"Sömürgeci devlet mezarlarına bile tahammül etmedi"
Kuzey Kürdistan Partileri Şeyh Said ve Arkadaşlarını Diyarbakır'da Andı
Kuzey Kürdistan Partileri Azadi Hareketi, PAK, PDK-Bakur, PDK-T, PSK, ÖSP Diyarbakır'da Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 92. yıldönümünü andı.
Kuzey Kürdistan partileri 29.06.2017 günü Diyarbakır'da Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edilişlerini anmak için ortak bir basın açıklaması düzenledi.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti lokalinde saat 11.00'de yapılan toplantıda partilerin Başkan, yönetici ve üyeleri yer aldı.
Azadi Hareketi adına MYK üyesi Ayetullah Aşitî , PAK adına MYK üyesi Vahit Aba, PDK-Bakur Genel Başkanı Sertaç Bucak, PSK Genel Başkan Yardımcısı bayram Bozyel, ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek partiler adına ve ayrıca bu partilerin bir çok yöneticisi de toplantıda yer aldılar.
Ortak basın açıklaması 6 partinin adına Kürtçe olarak PSK Genel Başkan yardımcısı Bayram Bozyel ve Türkçe olarak da ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek tarafından okundu.
Açıklamanın tam metni
Şeyh Said ve arkadaşlarını unutmayacağız
Geçen yüzyılın başında yeni bir dünya kurulurken, Kürtler önce büyük güçlerin, daha sonra da Kemalistlerin ihanetine uğradı.
1920’li yılların başında Kürtlere kardeşlik mesajları verildi, güya kurulacak yeni devleti Kürtler ve Türkler birlikte kuracaktı. Ancak 1923’te Cumhuriyet kurulunca ve ardından da Lozan Anlaşmasıyla uluslararası güvenceye bağlanınca ne kardeşlik kaldı ne de birlikte bir devlet kurma sözü.
Kemalistlerin yaptığı ilk şey Kürt ulusunun varlığını yok saymak, Kürdistan gerçekliğini ortadan kaldırmak oldu.
Kürt halkı doğal olarak bu tarihi haksızlığa, inkâr ve sömürgeci politikalara itiraz etti.
Kürtler kendi ülkeleri Kürdistan’da özgür ve onurlu bir biçimde yaşam talebini yükseltti.
Yeni kurulan Türk devleti, Kürtlerin bu insani ve meşru taleplerine baskı ve idam sehpalarıyla karşılık verdi.
Daha filiz halinde olan Kürt halkının özgürlük iradesi boğmak istendi.
Diyarbakır’da hiçbir hukuksal dayanağı olmayan “İstiklal Mahkemeleri” kuruldu. Kürt halkının güzide önderlerinden Şeyh Sait ve 47 arkadaşı, bundan 92 yıl önce bugün, söz konusu “İstiklal Mahkemeleri” tarafından haksız ve yargısız bir biçimde, bütün uluslararası hukuk kuralları çiğnenerek Diyarbakır Dağkapı’da idam edildi. Onların şahsında aslında yok edilmek istenen Kürt halkının özgürlük iradesiydi. Kürt halkının eşit, özgür ve onurlu bir biçimde yaşama talebi darağacına çekilmişti.
Devlet bununla da yetinmedi. Kürdistan’ın birçok ilçe ve köyünü yakıp yıktı. Binlerce masum ve sivil insan; çocuk, kadın, yaşlı Kürt vahşi yöntemlerle infaz edildi. Kürt yurtseverlerine karşı yıllar süren sürek avlarına girişildi. Kürt halkı zorunlu tehcire tabi tutuldu.
Sömürgeci devlet, Kürtlerin özgürlük talebinden o kadar korkuyordu ki, liderlerinin mezarlarına bile tahammül etmedi. Bölge halklarının bin yıllık gelenekleri ve İslam dininin en temel kutsalları çiğnenerek Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezarları yok edildi. Söz konusu gayri insani tutum sonraki yıllarda da devam ettirildi. Dersim Hareketi’nin lideri Seyid Rıza ile Saidê Nursî’nin mezarları da benzer yöntemlerle ortadan kaldırıldı.
Çünkü devlet, Kürt liderlerinin mezarlarını yok ederek Kürtleri ulusal hafızadan yoksun bırakmayı, onları köklerinden kopartmayı istiyordu. Kürt liderlerinin mezarlarını ortadan kaldırarak Kürtleri tarihsel bilinçten yoksun bırakmayı amaçlıyordu.
Sömürgeci devletin kirli hesabı şuydu; ağacın kökünü yok edersen gövdesini daha kolay devirirsin. Bir ulusun tarihini yok edersen, onun bir gelecek kurma imkânını da elinden alırsın. Böylece Kürtleri ebediyete kadar kölelik zincirlerine mahkûm etmiş olursun.
Türkiye devleti, geçen yüz yıl boyunca, Kürt halkının ulusal özgürlük davasını bastırmak için başvurmadık yöntem bırakmadı.
Buna karşı Kürtler de aralıksız bir biçimde özgürlük ve onuru için haklı bir mücadele sürdürdü. Söz konusu hak ve özgürlük taleplerini bugün de dillendirmeye devam ediyor
Yüz yıllık tecrübeler ispatlamıştır ki, askeri yöntemler; silah, baskı, ölüm ve yıkımla Kürt sorunu çözülemez. Bugün de savaş ve çatışma ile bir yere varılması mümkün değil.
Gelinen aşamada yapılması gereken şey, Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklanan bütün meşru haklarını tanımaktır.
Devlet Kürt liderlerinden başta Şeyh Sait ve arkadaşları olmak üzere Seyit Rıza ile Saidê Kurdî’nin yok ettiği mezarlarının yerini açıklamalıdır.
Devlet, Kürt halkına karşı yüz yıldır gerçekleştirdiği mezalimden dolayı resmi olarak özür dilemelidir.
Biz Kürdistan parti ve hareketleri olarak;
Köklerimizi asla unutmayacağız. Baş aşağı edilmek istenen tarihimizi ayakları üzerine oturtmak için karalılıkla çalışacağız, Üzerine güçlü ve aydınlık bir geleceği kurmak için geçmişimizi yeniden inşa edeceğiz, Ulusal tarihimize ilişkin karartma ve çarpıtma girişimlerine asla izin vermeyeceğiz.
1925 şehitlerini sonsuza kadar yaşatacağız. Yaşasın Şeyh Sait ve dava arkadaşları Yaşasın Kürt milletinin özgürlük mücadelesi
29 Haziran 2017 Diyarbekir
AZADİ Hareketi, PAK, PDK Bakur, PDK-T, PSK, ÖSP
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.