Celâl Temel
1881 yılında, Dersim-Hozat, Ağzunik köyünde doğdu. Şêx Hasenan Aşireti Kankozade ailesindendir. Önce Aşiret Mektebi’ne, 1896 yılında da Harb Okulu’na kaydoldu ve 1898’de süvari teğmeni olarak mezun oldu. 1911 yılında yüzbaşılığa terfi etti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı subayı olarak görev yaptı. Savaş sonlarında askerlikten istifa etti.
1919 yılındaki son Osmanlı Meclis-i Mebusan’a Dersim mebusu olarak seçildiğinde binbaşı rütbesindeydi. Ancak kış koşullarında İstanbul’a gidip o meclise katılamadı. Meclis-i Mebusan kapatılıp Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılınca 1 Haziran 1920 tarihinde gidip Ankara’daki 1. Meclis’e katıldı. Meclisin aktif Kürd üyelerinden biri olarak dikkat çekti.
Trablusgarp’tan beri Mustafa Kemal’le birbirlerini tanımaktaydılar, yaşıttılar. Dersim’in sorunlarını Meclis’e getirmekle dikkat çekti. Özellikle 1921 Koçgiri ayaklanması sırasında, Mustafa Kemal’le tartışmaları oldu. Ancak Lozan görüşmeleri sırasında, “Kürdler Türkler birbirlerinden ayrılamaz.” şeklinde konuşmalar yaparak Kemalist harekete destek verdi. Bu sıralarda, arkadaşları Alişêr Efendi ve Nuri Dersimi Kemalistler konusunda onu uyarsalar da o bir süre daha onlara inandı. Durumu anladığında artık çok geç kalmıştı.
1923 yılı sonlarına kadar da Kemalist hareketten umutluydu. Mustafa Kemal, 1923 yılı yaz aylarında oluşturulan 2. Meclis’e, Bitlis Mebusu Yusuf Ziya gibi onu da almadı. Onun yerine Feridun Fikri, Dersim mebusu olarak meclise çağırıldı. Buna, başta Seyid Rıza olmak üzere Dersimliler karşı çıktılar. Ama değişen bir şey olmadı; Mustafa Kemal, onu iyi tanıyor, takip ediyor ve ne yaptığını iyi biliyordu.
Birinci Meclisin son günlerinde (1923 yılı başlarında), Lozan görüşmelerinin devam ettiği sıralarda, Mustafa Kemal’in isteğiyle, meclise Kürd kıyafetleriyle geldi. Ancak daha sonra Kürdler olarak aldatıldıklarını anlayınca, mecliste Mustafa Kemal’in üzerine yürüdü.
Kürdleri inkâr etmeyen, bir nevi özerklik hakkı tanıyan 1921 anayasası, 1924’de tekçi bir anlayışla değiştirilip, “TC’ye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” denilince, buna en büyük tepkiyi gösterenlerden biri o oldu. Cumhuriyet Halk Fırkasından ayrılarak, Kâzım Karabekir öncülüğünde kurulan liberal Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na girdi. Kemalistlere güvendiği için pişmandı, isyanlardaydı.
Bu sıralarda Cibranlı Halid önderliğinde gizli olarak oluşturulan AZADİ komitesiyle de ilişki hâlindeydi. 1925 Kürd ayaklanmasına destek verdiği ve meclise Kürd hançeri ve Kürd giysileriyle geldiği gerekçesiyle, Elâzığ İstiklal Mahkemesi’nde gecikmeyle yargılandı. İdama mahkûm edildi. 23 Kasım 1925 gecesi, iki arkadaşıyla (amcazadesi Celâl Mehmet ve Galip Bey) birlikte, Elazığ’da idam edildi.
“Son Dersim Prensi” olarak da nitelendirilen Hozatlı Hasan Hayri’nin dramı, Kürdler için bir ibret belgesidir. İdam öncesinde, “Mezarımı öyle bir yere koyun ki, gelen geçen ibret alsın." ve “Ey Kürd genci, işte tarihin feci bir sahnesini gösterdim, bundan ibret al ve bil ki, dünyada en güvensiz söz, Kemalistlerin verdiği şeref sözüdür.” dediği belirtiliyor.
Vefatının 97. yıl dönümü dolaysıyla, anısına saygıyla...
23 Kasım 2022
/CT/