TMMOB'dan Dicle Nehri kenarında çadır kent kurulmasına tepki: 'Taşkın ve sel riski var'
.
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Dicle Nehri kenarına çadır kent kurulmasına ilişkin, 'Bilimi, tekniği, sosyolojik yaklaşımdan uzak bir yöntemin uygulanıyor olmasına razı değiliz' dedi.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Diyarbakır’da, AFAD ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda Silvan yolu üzerinde Dicle Nehri kenarında çadır kent kuruldu.
Dicle nehri kıyısında 190 bin metrekare alan üzerinde kurulan geçici barınma merkezinde 4 bin 200 çadır kurulacağı duyuruldu. Yaklaşık 15 bin kişinin barınacağı çadır kentte, Dicle Nehri’nde olası taşkın ve sel olayları nedeniyle sivil toplum örgütleri karşı çıkıyor.
'Taşkına ve sel olaylarına müsait bir alan'
Sputnik'ten Sertaç Kaya'nın haberine göre, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, konu ile ilgili açıklama yaparak, Dicle Nehri’nde çadır kent kurmanın riskli olduğuna dikkat çekti.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Haktan Bozan, alanın riskli olduğunu belirterek “İnsanların hayatlarını veya sağlık durumlarını tehdit eden bölgelerden uzak, güvenli bölgelere yerleşmeleri sağlanmalıdır. Söz konusu alan gibi riskli bir alanda yurttaşların barınma ihtiyaçlarının giderilmeye çalışılması gibi çabalar aslında direkt insan haklarının ihlalidir. Çünkü yaşanan doğa olaylarından deprem sonucu büyük yıkım yaşamış yurttaşlarımızın bu alana yerleştirilmesi aslında yine insanları ölüme mahkûm etmektir. Çünkü söz konusu alan taşkına ve sel olaylarına müsait bir alandır” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda Dicle Barajı kapağının patlaması sonucu Dicle Nehri’nde yaşanan su taşkınına dikkat çeken Bozan “Yine benzer bir durumun yaşanması veya mevsimsel yağışlardan ötürü nehrin debisinde oluşabilecek akış düzensizliği gibi sebepler taşkını beraberinde getirecektir. Öte yandan bu alanda çadır kentin kurulması ve bu çadır kentin atık yönetimi de ciddi riskler oluşturacaktır. Kaynaklanacak olan atık suların Dicle Nehri’ne verilmesi ekosistemin çökmesine sebep olacaktır. Nehir boyunca kirliliğin oluşacağı, su canlılarının yaşam hakkının gasp edileceği ve salgın hastalıkların görüleceği aşikârdır. UNESCO Dünya Mirası olan Hevsel Bahçelerinin de bile bile kirliliğine sebep olacaktır” şeklinde konuştu.
'En kısa sürede kalıcı konutlara taşınmalılar'
Salgın hastalık riskine de dikkat çeken Bozan şunları söyledi:
“Sıcaklıkların artmasıyla birlikte ciddi haşere yoğunluğu ile koku problemine sebep olabileceği gibi yine salgın hastalıkların oluşumuna ve haşereler vasıtasıyla bu hastalıkların yaygınlaşmasına da sebep olacaktır. Kentte yaşayan insanları kentten uzak izole edilmiş kent yaşamı ile ilişkisi koparılmış bir bölgede tutmak deprem mağdurlarının yaşama tutunma noktasında psikolojik olarak etkileyecektir. Bilimi, tekniği, sosyolojik yaklaşımdan uzak bir yöntemin uygulanıyor olmasına razı değiliz. En kısa sürede kalıcı çözüm için afetzedelerin, jeolojik açıdan uygun olan, yaşamla ilişkisi kopmamış, sağlık kurum ve kuruluşlara yakın ve kalıcı konutlara taşınması sağlanmalıdır.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.