15 Temmuz’da yürürlüğe giren yeni infaz düzenlemesinde, çeşitli suçlarla ilgili denetimli serbestlik uygulanarak erken tahliye olmanın önü açıldı. Uzmanlar, yeni infaz düzenlemesini “örtülü af” diye tanımlıyor: “Sürekli çıkan bu tip yasal düzenlemelerle hükümlüler infaz indirimlerinden yararlandırılarak, adeta bir cezasızlık politikasıyla karşı karşıyayız. Devlet, kendine karşı işlenen suçları affetmezken, mağdurların bireyler ve toplum olduğu suçlar bakımından daha cömert oluyor.”
14 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yeni infaz düzenlemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak 15 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlandı ve yürürlüğe girdi.
Düzenlemeye göre 31 Temmuz itibarıyla COVID-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalanlar, tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan süre denetimli serbestlik altında infaz edilecek. Yasaya göre bu hükümlüler arasında insan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenler başta olmak üzere onlarca suçtan mahkûm olanlar yer alıyor.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, kapalı cezaevinden açık cezaevine geçmek için yasa maddesi bazı şartlar koymuş durumda. 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası on yıldan az ise bir ayını, on yıl ve daha fazla ise üç ayını bu kurumlarda geçirip açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına üç yıl veya daha az süre kalanlar bu kanundan yararlanabiliyor. Yani kapalı cezaevinden açık cezaevine geçebiliyor.
Açık cezaevine geçen bu hükümlüler, üç ay açık cezaevinde kalmak şartıyla denetimli serbestlik hükümlerinden üç yıl erken yararlandırılacak. Bu nedenle aldığı ceza miktarına göre birçok hükümlüye tahliye kapısı açılmış olacak. Bu düzenlemeden cezası ertelenenler ile durdurulanlar da yararlanacak.
Açık cezaevine geçen bu hükümlüler, kapalıya göre daha iyi şartlarda cezalarını infaz edecek. Bunlar arasında iki haftada bir hafta izne çıkmak, yakınlarıyla daha çok görüşmek, daha çok sosyal aktivite yapmak gibi uygulamalar söz konusu.
Ayrıca daha önce açık cezaevinde bulunup 2020’den beri Covid nedeniyle izne çıkarılan hükümlülerin de izin uygulamasına devam edilecek.
Kimler yararlanamayacak?
Düzenleme; Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçları hariç tutuyor.
Yani devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suç işleyenler, silahlı örgüt, casusluk suçları ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hükümlü olan mahpuslar bu düzenlemeden yararlanamayacak ve cezalarının infazı kapalıda devam edilecek.
AK Parti ve MHP, 2020 yılında da benzer bir düzenleme getirmiş ve Covid nedeniyle açık cezaevindekilere izin vermişti. Yaklaşık 100 bin hükümlü bundan yararlanmıştı. Ancak cinayet, uyuşturucu, cinsel suçlar kapsam dışı tutulmuştu. 15 Temmuz’da yürürlüğe giren yasayla bu kez bu suçlar da infaz indiriminden yararlanmış oldu.
“Örtülü af”
Uzmanlar ise yeni infaz düzenlemesini “örtülü af” olarak nitelendiriyor. Ceza hukukçusu Avukat Onur Tatar, düzenlemenin bu suçların mağdurlarını daha da mağdur edeceği görüşünde. Mağdurların adalet için devletin cezalandırma tekeline başvurduklarını anımsatan Tatar, “Adalete güveniyoruz demişler. Ama sürekli çıkan bu tip yasal düzenlemelerle hükümlüler infaz indirimlerinden yararlandırılarak adeta bir cezasızlık politikası, yani cezanın caydırıcılığının ortadan kaldırılması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu tip sık infaz düzenlemeleri, ceza adaletine zarar veriyor” dedi.
Örneğin nitelikli kasten yaralamadan beş yıl alan bir kişinin, kapalı cezaevinde yalnızca bir ayını geçirdikten sonra açık cezaevine geçeceğini anımsatan Tatar, bunun toplumda güvenlik riski yaratacağını kaydetti. Mahkemelerin, cezaevlerinin bunun için olduğunu, suç işleyen insanların bunun bedelini çekmesi gerektiğini kaydeden Tatar, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla bu suçluluğu arttırabilir mi? İlerleyen zamanda sonuçları bakımından evet. Yani hep kamuoyunda eleştiri olarak söz konusu olan ‘birkaç yıl yatar çıkarım’ anlayışını açıkçası besleyen bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.”
Tatar, devletin kendine karşı işlenen suçları affetmediğine dikkat çekerek “Ancak devlet, mağdurların bireyler ve toplum olduğu suçlar bakımından daha cömert oluyor. Bu da eleştiriye açık bir konu” diye konuştu.