Sivas Sürgünü...Sunu
Diyarbekir Sıkıyönetim Komutanlığı 1. Numaralı Askeri Mahkemesi yargılandığım davadan 8 yıl cezanın yanında bir de sürgün cezası olan 2 yıl 8 ay Sivas ilinde gözetim altında bulundurma cezası vermişti. Tahliye olup da hemen ardından sürgün cezasını çekmeye götürülen belki ilk kişiydim. 1985’te Sivas’ta kaldığım iki ayı aşkın dönemde çok olaylarla ve kişilerle karşılaşmış, sürgün birinin çevresi ve tanıdıklarıyla ne tür bir ilişkisi olduğunu yaşamış, kısacası başımdan çok şeyler geçmişti. 1988 sonu İsveç’e geldikten sonra iki aylık sürgün döneminde başımdan geçenleri, karşılaştığım kişileri ve yerleri notlar halinde yazmıştım.
Önce 5 Nolu cezaevini ve yaşamımı yazıp yayınlamayı önüme koyduğumdan sürgündeki yaşamımı yazmayı ertelemiştim. 5 Nolu ile ilgili yazabileceklerimi yazıp bastırdım, şimdi sıra sürgün günlerime gelmişti. Fakat kendimi tam konsantre etmem, yeniden aynı duyguları yaşamam için Sivas’a gitmeyi önüme koymuştum. Nihayet 2022 Kasım’ında bunu gerçekleştirdim. Önce Ankara’ya gittim, kader arkadaşım Yusuf Ziya Topal da bana eşlik edince birlikte Sivas’a gittik. Sürgün günlerimin geçtiği yerlerin büyük bir bölümü yerindeydi. Oraları dolaşıp aynı duyguları tekrar yaşadım. Bir gece de orda kalıp döndük. Yeterli ilhamı aldığımdan Sivas Sürgünü adını alacak kitabımı önceden yazdıklarımı kontrol edip düzenledim.
Devlet, 12 Eylül darbesi ile birlikte gerek Kürt yurtseverlerini, gerekse Türk devrimcilerini cezaevlerine doldurup birkaç yıl işkencelerden geçirip ağır cezalara çarptırılması ile yetinmemiş, cezaevi çıkışından sonra da her türlü eziyet ve zorlukları önümüze koymuştu. Bu eziyetlerden biri sürgün cezasıydı, bizleri uzak ve ırkçı muhafazakârların yoğun olduğu illere göndermekteydi. Ayrıca ömür boyu kamu haklarından men cezası vererek ne kamu sektöründeki işimize geri dönmek ne de yarım kalan okullarımızı bitirmemizi istememekteydi, ayrıca açlıkla mücadeleye bizleri mahkûm etmek istemekteydi.
Tahliye oluşumdan çok kısa bir süre sonra hemen polislerce gözaltına alınıp Sivas’a götürülüp sürgün cezama başlatılmam beni şaşırtmıştı; beklemediğim bir durumdu. Edindiğim hukuki bilgilere göre toplam cezam bitince sürgün cezama başlamam gerekmekteydi. Toplam aldığım ceza sekiz yıldı ve meşruten tahliye olmuştum, daha üç yılım vardı. Sivas’a ilk gidişimde Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi başkanından sürgün yerimin değişitirilmesi için bir tanıdık hâkimden mektup getirip başvurmuşken, Mahkeme başkanı ilgili talimatı okuduğunda hemen bir ceza kanunu kitabı çıkarıp sürgün cezası ne zaman başlar diye okumuştu. Bana cezanı erteleme kararı alıyorum üç yıl sonra başlayacaksın dediğinde sevinmiş, Ankara’ya dönmüştüm. Fakat Sivas’tan bir savcı karara itiraz ediyor, Yargıtay’a gidiyor, farklı daireler farklı kararlar veriyor, sonunda Yargıtay Daireler Kurulu’na gidiyor ve dönemin adalet bakanı hemen sürgüne başlama talimatı veriyor.
Birileri veya bir kurumun müdahalesi olmazsa bir sürgün erteleme kararı bu kadar üst mahkemeleri dolaşmazdı kanısındayım. Benimle ilgili bu ilginç karar bazı ünlü hukukçuların tepkisine neden olmuş, o dönem meşhur hukukçu avukat olan Mehmet Emin Değer yazdığı SÜRGÜN CEZASI kitabında bu kararı eleştiren yazıları kitabına koymuştu. Ayrıca 1985 yılı aylarından birinde Cumhuriyet gazetesi (eki olması lazım) bu karara değinen uzun bir yazı yayınlamıştı. Tüm çabalarıma rağmen bazı dostlarım Ankara ve İstanbul’daki Milli Kütüphane’de, sahaflarda ve Ankara Barosu kitaplığında bulamayınca belge diye bu kitaba maalesef koyamıyorum. İleride o belgelere ulaşırsam bir diğer baskıda koymayı amaçlamaktayım.
12 Eylül darbesini yapanların yaptıkları tüm zulüm ve baskılara rağmen, toplumu kendi anlayışlarına göre zorla dizayn etmeye kalkmalarına rağmen insani değerlerini koruyan, vicdanının sesini dinleyen çokça değerli kişilerle karşılaştım. İki ayı aşkın bir kısa sürede kaldığım Sivas’ta gözlerini üzerimden ayırmayıp her türlü yardımını gördüğüm değerli yakınım ve çocukluk arkadaşım Yalçın Kartopu’ya, sürgün yerimin değişmesi için Sivas’taki arkadaşı Asliye Hukuk Hâkim’ine mektup yazan değerli Çermikli hâkim Lütfü Marangoz ve arkadaşı hakime, sürgün kararını ilk gidişimde erteleyen Ağır Ceza Hakimi Ali Rıza Korkmaz Bey’e, Çermikli Doktor’a, bana bir otelde iş bulan Konya Şeydişehir’den işçi arkadaşım Hasan Soğuk’a her zaman kendimi şükran duygularıyla borçlu hissediyor, saygı ve sevgiyle anıyorum. Geçen yıl Sivas’a gidip yeniden aynı duyguları yaşarken bana eşlik eden kader arkadaşım Yusuf Ziya Topal’a, yazdıklarım tüm metinleri gramatik olarak kontrol eden değerli Müslüm Üzülmez’e ayrıca teşekkür ederim.
10 Mayıs 2023/Kalmar-İsveç