Suriyeli Kürtler: Güvenli bölgede Türk askeri yok ki dönelim

Suriyeli Kürtler: Güvenli bölgede Türk askeri yok ki dönelim

Suriye iç savaşı ile birlikte Türkiye’ye zorunlu olarak göç etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin varlığı, Türkiye’nin 9 Ekim’de Suriye’nin kuzeyine yönelik başlattığı harekât ile bir kez daha tartışma konusu oldu.

A+A-

Haber Merkezi- Bu operasyon süresince bazı Avrupa devletleri ve halkları Türkiye’yi Kürtlere karşı insanlık suçu işlemek ile suçlarken, Ankara her fırsatta güvenli bölge oluşturma hedefini dile getirdi. Operasyon ile birlikte Türkiye’de yaşayan 2 milyona yakın Suriyelinin güvenli bölgeye yerleştirileceğini söyleyen Türkiye’nin şimdiye kadar sağladığı ilerlemeye göre, bu sayıyı yakalamasının zorluğu tartışılıyor.

 

 

Ama iş sayıların da ötesinde. Çünkü artık Türkiye’de yaşayan Suriyeliler, geri dönmek istemiyor. Özellikle de Suriyeli Kürtler.

 

7 sene önce savaş nedeniyle Türkiye’ye Kilis üzerinden kaçak yollarla giriş yapan Afrinli A.R, Suriye’de yeni bir yaşam kurmanın bu saatten sonra zor olduğunu düşünüyor. A.R’nin ailesi Afrin’den çıkmamakta direnmiş ancak A.R, üç çocuğu için Türkiye’ye gelmek zorunda kaldığını anlatıyor. Aldığı bu kararının da arkasında, çünkü Türkiye’nin Afrin Harekatı ile son olarak evini de kaybetmiş.

 

Güvenli bölge Kürtler için güvenli değil, geri dönmeyiz

‘’Suriye savaşı ile birlikte hayatımızda her şey değişti. Başka bir ülkeye yerleşme kararı kolay olmadı ama maddi olarak zorlanmaya başladığımızda, Afrin’den çıkmanın en doğrusu olduğuna karar verdik. Son Afrin operasyonu gösterdi ki, eğer Afrin’de kalsaydık bugün çocuklarım yaşamıyordu. Kirada değildik, çok güzel bir yaşamımız vardı ama bize kalmadı."

 

Şimdiki operasyon nedeniyle de endişeli A.R. Çünkü güvenli bölgeye Arapların ve Milli Suriye Ordusu mensuplarının yerleştirileceğini düşünüyor. O nedenle güvenli bölge Kürtler için güvenli değil diyor.

 

Türkiye, güvenli bölgeyi Kürtleri bölmek için istiyor. Oraya ÖSO mensuplarını yerleştirecekler

‘’Milli Suriye Ordusu dedikleri insanların çoğu hırsız. Onların DAEŞ’ten hiçbir farkı yok, aynılar. Bu insanlar Kürtleri sevmiyor, zamanında Kürtlerin evlerini soydular, çok sayıda kadına tecavüz ettiler. Kendimi geçtim benim kızım var ben o güvenli bölgeye nasıl giderim. Yine bize zulmedecekler. Değişen bir şey yok. Türkiye, güvenli bölgeyi Kürtleri bölmek için istiyor. ''

 

Afrinli R.S de aynı görüşte. O da kaçak yollarla Türkiye’ye yedi yıl önce giriş yapmış ve güvenli bölgeye gitmek istemiyor çünkü oranın hem çocukları hem de ailesi için güvenli olmadığını düşünüyor. Türkiye'de diken üstünde olduklarını da sözlerine ekleyen R.S, neden geri dönmek istemediğini şöyle anlatıyor.

 

‘’O bölgede yaşayacak olan Kürt kalmadı zaten, herkes göç etti, yurtdışına gitti. Şimdi amaç oraya ÖSO’cuları yerleştirmek ve Kürtlerin birlikteliğini dağıtmak. Şu anda Afrin’e dönemiyorsak nedeni orada Türk askerleri yerine, muhaliflerin olması. Sözde Afrin Türkiye kontrolünde ama bir tane Türk askeri varsa, on tane muhalif var. Ve muhalifler, Kürtlere eziyet ediyorlar. Malımızı yağmalıyorlar, zeytin bahçelerine el koyuyorlar. Sahipsiz buldukları her şeyi yağmalıyorlar. Uluslararası güçler bunları çıkarsın Afrin’den, biz de dönelim. Ben Türkiye’de de kalmak istemiyorum. Üç kez Avrupa'ya gitmeyi denedim ama olmadı. Ancak Suriye’ye de dönemeyiz, muhaliflerin elinde kalırız.’’

 

Barış Pınarı Operasyonu ile bir kez daha Suriyelilere karşı ırkçılık arttı

Barış Pınarı Operasyonu ile birlikte bir kez daha Suriyelilere karşı ırkçılığın yükseldiğini düşünüyor R.S. Özellikle Kürtlere söylenen kötü sözlere de sessiz kalamadıklarını dile getiren R.S, ama çoğu yerde susmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.

 

‘’Kürtlere bir kez daha tuzak kurdular ve şu an hangi ülkelerin isimlerini anıyorsak, o ülkeler tuzak kurdu. Bir kez daha DAEŞ korkusu yaşıyoruz. Onları yok eden Kürtlerdi. Ama Kürtler de hatalı, nereye kadar silahla devam edecekler. Yüz yıllardır haklarımız için savaşıyoruz, ama siyasetimiz yok, olan da başarılı değil. Canla başla savaşıyorlar ama PYD’nin siyaseti yok. Artık sahadaki diğer ülkeler ile anlaşmalılar. Dört taraftan saldırıyorlar, bayrak asmayalım, devlet olmayalım diye…’’

 

Kürtlerin Suriye’deki siyasetini eleştirenlerden biri de Afrinli genç yönetmen M.Y. Halihazırda devam eden operasyon ile ilgili kafası karışık. Ona göre Türkiye’nin sınırlarını korumak istemesi normal, eğer Kürtler aynı pozisyonda yani bir devlet olsaydı, onlar da sınırlarını tüm tehditlere karşı korumak isterdi.

 

‘’40 senelik bir düşmanlık var, o nedenle bu operasyonun olması normal geliyor. Ama operasyonun sebebi güvenli bölge oluşturmak değil, bence çok daha politik. Suriye’de olan devletler toprak ele geçirmek istiyor, Türkiye de bu devletlerden biri. Ve mültecileri Avrupa’ya baskı unsuru olarak kullanmak için yapılıyor bu operasyon. Türkiye bölgenin abisi olmak istiyor. Ancak Türkiye bir devlet o nedenle Kürtleri bir tehlike olarak görmesi normal geliyor. Ama vurunca da sadece siviller ölüyor. Bu operasyonda yüzde 95 siviller öldü, ABD, Rusya ya da Şam’ın daha önce yaptıklarından bir farkı yok’’

 

Güvenli bölge demografik yapıyı değiştirecek ve her türlü tehlikeye açık hale gelecek

Oluşturulmaya çalışılan güvenli bölgenin demografik yapıyı değiştireceğine inanıyor M.Y. Gitmeyi de hiç düşünmüyor.

 

‘’Orada olan Kürtler zaten Avrupa ve Türkiye’de. Onların yerine başka kimlikleri sokacaklar. Bunun doğru ve iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum ama bazen engellenemez. Ama buradaki Suriyelilerin gönderilmesi de oldukça tehlikeli. Çünkü orada yaşam yok, her zaman silahlı unsurların tehdidi var. Kimin kime neden ve ne zaman saldıracağı belli değil. O nedenle hep tehlikeye açık. Bu sebeplerle savaşın olduğu ve bitirilemediği bir yere yeniden dönmek istemiyorum. Güvenli bölgeye gitmek demek savaşın içine girmek demek. Güvenli bölge dedikleri yer en tehlikeli yer aslında."

 

ABD’nin de o bölgeden çekildiğine ya da çekileceğine inanmıyor M.Y, Irak örneğini veriyor:

 

‘’On yıl öncede Irak’tan çekiliyoruz dediler ama hala oradalar. Az da olsa kontrol onlarda, kendi yerlerine bıraktığı insanlar da onlar için çalışıyor. Şam ve Rusya’nın adımları daha ani geldi bana, beklemiyordum. Ama bu YPG’nin devriminden bu yana izlediği siyaset, Şam ile ittifaka hep açık.’’

 

Suriye Kürtleri devlet olamaz, diğer ülkeler buna izin vermeyecek

Genç Kürt yönetmen M.Y, Kürtlerin Suriye’de bir devlet olamayacağının da altını çiziyor. Çünkü Suriye sahasındaki diğer ülkelerin buna izin vermeyeceğine inanıyor.

 

‘’Kürtler orada devlet bile olsa kendi kendini yönetemeyecek hem maddi hem ideolojik bakımdan zor. Petrol Kürtlere uzak bir kere, ABD üstü kapalı vereceğiz diyor ama ben inanmıyorum. Suriye’de anadil ve özgürlükleri için savaşan Kürtlerin yanısıra, sadece devlet için savaşan Kürtler de var. Ama bu devletin kimin izniyle kurulduğu ya da hangi büyük devlet eliyle yönetileceği kimseyi ilgilendirmiyor. Kuzey Irak gibi bir siyasetleri yok. Erbil hükümetinin oradaki halklara verdiği bir hayat oldu, çünkü iş ve petrol vardı. Ama YPG/PYD’nin verecek bir şeyi yok. Dünya ülkeleri de bu konuda samimi değil, YPG’yi sadece savaşmaları için destekliyorlar. Devlet olmaları için bir destek yok. Yani, Suriye'deki Kürtleri obje gibi kullanıyorlar. Kendi çıkarları üzerinden Kürtleri kullanıyorlar. Ama bu durum Kürdistan Kürtleri için geçerli değil, onlar siyaset yapıyor.’’

 

Türkiye'de yaşayan Suriyeli Kürtler özellikle güvenli bölge ve IŞİD konusunda endişeli. Bu alanın her türlü tehdide açık olduğunu düşünen Kürtler, Türkiye'nin bu bölgede güvenliği Milli Suriye Ordusu'na bırakmasıyla IŞİD'in yeniden canlanacağına inanıyor. Her ne kadar uluslararası güçlerin bu koridorun güvenliğini sağlama önerisine olumlu baksalar da, onlar tehlikeye açık olarak gördükleri bu bölgeye yerleşmek istemiyor. En önemlisi de yeni bir göçe ve sil baştan başlamaya hiç hazır değiller.

Kaynak: Euronews

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.