“Suriye, ABD ve Rusya için tampon bölgeye dönüşüyor!”
.
Lübnan merkezli Şarkul Avsat gazetesi, Cenevre’deki Putin ve Joe Biden arasında düzenlenen son ABD-Rusya zirvesinde, Suriye’nin iki büyük devlet arasında tampon bölgeye dönüştüğünü iddia etti.
Habere göre, Suriye konusunda eski ABD Başkanı Trump ile Rusya arasındaki ilişkiler ile Biden yönetimindeki ABD-Rusya ilişkileri arasında derin bir fark var.
Trump yönetiminde iki devlet arasında belirli bölgelerde anlaşmaların net olduğu belirtilen haberde, “Biden- Putin zirvesiyle birlikte Suriye’de iş birliği hedefi farklılaştı” denildi.
“Amaç artık Rusya’ya hediye sunmak değil”
Amacın artık, Rusya’da güven oluşturmak veya ABD’den hediyeler sunmak olmadığını belirtilen habere göre, Cenevre zirvesi, Viyana’daki Rus-Amerikan diyalog kanalının devamı için yeşil ışık yakacak. Washington, Moskova’dan bir telefon bekliyordu ve Moskova da ABD’nin başkentinden bir girişim bekliyordu.
Cenevre zirvesinin bu döngüyü kıracağı ve böylece iki tarafın belirli meseleler üzerinde iş birliğine gideceği belirtildi.
Söz konusu meselelerle ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Bu meselelerin ilki, Fırat’ın doğusunda ‘çatışmayı önlemek’ için askeri düzenlemelere devam edilmesi, Moskova’nın Şam’ı zorlaması ve Washington’un ‘Suriye Demokratik Güçlerini (SDG)’ operasyonel ve muhtemelen siyasi düzenlemeler üzerinde müzakere etmeye teşvik etmesi.
İkincisi, Şam’ı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün hükümetin örgüt içerisindeki ‘ayrıcalıklarını’ geri getirmesi karşılığında ortaya koyduğu soruları yanıtlamaya zorlaması.
Üçüncüsü, 11 Temmuz’da sona erecek olan ‘sınır ötesi’ yardıma ilişkin uluslararası kararın uzatılması için bir zemin sağlanması. Biden yönetimi, bu konuya öncelik vermiş ve üç geçiş kapısı açma arzusunu artırmıştı. Rusya’nın Bab el-Hava’daki sınırın uzatılmasını kabul etmesi, devam eden iş birliğinin bir işareti olacak.”
“ABD’nin Suriye politikası ‘o tarihten önce netleşmiş olacak”
ABD’nin Suriye politikasının, 11 Temmuz’dan önce BMGK’nin yardıma ilişkin kararı oylaması ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, 28 Haziran’da IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonun toplantısından önce Roma’daki genişletilmiş ‘mini grubun’ dışişleri bakanlarının toplantısına başkanlık ettiğinde ortaya çıkacağı belirtildi.
Bu spesifik Suriye göstergelerinin, özellikle de ABD ve İran’ın nükleer anlaşmaya geri dönmeyi kabul etmesi durumunda İran’ın Suriye’deki askeri varlığını azaltmasıyla ilgili stratejik konuları içerecek şekilde genişletilebileceğini iddia eden analizler de mevcut.
ABD-Rusya zirvesinin Suriye ile ilgili diğer konu başlıkları ise Arap devletlerinin Esed rejimi ile yeniden normalleşip normalleşmeyeceği meselesi, Şam rejiminin Arap Birliği’ne geri alınıp alınmayacağı ve Suriye’nin yeniden imarı konularıydı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.