Avrupa Konseyi, 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde Türkiye’nin “otoriter bir başkanlık sistemine sürükleneceği” görüşünde. Avrupa Konseyi’nin anayasal konulardaki uzmanlık organı Venedik Komisyonu’nun, 21 Ocak 2017 tarihinde TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliği metniyle ilgili görüş raporu bugün kabul edildi.
Raporda, anayasa değişikliğinin yöntem ve içerik bakımından Avrupa standartlarında hazırlanmadığı belirtildi. Kabul edilmesi halinde, "önerilen sistemin otoriter ve kişisel bir rejime dönüşme tehlikesi taşıdığı” not edildi. Önerilen değişiklik “Türkiye’nin demokratik anayasal geleneğinden geriye doğru atılmış tehlikeli bir adım” olarak tanımlandı. OHAL altında anayasal referandum için demokratik bir ortamın bulunmadığı görüşü dile getirildi.
Venedik Komisyonu, Avrupa standartlarında anayasal referandum için, "ya OHAL uygulaması sona erene kadar referandumun ertelenmesi, ya da özgürlükler üzerindeki sınırlamaların kaldırılması” önerisinde bulundu.
Yöntem Avrupa normlarına aykırı
Venedik Komisyonu, anayasa değişikliğinin öncelikle yöntem olarak Avrupa hukuk normlarıyla uyuşmadığı mesajı verdi. Gerçek anlamda tartışma olmaksızın aceleyle hazırlandığı, HDP üyesi çok sayıda milletvekilinin görüşmeler sırasında cezaevinde olduğu ve TBMM’deki oylamada gizlilik kuralına uyulmadığı örnek gösterildi.
Raporda, OHAL uygulamasıyla muhalefete ve medya, basın özgürlüğü ve toplantı özgürlüklerine yönelik "kısıtlamalara” da vurguda bulunuldu. Türkiye’de “gazetecilik açısından elverişsiz hava ve giderek verimsizleşen ve tek taraflılaşmış toplumsal tartışma ortamının, anlamlı ve kapsayıcı bir demokratik referandum kampanyası olasılığını sorgulattığı” ifade edildi.
İçerik de uyumlu değil
Venedik Komisyonu, anayasa değişikliğinin içerik olarak da Avrupa normlarıyla uyuşmadığı görüşünde. Raporda, anayasa değişikliğiyle oluşturulmak istenen “Türk tarzı” başkanlık sisteminin “Türkiye’nin parlamenter sisteme dayalı anayasal geleneğinden kopuş” anlamına geleceği belirtiliyor. Bu sistemin, "demokratik başkanlık sisteminin özelliği olan kuvvetler ayrılığı mantığı ile bağdaşmadığı” ve “parlamentoyu pratikte marjinalleştirdiği” kaydediliyor.
Raporda Başkan’ın; bakan, başkan yardımcıları ve üst düzey bürokratları denetime tabi olmadan atama yetkisi, atanacak başkan yardımcılarının Başkan’ın yokluğunda başkan yetkilerini kullanacak olmaları, Başkan ve atadığı kişilerin ancak cezai sorumluluk doğduğunda hesap vermeleri, Başkan’ın kendi partisinin üyesi olması ve böylelikle yasama organını kontrol etmesi, parlamentoyu fesih hakkına sahip olması, OHAL ilan etme ve istediği gibi kanun hükmünde kararname çıkarma yetkilerine sahip olması ve yüksek yargı memurlarını atama konusunda getirilmesi planlanan yetkiler Avrupa hukuk normlarına aykırı gösteriliyor.
Venedik Komisyonu
Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi'nin anayasal danışma organı konumundaki Venedik Komisyonu 1990 yılında kuruldu. Komisyon demokratik kurumlar, temel haklar, seçimler, siyasi partiler ve yargıyla ilgili konularda Avrupa genelinde müşterek hukuk alanı oluşturulması için çalışıyor.
Komisyona, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa Konseyi devletinin yanı sıra ABD, Brezilya, İsrail, Güney Kore, Kırgızistan, Kazakistan, Kosova, Meksika, Şili, Cezayir, Fas, Peru ve Tunus da üye. Venedik Komisyonu’nun rapor ve tavsiyeleri AİHM, Avrupa Konseyi organları ve AB tarafından referans belge olarak kullanılıyor.
Deutsche Welle /Kayhan Karaca / Strasbourg