Sırrı Sakık diyor, HDP milletvekilleri beni yalnız bıraktı:

Halkın Emek Partisi kuruluşunda ikimiz beraberdik. O zaman birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Diyarbakır’da Av. Mustafa Özer İl Başkanı'ydı. Ben İl Saymanı'ydım. Halen seni iyi tanıyorum. Senin beni hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyorum. Sonuçta siyasetinizi beğenmedim ve ayrıldım.

Sana bir hatırlatma yapıyorum: Ahmet Türk, birkaç kişiyle beraber Güney Kürdistan’a gittiği zaman, Mesud Barzani ile görüşürken dedi 'özgür Kürdistan’a geldik'. Bu kısa cümle için TC Devleti, Ahmet Türk hakkında dava açtı. Bunu da hatırlaman lazım.

Yıl 1984 İstanbul’dayım. Güvendiğim bir arkadaşımın aracılığıyla ben ve TKP’nin 2 numaralı adamıyla beraber oturduk, 5 saat tartıştık. Baktım ki, Kürtleri TKP’nin içinde eritmek istiyor. Tabii ki anlaşamadık. Bana şair olarak Nazım Hikmet’i getirdi. Ben de şair olarak Cigerxwîn getirdim. TKP’li dedi Cigerxwîn’den bir şiir oku. Ey Heval Ropson şiirinden bir parça okudum ve Türkçe açıklamasını yaptım. Ağzı açıkta kaldı tek kelime konuşamadı.   

Yıl 1990 Diyarbakır’dayım. Sevdiğim bir arkadaşımın daveti üzerine, Turistik Palas’ta yapılacak olan TKP’nin toplantısına katıldım. Gelenler arasında Kemal Anadol, Hüsnü Okçuoğlu ve Ağrılı hemşerimiz Diş Doktoru Aziz Kaya ve başka kişiler de vardı. Orada Aziz Kaya ile tanıştım ve samimi dost olduk.

Haydar Kutlu kürsüye çıkıp konuşurken, dedi 'Şeyh Said hareketi ulusal bir hareket değildi. Dine bağlı ve gerici bir hareketti'.

Kısa yazıyorum: 'Siz ilk TKP Genel Sekreteri olan Dr. Şefik Hüsnü gibi hareket ediyorsanız hiçbir konuda sizinle anlaşamayız. Şeyh Said hareketi başladığı zaman TKP illegal bir parti idi. Dr. Şefik Hüsnü, Ankara'ya gitti, Mustafa Kemal’in yanında oturdu her gün sahte telgrafları Moskova’ya çekti. Siz Dr. Şefik Hüsnü gibi hareket ettiğiniz için sizinle bir araya gelemeyeceğiz.' diye cevap verdim. Haydar Kutlu dondu kaldı.

Sırrı Sakık sana söylüyorum. Siz şimdi Kürt milletini kaybetmediniz. Bulgar göçmeni bir kadını getirdiniz, Kürdistan’ın kalbi olan Diyarbakır'da milletvekili yaptınız. Bu da yetmedi. Figen Yüksekdağ, Mesud Barzani’ye dedi 'iç işlerimize karışamazsınız'. Bu da az geldi. FOX TV'nin canlı yayınında, Fatih Portakal’ın sorularına cevap veremeyen Pervin Buldan’ın konuşmalarını izledim. Bu da size az geldi. Sezai Temelli, Mesud Barzani’ye 'puşt' dedi. Getirdiniz kendinize Genel Başkan yaptınız. Ben Mesud Barzani’nin bir tırnağını, Sezai Temelli’nin varlığıyla değiştirmiyorum. Bana göre Kürtlerin lideri Mesud Barzani’dir. Sezai Temelli’yi partinizin genel başkanlığına getirdiğiniz zaman, Kürt milletini kaybettiniz.

Türk solunun en kralı Kemalist’tir. Sizler Kürtlerin başına Kemalistleri getirdiğiniz için  Kürt milletini kaybettiniz. Bu seçimde Kürtler size iyi bir ders verdiler. Yeni, yalnız kaldığının farkına vardığına üzülüyorum. Ben bir topal eşeğimi Ertuğrul Kürkçü’ye teslim edemiyorum. Kürtlerin oylarıyla kaç defa onu milletvekili yaptınız? Niksar Kızıldere'de bütün arkadaşları devlet güçleri tarafından öldürüldü, niçin o yalnız sağ kaldı. Önce bunun hesabını vermeniz lazım?

Kandil yönetimi, siyasetin sesini bilmeyen Kürtleri Mesud Barzani’ye karşı kışkırtıyor. Senin bunu görmemen imkansızdır. İstiyorsan inkar et. İnkar etsen de ben sana inanmıyorum. Bana göre bu büyük bir hatadır. Sen nasıl düşünüyorsun, bilmiyorum.

Yalçın Küçük dedi, 'Savcı Bey soyadım küçüktür, yaptığım işler büyüktür. Eğer ben olmasaydım, şimdi Kürtler'in hepsi Barzanici olmuşlardı. Bizden toprak isteyeceklerdi. Demokratik cumhuriyet için, Kürt gençlerinin ölmesi hepimizin isteği değil mi?'  Yalçın Küçük’ün bu cümlelerini defalarca internette okudum.