Diyarbakır kent merkezinde ve tarihi surların yanı başında bulunan Şeyh Said Meydanı (Dağkapı Meydanı), Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan bir proje kapsamında yakın zaman içerisinde dönüşüme uğratılacak. “Dağkapı Meydan Projesi” adlı çalışma Diyarbakır Valiliği ile ortak yürütülecek
Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Çelik ve Mehmet Erol’un haberine göre proje kapsamda mevcut meydanın hemen altında bulunan Selahattin Eyyubi Çarşısı’ndaki (Vedat Dalokay Çarşısı) 51 dükkan kamulaştırılacak. 10 milyon TL hibe ayrılan proje ile meydanın yanı başındaki Orduevi binası yıkılıp, bitişiğindeki Dilan Sineması olarak bilinen tescilli yapının restorasyonu yapılacak ve diğer yapılar yine kamulaştırılarak alan büyütülecek.
Proje kapsamına dönüşüme uğratılmak istenen meydan, kent sakinleri ve Kürt halkının hafızasında önemli bir yere sahip. 1925 yılında başlattıkları isyan sonrası Şark İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan Şeyh Said ve 46 arkadaşı, burada asılarak idam edilmişti.
6 yıl önce değiştirilmişti
Bu yüzden 2014 yılında Gültan Kışanak ve Fırat Anlı eşbaşkanı olduğu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi meydanın adını “Şeyh Said Meydanı” olarak değiştirmişti. Projeyi açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, meydanın resmi ismi olan Şeyh Said ismi yerine projelendirildiği eski ismi ile “Dağkapı Meydan Projesi” demeyi uygun buldu.
Tarihi bilgilere göre, 1950’li yıllarda Emirgan Aile Çay Bahçesi’nin bulunduğu meydanın altında öncesinde başlanan çalışmalarla 1995 yılında Refah Partili (RP) Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Bilgin döneminde Vedat Dalokay Yeraltı Çarşısı açıldı. Sonraki yıllarda adı, “Selahaddini Eyyubi Çarşısı”na çevrildi.
Hazırlanan proje kapsamında 25 yıl sonra kamulaştırılmak suretiyle yıkılacak olan çarşıdaki 51 dükkandan sadece 40 dolu. Dükkanların yüzde 65’i belediyeye, yüzde 35’i ise şahıslara ait. Fakat mülk sahiplerinin hiçbiri bugüne dek tapularını alamamış. Çarşı esnafları bu yüzden kamulaştırma konusunda endişeli.
Esnaf peşkeş çekilmesinden kaygılı
Esnaflardan Sadun Özdemir (68), kamulaştırma kararına dair kendilerine herhangi bir bilgilendirmede bulunulmadığını dile getirdi. Özdemir, “Hiçbir şeyden haberimiz yok, tam olarak ne karar alındı bilmiyoruz. Şimdi kalkıp buranın peşkeş çekilmesi bizi mağdur eder. Buraya verdiğim para ile vakti zamanında 10 tane daire alıyordum. Şimdi verecekleri parayla bir daire bile alamayacaksam ben ne yapayım o parayı” diye konuştu.
“Keşke bizimle öncesinde görüşülüp proje konusunda bilgilendirme yapılsaydı” diyen esnaflardan Mehmet Çelebi Şahin (58) de, kaygılarını şöyle ifade etti: “Bizi mağdur etmeyecek bir kamulaştırma bekliyoruz. 25 yıl önce buraya ne kadar verdiğimiz belli. Mağdur edilmezsek iyi olur. Benzer projelere baktığımızda hak sahipleri mağdur edildiğini biliyoruz. Yapmasalar iyi olur. Ama böyle bir şey olursa da mücadele veririz.”
Fransız arkeolog yıkımı durdurmuştu
“Dağkapı Meydan Projesi”ne dair Bakan Kurum’un açıkladığı bir diğer önemli bilgi ise, kentte 1930’lu yıllarda dönemin valisi Faiz Ergun’un “Sur içine hava girmiyor. Bulaşıcı hastalıklar yaygınlaşıyor. Hava sirkülasyonu olsun” gerekçesiyle yıktırdığı tarihi surların Dağkapı ile Mardinkapı arasında kalan 250 metrelik bölümünü yeniden inşa edeceklerini söylemesi oldu.
Yaklaşık 5,5 kilometre uzunluğu, 10-12 metre yüksekliği ve 3,5 metre genişliği ile Çin Seddi’nden sonra en uzun sur olma özelliği taşıyan Diyarbakır Surları’nın yıkılmasını Mezopotamya’daki tarihi eserler hakkında araştırma yapmak üzere o dönem Diyarbakır’da bulunan Fransız arkeolog Albert Louis Gabriel durdurmuştu. Gabriel’in Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderip, surların tarihi ve arkeolojik açıdan paha biçilemez olduğunu belirttiği raporu üzerine yıkım durdurulmuştu.
‘Medyadan duyduk’
TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Çekdar Taşkıran, Bakanlıkça hazırlanan bu ve benzeri projelerden genel olarak sadece medyaya yansıdığı kadarıyla haberdar olabildiklerini dile getirdi. Dağkapı Meydan Projesi’nin de ne kadar kapsamlı olduğunu ya da düzenleme yapılmak istenen konularda nasıl bir bakış açısı olduğunu bilmediklerini belirten Taşkıran, “Oda olarak yaşadığımız kaygı, tarihi değerin göz önünde bulundurulmadığı ve kentin kimliğini doğru yansıtmadığı bir çalışma yapılmasıdır” dedi.
Taşkıran, yine bu ölçekte yapılacak bir çalışmanın, konuyla doğrudan ilişkili meslek odalarıyla ortaklaşılmadan yapılmasının ileride kullanışsız kamusal alanların oluşmasına neden olabileceği kaygısı taşıdıklarını da ekledi.
‘Takipçisi olacağız’
Surların daha önce yıkılan 250 metrelik bölümünün yeniden inşa edilmek istenmesi noktasında ise, somut ve somut olmayan kültürel miras ögelerinin tarihsel bellek açısından bir kent için çok önemli olduğunun altını çizen Taşkıran, bunu şu sözlerle ifade etti: “Bu çalışmalara TMMOB İl Koordinasyon Kurulu’nun görüş ve önerilerinin alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Taşkıran, son olarak “Diyarbakır Surlarıyla alakalı yapılacak çalışmaların niceliklerinin ve niteliklerinin de takipçisi olacağız. İlgili meslek odalarıyla birlikte sürecin başından sonuna kadar doğru temelde yürütülmesi hassasiyetini göstereceğiz” sözlerini kullandı.