Yetkin: ABD, İran'ın Kara Şövalyesini öldürdü, Türkiye'yi bir sorun daha bekliyor...

Süleymani’nin öldürülmesinin sadece Irak değil, Orta Doğu’daki gerilimi daha da artıracak gelişmeleri tetiklemesi mümkün olduğu yorumları ağırlıkta.

Murat Yetkin

Dünya, yeni yıla Orta Doğu'da tam anlamıyla "şok" denebilecek bir saldırı ile başladı.

ABD, Bağdat'taki Uluslararası Havalimanı'nda Haşd-i Şabi komutanlarını hedef alan saldırıda İran Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani ve Haşd-i Şabi komutanı Ebu Mehdi el Mühendis'in öldürüldüğünü duyurdu.

Süleymani’nin öldürülmesinin sadece Irak değil, Orta Doğu’daki gerilimi daha da artıracak gelişmeleri tetiklemesi mümkün olduğu yorumları ağırlıkta.

Zira ABD bu defa (2011’de Pakistan’daki gibi) El Kaide lideri Usame bin Ladin’i, ya da (2019’da Suriye’deki gibi) IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’yi değil, İran ordusunun önemli bir komutanını öldürmüş oldu.

Murat Yetkin kişisel blogunda kaleme aldığı yazısında, "Bu durum ABD ile İran arasındaki çatışma ortamını kuvveden fiile çıkarabilir" diyor. 

İran’dan gelen “İntikam alınacak” açıklamasına dikkat çeken Yetkin, saldırının, ABD Savunma bakanı Mark Esper’in “Oyun değişti. Gerekeni yapacağız” demesinden iki saat kadar sonra gerçekleşmesinin de bir mesaj olduğunu kaydediyor.

Kasım Süleymani'nin, Hamaey’in sadece dünyadaki eli kolu değil, manevi oğlu olarak bilindiğini ifade eden Yetkin, "ABD’nin terör kara listesinde bulunan Kasım Süleymani, İran ve Şii dünyasında ise yaşayan efsane sayılıyordu. Resmigeçitlerde resimleri Ayetullah Humeyni ve Hamaney ardından üçüncü sırada taşınıyordu. İran’ın Kara Şövalyesi istihbarat dünyasında İran’ın yurt dışındaki bütün gizli, silahlı operasyonlarının başı olarak biliniyordu, ama kamuoyu tarafından tanınması Suriye iç savaşı sırasında oldu" ifadesini kullanıyor ve ekliyor:

"Rusya’nın 2015 yılında Suriye’de ağırlığını koyup Beşar Esad rejimine açık askeri destek vermeye başlamasından önce, Hamaney’in Süleymani’yi iki kez Moskova’ya gönderdiği kayıtlarda var. Ama ondan önce de Süleymani adeta Orta Doğu’da her yerdeydi. Bir gün Bağdat’ta, ertesi gün Halep’te, ardından Şam’da ve Beyrut’ta fotoğraflanıyordu.

Kasım Süleymani, 1957’de İran’ın Kirman eyaletinde fakir bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya gelmiş. İlkokul mezunu. 1979 İran İslam devrimi ardından Devrim Muhafızlarına katılmış. Kerman’da kendi örgütleyip eğittiği gönüllüler ile Irak savaşına katılmış. Gösterdiği kahramanlıklarla kısa sürede önce bölük, sonra da (23 yaşında) tümen komutanı yapılmış. 1998’de Kudüs Gücü’nün komutanlığına getirilen Süleymani, 1999’daki öğrenci ayaklanmalarının bastırılmaması halinde ordunun yönetime el koyacağı yolunda dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’ye verilen muhtıranın imzacılarındandı."

"İşin ilginç yanı, Süleymani’nin IŞİD’e karşı savaşta da ön safta ve ABD gibi, IŞİD ve El Kaide’nin de kara listesinde olması" diyen Yetkin, ABD Büyükelçiliğine saldırıdan saldırıdan birkaç saat önce Trump ile Erdoğan’ın, Meclis’ten Libya’ya asker gönderme izninin çıkması ardından yaptığı telefon görüşmesine vurgu yapıyor:

"Libya ve Suriye’nin yanı sıra Irak’ı da konuştukları açıklanmıştı. Türkiye 2020’ye Suriye’nin yanı sıra Libya cephesini açarak girmişti; şimdi bir de Irak-İran sorunu var sınırlarımızda."

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

YAZARLAR Haberleri

Önemli Bir Portre: Numan Efendi
Aziz Özdemir yazdı: Irkçılık Ya Da Işıl Özgentürk
İrfan Aktan: Işıl Özgentürk’ün çukuru
Yeni Amedspor yönetimi ve transfer politikası
Binbaşı Kasım Ataç: Bir Ajanın Anatomisi