5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan gece İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki polis karakolunda Birol Yıldırım’ın yaşamını yitirmesiyle ilgili yeni bilgiler gün yüzüne çıktı. Mesai arkadaşı B.U.’nun verdiği ifadeye göre polisler Yıldırım’ı döverek öldürdü.
B.U., Yıldırım ailesinin avukatı Hüseyin Tuzcu’ya şunları anlattı: “Çocuk (Birol Yıldırım) ‘Kalbimde stent var, bana vurmayın’ demesine rağmen iki yıldızlı komiser gözümün önünde ‘Buradan ölün çıkacak’ diyerek vurdu, küfürler ettiler. 11 polis vura vura öldürdü Birol Yıldırım’ı.”
B.U. polislerden dokuzunu teşhis etti. Diğer iki polisi de teşhis edebileceğini söyledi.
Avukat Tuzcu, B.U. ve oğlunun da polislerin linç girişimine maruz kaldığını aktardı.
Mutfakta tutulmuş; keşif saatler sonra
Polis tutanağına göre Yıldırım nezarethane yerine mutfakta tutuldu ve saat 00:10 sıralarında ölü bulundu; bulunduğunda giysileri ıslaktı, yer de öyle. Su koridora kadar taşmıştı.
Tutanakta Yıldırım’ın saat kaçta gözaltına alındığına ilişkin bilgi yok ancak görgü tanıklarının anlatımına göre saat 23:30 sıralarıydı.
Savcının hazırladığı olay yeri keşif ve görgü tutanağına göre polisler Yıldırım’ın öldüğü bilgisini savcıya gece saat 01:36’da verdi ancak savcı karakola saat 3:00’te gitti.
Savcı, Yıldırım’ın tutulduğu mutfağa girdiğinde yerin ıslak olduğunu gördü. Su koridora kadar taşmıştı. Bunun sebebini ararken sebilden ve çay ocağından su sızdığını gördü. Yıldırım’ın giysileri de ıslaktı.
‘Delil karartılıyor… Kaymakam adliyedeydi’
Avukat Tuzcu, polislerin delil kararttığını düşünüyor.
Tuzcu, Diken’e yaptığı açıklamada mutfakta kamera olmadığını, yeri ve Yıldırım’ın giysilerini ıslatan suyun kanı temizlemek için kullanılmış olabileceğini söyledi.
Soruşturmaya müdahale edilmeye çalışıldığını düşünen Tuzcu, şunları anlattı: “Dün (8 Haziran) adliyede Büyükçekmece Kaymakamı Dr. Mehmet Özel’i gördüm. Başsavcıyı görmeye gelmişti. Yanında bir partinin ilçe teşkilatından benim de tanıdığım biri vardı. Bu kişi Birol beyin ailesinin avukatı olduğumu söyleyerek beni kaymakama tanıttı. Ancak o ‘Konuşmaya gerek yok’ diyerek başsağlığı dilemeden oradan ayrıldı.”
Polisler ifade veriyor
Yıldırım’ın ölümüne neden olan fail veya faillerin bulunması için adli soruşturma başlatıldı. Savcı bu kapsamda polislerin ifadesini almaya başladı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda otopsisi yapılan Birol Yıldırım, dün Giresun’da toprağa verildi. Birol’un ölüm sebebi otopsi raporuyla ortaya çıkacak.
Ne olmuştu?
Özel bir güvenlik şirketinde amir olarak çalışan 42 yaşındaki Birol Yıldırım, mesai arkadaşı B.U.’nun bir polis memuruyla tartışıp gözaltına alınması üzerine 5 Haziran’da saat 22:30 sıralarında Esenyurt Karakolu’na gitti. Bilgi almak isteyince rütbeli bir memurun, “Bu arkadaşı da alın içeri” talimatıyla saat 23:30 sıralarında gözaltına alındı. Dahası yönetmeliğe aykırı olarak doktor kontrolü için hastaneye sevk edilmedi.
Gözaltı haberini alan iki mesai arkadaşı saat 00:00 sıralarında karakola gidip Yıldırım’ı görmek istedi ancak polisler sorularını yanıtsız bıraktı.
Tanık anlatımlarına göre gece saat 01:00 sıralarında sivil kıyafetli bir kadın, “Nabzı yok” diye bağırdı. 15 dakika sonra karakola ambulans geldi. Ambulans 45 dakika kadar karakolda kaldı. Sağlık görevlilerinden birinin, “Ex olmuş” (ölmüş) dediği duyuldu. Ambulans, Yıldırım’ı almadan karakoldan ayrıldı. Bir polis memuru karakoldan dışarı çıkarak, “Birol Yıldırım’ı tanıyan var mı? Kendisi polise şiddet uyguladı” diye bağırdı. Tanıkların “Evet” demesine rağmen Yıldırım kendilerine gösterilmedi.
03:00 sıralarında savcı karakola geldi. Kısa bir süre sonra bir polis karakoldan dışarı çıkarak tanıklara, “Birol Yıldırım vefat etti. Başınız sağ olsun” dedi.
İstanbul valiliği ve emniyetten yapılan açıklamada Yıldırım’ın ‘bekletildiği sırada fenalaştığı’ belirtildi.
Oysa Yıldırım’ın cenazesi yakınlarına teslim edildiğinde, burnu darp nedeniyle göçmüş ve kan akıyordu. Aynı şekilde kulaklarından ve gözünden de kan geliyordu.
CANAN COŞKUN / DİKEN