitimi yasak. Kürt var ama Kürtlerin hakları yok. Türkiye’de son 20 yıldır Kürtlerin varlığında atıf yapılıyor. Kürtlerin var olduğu kabul edildi ama doğal hakları, kolektif hakları kabul edilmiyor. Bütün bunların yasal ve anayasal güvenceyle kabul edilmesi süreci başlamıştır.”

 

‘Kürt kimliğinin kabulünden geri dönüş süreci başladı’

Son süreçte Kürdistan kavramını kullananlara dönük gözaltı ve görevden almaların yanında Kürdistan isimli partilere yönelik kapatma davalarının da sürdüğüne dikkati çeken Ava, şöyle konuştu: “Türkiye’nin normalleşme süreci için Kürt, Kürdistan kelimelerinin kullanılması gerekiyor. Kürdistan kelimesini ilk kullanan Selçuklu hükümdarı Sultan Sencer’dir. Kürdistan kavramının yazılı metinlere ilk geçişi Sultan Sencer ile başlar. Sonra Kanuni Sultan Süleyman Fransa Kralına yazdığı mektupta; “Ben ki, Kürdistan, Lazistan vs.” diye adını sayarak yazdığı metindir. Bütün Osmanlı metinlerinde bölgenin adı Kürdistan diye geçer. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden tutun Lügatit Türk’e kadar bölgenin adı Kürdistan diye geçer. Şimdi 98 yıldır uygulanan yasağın kaldırılma süreci başladı. Normalleşme bu isimlerin yeniden kullanımıyla başlar. Nasıl ki ülkemizin adı yasaklanmış ve köylerimizin kentlerimizin adı değiştirilmişse bunların isimlerinin yeniden kullanımının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Bunun yolu da yöneticilerin ki, başta Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da uzun süre “Doğu, Güneydoğu, buralar ‘Kürdistan’ diye geçiyor” demiştir. Ama ne yazık ki, son 5-6 yıllık süreçte hükümet tarafından Kürtlerin demokratik haklarından, Kürt kimliğinin kabulünden geri dönüş süreci başladı. Şimdi artık bunlar da suç sayılmaya başlandı. Ama artık toplum eski toplum değil. Toplum kendi demokratik haklarına sahip çıkmaya başlamıştır. Artık ortamın demokratikleşmesi açısından bu kelimelerin kullanılması gerekiyor diye düşünüyorum.”

Ali Abbas Yılmaz / Yeniden Günaydın

Kurdistan Haberleri

Üçüncü Dünya Savaşı - Arzu Yılmaz*
Eğer Danielle Mitterrand bugün burada olsaydı
Myles Caggins: Kürdistan petrolünün yeniden ihracatı için birçok adım atıldı
Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı
Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz