İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in İranlı gazeteci Said Lilaz ile mart ayında yapılan ancak yayınlanmayan röportajın ses kaydı ortaya çıktı.
Zarif söz konusu ses kaydında, ABD ile İran arasındaki nükleer anlaşmanın sonuca ulaşmaması için Rusya'nın “maksimum çaba gösterdiğini”, ABD tarafından öldürülen Kasım Süleymani'nin de bu amaçla Moskova'ya davet edildiğini söylüyor.
Ses kaydının İran Dışişleri Bakanlığı tarafından da doğrulandığı belirtildi.
Zarif ses kaydında ayrıca, Rusya'nın nükleer anlaşmanın sonuca ulaşacağını düşünmediğini ve anlaşmanın imzalanacağını gördüğünde de engel çıkardığını ifade etti.
Zarif açıklamasının devamında, “Nükleer anlaşma imzalandığında Rusya'nın Dışişleri Bakanı fotoğrafta yoktu. Rusya, nükleer anlaşmanın sonuca ulaşmaması için maksimum çaba gösterdi. Ruslar nükleer anlaşmanın neticeye ulaşacağını düşünmüyordu. Baktılar ki netice alınıyor bizim elimizi zayıflatan öneriler gündeme getirmeye başladılar” dedi.
"Trump’ın önceliği İran olmasaydı, Rusya ve Çin olacaktı”
Ses kaydında, Batı ile ilişkilerinin normalleşmesi Rusya'nın çıkarına değil diyen Zarif şu ifadeleri kullandı:
"ABD ile uranyumun zenginleştirilmesi ve tesislerle ilgili anlaştık ancak Rusya buna engel olmaya çalıştı. Batı ile ilişkilerimizin normalleşmesi Rusya'nın çıkarına değil. Çünkü bu durumda Rusya iki zarar görüyor. İlki, ABD Başkanı Donald Trump'ın önceliği İran olmasaydı Rusya ve Çin olacaktı. İkincisi de Batı ile ilişkilerimiz kötü olunca onların kimseyle rekabet etmesine gerek yok. Bu durumda bizden çok yarar sağlarlar. Tüm engelleri aşıp anlaşmaya yaklaştığımızda Ruslar engel çıkarmaya başladılar. Rusya anlaşma imzalanmaya yakın, yardımcı taraf olmaktan engel çıkarıcı tarafa dönüştü.”
“Süleymani’nin Moskova ziyareti, Bakanlığın onayı olmadan gerçekleşti”
Kasım Süleymani'nin Suriye'de şartların çok kötü olduğu bir süreçte Moskova'ya giderek Putin'i ikna etmek istediğini ancak görüşmenin nükleer anlaşmanın imzalandığı haftaya denk getirildiğini aktaran Zarif, "Süleymani'nin Moskova ziyareti Rusya'nın iradesiyle, Dışişleri Bakanlığının kontrolü olmadan gerçekleşti. Rusya'nın iradesi Dışişleri Bakanlığının kazanımlarının yok edilmesiydi. Çok ağır konuşuyorum evet. Biz Süleymani'nin Putin'i ikna ettiğini söylüyoruz fakat Putin karar almıştı ve Suriye'deki vaziyet de değişmişti. Putin hava gücüyle savaşa dahil oldu ancak İran kara gücünü savaşa dahil etti" değerlendirmesinde bulundu.
“Süleymani ile her konuda hemfikir değildim”
Süleymani ile her konuda hemfikir olmadığını ve savaş meydanını diplomasi için kullanmak yerine diplomasinin savaş için kullanıldığını belirten Zarif, "Hiçbir zaman savaş alanındaki komutana 'Şu işi yap çünkü diplomaside ihtiyacım var' diyemedim. Müzakerelere her gidişimde Süleymani bana 'Şu hususları dikkate almanı istiyorum.' diyordu. Ben savaş meydanının başarısı için müzakere ediyordum. Asker karar alıcı olunca böyle olur. Asker ülkenin stratejisine hakim olmak istediğinde böyle olur ve bizimle oynayabilirler. Rejim için savaş meydanı daha önemlidir. Asker karar alıcıdır" dedi.
Süleymani'den Suriye'ye gidiş gelişlerde İran Air yerine Mahan Air'i kullanmasını istediğinde bunu kabul etmediğini aktaran Zarif, "Süleymani'den İran Air yerine Mahan uçaklarını kullanmasını istediğimde ona "İran Air daha güvenli." cevabını verdi. Yani diplomasi askeriyeye bu seviyede feda edildi. Cumhurbaşkanı ile Yol ve Şehircilik Bakanlığı bundan habersizdi. Diplomasi yüzde 200 zarar görse de İran Air daha güvenliyse onu kullanması gerektiğini söylüyordu. Çünkü ona göre asıl olan askerdi. Bu çifte başlılık değil askeriyenin yönetime hakim olmasıdır” şeklinde konuştu.