Tahir Elçi davasında sanık polislere ceza yok
.
Savcılık makamı, Tahir Elçi'nin nereden geldiği belli olmayan bir kurşun nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia ederek sanık polislerin beraatını istiyor.
Diyarbakır Barosu'nun eski başkanı Tahir Elçi’nin 2015’te Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde öldürülmesine ilişkin açılan davada karar duruşması başladı.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmayı Türkan Elçi, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, CHP milletvekilleri Aliye Timisi Ersever, Okan Konuralp, Sezgin Tanrıkulu, Sevda Erdan Kılıç, Yüksek Taşkın, Cumhur Uzun ve Sibel Suiçmez ile İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği’yle (ÖHD) birlikte sivil toplum örgütleri ve uluslararası hukuk örgütlerinin temsilcileri takip ediyor.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın da aralarında olduğu 40’ın üzerinde barodan avukatlar da duruşmada. Katılımcılar salona sığmadı, onlarca kişi ayakta kaldı.
Sanık polisler S.T. F.T. ve M.S. duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bulundukları şehirlerden katıldı. Firari sanık Uğur Yakışır ise duruşmaya gelmedi.
"Mahkeme heyeti olayı çözmemek için çalıştı"
Mütalaa hakkında konuşan Tahir Elçi’nin kardeşi Mehmet Elçi, "Mahkeme heyeti olarak olayı çözmemek için çalıştınız. Bunu gördük. Beraat kararını kabul etmiyoruz” dedi. Ardından söz alanlar da şunları kaydetti:
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: 9 yıla yakın süreç geçti. 4 yıl soruşturma süreci oldu ve dava açıldı. Biz sizlerden soruşturmada yapılması gerekenleri istedik ancak hepsi reddedildi. Neden peki? Bu dosya ne kadar önemliydi. Nobel Barış Ödülü alan Orhan Pamuk’a bu cinayet soruldu, ‘Korkunç bir cinayet’ dedi. Evet korkunçtu, çünkü güvenlik bürokrasi tarafından çok iyi korunan bir kentte kameralar önünde Tahir Elçi katledildi. Dönemin başbakanı ‘Bu cinayetin üstü kapatılamayacak’ diyerek aydınlatılacağının sözünü verdi ama Tahir elçi gözaltına alınmasından bir ay sonra katledildi. Bu dava siyasi bir suikasttır. Yargı ile bu davanın kapatılacağını düşünüyoruz. Çünkü lehimize bir durum kurmadınız. Asla dosyanın aydınlatılması için cesaret gösterilmedi. Biz bu davadan adil bir kararın çıkacağını düşünmüyoruz. Bu cinayeti herkes gördü ama görmeme çabası içerisindeler. Bu mütalaa Tahir Elçi cinayetine sunulacak bir mütalaa değil. Bu cinayetin siyasi suikat diyenlerin tanık olarak dinlenmesi gerek.
Türkan Elçi vekil Avukatı Orhan Kemal Cengiz: Bir arpa boyu yol ilerleyemedik. Soruşturma yürütenler tarafsız olmalıydı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu için dinleme kararı verdiniz ama sonra savcı istediği ile vazgeçtiniz. Tarafsız olduğunuza nasıl inanalım. Delil yok deniliyor. Siz delil topladınız mı? Buraya gelen tanıkların hepsi baskı altında ifade verdiklerini söyledi. Tahir Elçi davasını aydınlatmamak için çalışıldı. Olay yerinde Tahir Elçi cinayetini gören kameraların hepsinde görüntüler kesik. Delillerin yarısı toplantı, bu bilinçli olarak yapıldı. 9 yıl sonra elde var sıfır. Bu da mahkemeniz sayesinde oldu. Bütün taleplerimiz reddedildi. Bir tane delil toplanmamış, adil yargılamadan bahsediyorlar. 13 km yol boyunca takip edilen 2 militan yol boyunca durdurulmadı. Neden Gazi Caddesinde durduruldu. 1 yıl boyunca dinlemişler üstelik. Sokakta 2 tane istihbaratçı varmış. Bunların 'telsizleri vs. dinlesin' dedik ama reddedildi. İki polis öldürüldü dediniz, onu da araştıralım dedik ama yapmadınız. Bu dava 20 yıl sürse de ceza alınana kadar takip edeceğiz.
Avukat Gamze Yalçın: Hiçbir makam gerekli incelemeleri yapmadı. Güvenlik endişeyle olay yeri incelemesi yapılmadı. Tahir Elçi’yi vuran mermi çekirdeğine ulaşamadık. Sonra yaşam hakkının kutsallığını ihlal eden sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 4 ay sonra olay yeri incelemesi yapıldı ama bu sağlıklı bir inceleme değildi. Gerekli incelemeyi yapmayan yargı dolaylı yoldan Tahir Elçi cinayetinden sorumludur. Etkisiz yürüten soruşturma nedeniyle Londra Üniversitesine başvurmak zorunda kaldık. Raporda Tahir Elçi cinayetinde kimlerin şüpheli olabileceği belirlendi. 3 polis hakkında iddianame hazırlandı. Soruşturma aşamasına giren bir ihbar mektubu var ama bunu araştırma gereği hissetmediniz. Neden korkuldu? Bu yanıtlanmaya muhtaçtır. Bu eksikliklerle verilecek karar toplumda adaleti tahsis etmeyecektir.
Avukat Benan Molu: Burada ağır bir cezasızlık var. Bilenen tehditlere rağmen bir koruma yoktu. İhbar mektupları var ve hayati bilgiler içermesine rağmen tanık olarak dinlenilmedi. Polislerin yapılan anonsta ciddi yaklaşılmaması, GBT yapar gibi gitmesine neden oluyor. Böyle olunca örgüt militanları kaçıyor ve Tahir Elçi’nin olduğu sokağa geliyorlar. Yapılacak önceden biliniyor olmasına rağmen önlem alınmadığı bir ihlal olarak duruyor. Bir yaşam alanı içinde polislerin o silahları nasıl kullanacağına dair hiçbir eğitim almamış gibi bir beyanı var. Bu kendi başına yaşam hakkı ihlalidir. Bu kadar ateş edilen bir yerde Tahir Elçi olmasa başkası vurulacak. Olay sonrası yaralanan polis için bile ambulans çağırılmadığını görüyoruz. Tahir Elçi yaralı olsaydı ambulans gelmediği için ölecekti. Bütün bunlardan sonra zar zor bir iddianame hazırlanıyor ve 9 yıl sonra bir karar çıkmasını bekliyoruz. Tarafsız ve bağımsız yargı talebine rağmen dosyayı bugün kapatıyoruz gibi. Savcıların güvenlik gerekçesi ile gidemediği yer halka açılıyor. Halkın girdiği yerde olay yeri incelemesinin neden yapılamadığı açıklanamadı. Keşif de yapılmadı. Soruşturmamın iki temel çalışmasının yapılmamış olmasıyla bu davadan karar çıkacak. İstihbarat elemanları dinlenmedi. Kamera kesintilerinin ortaya çıkarılmış değil. Bu da tek başına etkili soruşturma yürütülmediğini gösteriyor. Hayatını cezasızlığa adayan Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul kalmamasını talep ediyoruz.
Avukat Tuğçe Duygu Köksal: Raporda ‘Üç polisten biri direkt atış seviyesinde diğerlerini de mahkeme değerlendirsin’ denildi. Neden bu kişinin ayrı değerlendirilmediği açıklanmadı. Burada keşif yapılmasını neden istedik? Orada tanık ifadesinde başkaca polislerde var. Talebimiz dinleseydi başkaca şüpheliler de ortaya çıkabilirdi. Böylesi önemli bir şeyi mahkeme nasıl atlayabilir? Olay yerinin yeniden canlandırılarak keşif yapılması gerekirdi, yapılmadı. Tahir Elçi’yi kimin öldürdüğü belli. Mermi çekirdeği kimi aitse odur. Mermi çekirdekleri toplanmadı. Bu da yapılmayan olay yeri incelemesinden dolayı delil karatma var. Keşif yapılarak karar verilmesini talep ediyoruz.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erdinç Sağkan: Adil bir yargılama yapılmıyor. Herkes burada bir sanıklar yok. Yüz yüze yargılamayı nereye koyacağız? Birazdan bu salondan çıkacağız. Kararı biliyoruz. Diyarbakır’da güpegündüz bir baro başkanı kameraların önünde öldürüldü. Yargı bunu kimin yaptığını 8 buçuk yılda bulamadı. Sizden bir talebim yok.
Avukat Mehmet Emin Aktar: O sokakta ateş eden herkes şüpheli olmalıydı ama yapılmadı. Ama Tahir Elçi’ye ‘terör örgütü şüphelisi’ ile bakan savcı, bu olayın aydınlatılmasını istemez. Cezasızlık pratiği var ve mahkeme bunu uyguluyor.
Ardından avukatlar Yakup Güven ve Cihan Aydın konuştu. Mahkeme iki avukatın beyanlarının ardından duruşmaya 10 dakika ara verdi. Aradan sonra da baro başkanları Filiz Saraç (İstanbul), Sefa Yılmaz (İzmir), Sinan Özaraz (Van), Mustafa Köroğlu (Ankara), İsmail Elik (Mardin), Serdar Günakın (Ağrı), Ergün Canan (Hakkari), Soner Karademir (Giresun), Gazi Özdemir (Mersin), Metin Öztosun (Bursa), Fettah Çapkurt (Kars), Semih Gökayaz (Adana), Hüseyin Geçilmez (Antalya), Muhammed Alptekin (Siirt), Gülhan Bayram Sekmen (Bitlis) ile Ünsal Çankaya (Isparta) beyanda bulundu.
Avukatlar potesto etti, polis gazeteciyi attı
Baro başkanları ‘adil yargılama’ talebini yeniledi. Avukatlar daha sonra mahkemenin yargılama boyunca gösterdiği tutumu protesto etmek amacıyla alkışlarla duruşma salonunu terk etti. Avukatlar ve duruşmayı takip edenler adliye önünden Tahir Elçi'nin vurulduğu dört ayaklı minare önüne yürüyüşe geçti.
Bu sırada Evrensel muhabiri Dilan Temiz 'cep telefonuyla görüntü çektiği' gerekçesiyle polis zoruyla mahkeme salonundan çıkartıldı. Polis, Temiz'in telefonuna da el koydu.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da mahkeme başkanının talimatıyla polis zoruyla salondan çıkartılmak istendi. Yaşananlar üzerine çevik kuvvet polisi duruşma salona girdi.
Devam eden duruşmada sanık polisler mütalaaya karşı beyanda bulundu. Savcının mütaalasına katıldıklarını belirterek, beraatlerini talep etti.
Mahkeme duruşmaya verilen bir saatlik ardından kararını açıkladı. M.S., F.T. ve S.T. hakkında beraat kararı verdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.