Haber Merkezi - Van Afganistan’dan, Pakistan’dan, Bangladeş’den Avrupa’ya gitmek için yolculuklarına başlayan mültecilerin en önemli geçiş noktası haline geldi. Bu mültecilere İran’dan katılanlar Türkiye-İran sınırındaki dağları aşarak Türkiye’ye geçiyorlar. Ancak umut yolculuğuna ölümler de eşlik ediyor. İlk can kayıpları özellikle kışın dağlarda yaşanıyor. Ardından yollarda trafik kazaları ya da Van Gölü'nde teknelerde ölüm onları bekliyor. Van Gölü'nde 26 Haziran'da batan teknenin içinde olduğu belirtilen 100 mültecinin cesedine hâlâ ulaşılamadı. Van’ın neden Türkiye’nin en önemli geçiş noktası olduğunu Van barosu Göç ve İltica komisyonundan avukat Mahmut Kaçan ile görüştük.
Van, yeni bir ‘mülteci mezarlığı’ olma yolunda ilerliyor. Neredeyse her ay yüzlerce düzensiz göçmen yakalanıyor, her yıl yüzlercesi ölüyüro. Van’da sadece son bir yıl içinde 108 kişi tekne ve araç kazalarında ölürken, 26 Haziran 2020’de Van Gölü’nde batan teknede kilitli halde 100 mültecinin bulunduğu belirtiliyor. Bu mültecilerin cesetlerine ise henüz ulaşılabilmiş değil.
VAN GÖLÜ’NDE BATAN TEKNEDE YÜZ KİŞİ KAYIP
Van Gölü’nün Çarpanak Adası mıntıkasında yaklaşık 100 mültecinin bulunduğu iddia edilen teknenin batmasından sonra aralıksız süren arama çalışmalarında şu ana kadar 7 kişinin cesedine ulaşıldı. Teknede ne kadar mülteci bulunduğu konusunda henüz net bir bilgi yok. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 66 kişi olarak tahmin ettiklerini söylese de teknede 100’ün üzerinde kişi olduğu iddia ediliyor. Teknede tam olarak kaç mültecinin bulunduğu ise zaman içinde anlaşılacak.
Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu Üyesi Avukat Mahmut Kaçan, Van Gölü’nde batan teknede ki mültecilerin durumunu yakından takip ettiklerini ve elde ettikleri bilgilerle hazırladıkları raporu kısa zamanda kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi.
VAN MÜLTECİLERİN EN ÖNEMLİ GEÇİŞ NOKTASI
Van’da son yıllarda meydana gelen toplum mülteci ölümlerini değerlendiren Avukat Kaçan, Van kentinin uzun yıllardır göç ve mültecilik hadisesini yaşadığını söyledi. Van’ın 90’larda başlayan süreçle birlikte İran, Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerden gerek ekonomik, gerek sığınma amacıyla gelen kişilerin ilk giriş noktası özelliğinde bir yerde bulunduğunu kaydeden Kaçan, “Son yıllarda özellikle toplu göçmen ölümleri gerçekleşiyor. Kışın donma, yazın trafik kazaları ile bu ölümler açığa çıkıyor. Son zamanlarda Van Gölü üzerinden teknelerle insan kaçakçılığı yapılıyor. Türkiye giderek özellikle sığınma prosedürlerinde ulaşım konusunda oldukça zorlaştırıldı. İnsan kaçakçılığı bir sektöre dönüşte ve yasal olarak insan kaçakçılığının caydırıcı cezası yok. İnsanlar hayatlarını riske ederek ya sığınma talep edebilecekleri yerlere ulaşmaya çalışıyor ya da son zamanlarda giderek endüstriye dönüşen göçmen kaçakçılığı ile güvensiz yollardır, hayatlarını riske ederek bir noktadan bir noktaya taşımaları sonucunda ölümler gerçekleşiyor,” diye konuştu.
“Van Gölü’nde hafta sonunda batan tekneye ilişkin maalesef henüz yeterli bilgiye ulaşamadık,” diyen Kaçan, “Batan tekneye ilişkin henüz Van Barosuna henüz avukat talebi olmadı. Bu konuda kamuoyuna ilişkin şeffaf davranılması gerekiyor. Van Gölü’nde batan tekneyi yakından takip ediyoruz. Şu ana kadar 7 kişinin cesedine ulaşıldı. Sadece bu tekne için değil tüm mülteciler için endişeliyiz. Derhal gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması bir zorunluluktur,” dedi.
KONTROL NOKTALARINA YAKALANMAMAK İÇİN GÖL KULLANILIYOR
Van Gölü’nün göçmen kaçakçıları tarafından kontrol noktalarında yakalanmamak ve bu açıdan daha güvenli bulunduğu için kullandığını söyleyen Kaçan, ”Van Gölü’nde geçtiğimiz Aralık ayında Adilcevaz açıklarında yine benzer olay yaşanmıştı ve 7 kişi öldü. Bu olay ve önceki olay dışında elimizde bir istatistik yok maalesef. Şu aşamada sadece raporlama için çalışıyoruz Kimlikleri tespit edilse dahi bu kişilerin ailelerinden vekâletname almak sorun,” ifadelerini kullandı.
MÜLTECİLER GERİ GÖNDERİLİYOR
Geçtiğimiz günlerde Muradiye’de göçmenlerin yaşadığı trafik kazasını hatırlatan Kaçan, göçmenlerin ilk kolluk noktasında Türkiye’ye iltica etme talebiyle gelmelerine rağmen iltica taleplerini alınmadan, uluslararası hukuka uygun olmayan biçimde sınır dışı edildiğini belirten Kaçan, “Böyle bir mekanizme kurulsa sınır hattında yakalanan kişiler var ise iltica prosedürü başvurusu alınırsa hayatlarının riske edeceklerini düşünüyorum. Sınır hattında bu şekilde giriş yaptıktan sonra eğer jandarma ya da kolluk tarafından yakalandıklarında bu kişilerin geri itme şeklinde muameleye maruz kaldıklarını ve iltica başvurularının alınmadan, geri dönme merkezine teslim ediliyorlar. İnsanlar bir şekilde yakalanmadan daha büyük kentlere İstanbul, İzmir ve Ankara’ya ulaşmaya çalışıyor,” şeklinde konuştu.
KAYIPLAR RESMİ RAKAMLARDAN DAHA YÜKSEK
Van Valiliğinin yakalanan ve ölen mültecilere ilişkin resmi rakamlar açıkladığını ancak bu rakamların daha yüksek olduğunu düşündüklerini kaydeden Kaçan, Ocak ayında Çaldıran’da donarak hayatını kaybeden mültecilere rağmen Valiliğin, ‘Herhangi bir cenazeye ulaşamadık’ şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, “Bu konuda hükumetin politikası bir muamma. Valilik bazı rakamlar açıklasa da biz bu rakamların daha yüksek olduğunu düşünüyoruz ama ölen veya Van’da yakalanan mültecilere ilişkin kesin bir rakam belirtmek maalesef şu anda mümkün değil. Baro olarak bu insanların sayısından çok can güvenliklerinin ve haklarının önemli olduğunu düşünüyoruz,” dedi.
Van’da sadece son bir yıl içinde meydana gelen ve 108 mültecinin toplu olarak öldüğü tekne ve araç kazaları ise şunlar:
– 26 Temmuz 2019’da Van’da düzensiz göçmenleri taşıyan minibüsün şarampole devrilmesi sonucu 17 kişi hayatını kaybetti.
– Geçen Aralık ayında göçmenleri taşıyan bir teknenin Van Gölü’nde batması sonucu 7 kişi hayatını kaybetti.
– Ocak ayında ardından 9 Şubat’ta 13 düzensiz göçmen Çaldıran’da donarak yaşamını yitirdi. 9 kişinin cesedine karların erimesiyle ulaşılabildi.
– 13 Mart 2020 tarihinde yapılan araştırma ve incelemede; 1 kilometrelik alanda Afganistan, Pakistan ve Suriye uyruklu mülteci oldukları değerlendirilen yedi 7 ceset bulundu.
– 27 Haziran’da Van Gölü’nde batan teknede bulunduğu belirtilen 100 mülteciden 7’sinin cenazesine ulaşıldı.