Tolga Tanış ve Kurdistan Gerçeği!
Türk basını, türk aydını, türk islamcısı, türk demokrat-liberalı, türk „sol"cusu, türk sanatçısı, türk siyasetçisi ve türkün sokağındaki sivil adam; Kurd ve Kurdistan sözkonusu olduğunda, ayni cenderenin dişleri olarak görev üstlenirler ve üstlenmeye devam ediyorlar. Bu saydığım alanlar arasındaki bakışta nuans farlılık, hiç bir zaman muhtevayı değiştirmedi:
Onlar; „Kurdler ulusal demokratik haklarına kavuşmamalı ve devletleşmemelidir! Buna karşı ne gerekiyorsa yapılmalıdır!" dediler ve öyle yürüdüler hep.
7 Temmuz 2016 tarihli Hurriyet'te Tolga TANIŞ adına 4 bölümden oluşan bir dizinin son bölümü yayınlandı. T. Tanış'ın son bölümü; Güney Kurdistan Bölgesi'ne ilişkin izlenimleri olarak yayinlandı. Oysa yazı; baştan sona, bir görevin gazeteci kalemiyle „kurdlerin devletleşmesine düşman" bir anlayişin rapor edilmesi, manipüle edilmesini amaçlayor. „Pozitif" gibi görünen bir „değerlendirme"nin aslında negatif bir amacı bayraklaştırdığı görülmektedir.
T. Tanış'ın raporu „IŞID öncei ve IŞID sonrası" olarak iki dönemi karşılaştırmalı olarak vermektedir.
Birinci dönemi, yani „IŞİD öncesi dönemi" kurdleri ve taleplerini küçümseyen şu cümlelerle izah ediyor:
„3 yıl önce petrolün varili 110 dolarken, ortada bu haliyle IŞİD yokken, Mesud Barzani'nin başkanlığı tartışmasızken ve uluslararası dengeler de uygunken, herkes 'Bağımsız Kürdistan'dan bahsediyordu. "Kaçınılmaz" deniliyordu. Hatta Barzani, gücünün zirvesinde 2012'de Washington'a indiğinde, ABD Başkanı Barack Obama'nın yüzüne de söylemişti."
Kurdler 100 yılı geçen direniş ve talepleriyle hep Türk, Arap ve Pers boyunduruklarına karşı, zulümlerine karşı haklı davalarını savundular. Katliamlardan geçirildiler, parangaya vuruldular, sürgünlere gönderildiler. Ama asla kendi davalarından vazgeçmediler. Hep bağımsız bir devletleri olsun istediler. Güçleri yetmediği zaman yenildiler, ama asla direniş ruhunu kaybetmediler. Çünkü taleplerinde hakliydılar ve mazlumdular. Zalimlere karşı haklı bir davanın bayrağını taşiyorlardı ve bugün de taşiyorlar. Bugün Kurdistan'ın dört bölgesinde de de, Kurd ve Kurdistan düşmanlarına karşı direniş bayrağı, savaş mevzilerinde dalgalanmaktadır.
Görüldüğü gibi Kurdler „bağımsız Kurdistan"dan bahsetmeyi: „3 yıl önce petrolün varili 110 dolarken, ortada bu haliyle IŞİD yokken, Mesud Barzani'nin başkanlığı tartışmasızken" başlamadılar..uzun bir tarihe yayılan, ama asla vazgeçilmeyen bir talep olarak kurdün ve Kurdistan'ın bir tarihi gerçeği olarak, dipdiri yaşadı ve yaşiyor bu talep.
Bilindiği gibi; IŞİD önce Güney Kurdsitan topraklarının yarıdan fazlası, „tartışmalı bölge" olarak Irak merkezi yönetimine bağliydi. Buna Kerkuk ve çevresi, Suleymaniye çevresi ve Şıngal da dahildi. IŞİD buraları vurduğu zaman, bu bölgeler, Peşmerge'nin değil, Irak ordusunun gövenliği altındaydı. Irak ordusu, bir tek silah sıkmadan, üniformalarını da atarak, bu alanları IŞİD'in işgaline terkettiler.
Saldırı sonrası Kurdistan Savunma güçleri, bu toprakların tümünü IŞİD gibi cani bir örgütten kurtardı ve savunma mevzilerini, güvenliğini; bu „tartışmalı bölgeleri" de Kurdistan topraklarına katarak, destanlar yazdı. Bütün dünya bu kahraman güçlerin zaferine dudak ısırdı, sahip çıktı ve destekledi.
T. Tanış'ın iddia ettiği gibi: „Bir zamanlar herkesin olacak dediği proje, bugün can çekişiyor. Ve 'Kürdistan' adıyla tek bir bağımsız devlet fikri bugünün koşullarında gittikçe zorlaşırken, bölgenin Kürt şehirleri arasında çözülme yaşanıyor." Değildir.
İki yılık bir savaş; Kurd ve Kurdistan enerjisini ağır bir tahribata uğrattı, ama asla teslimiyete, Kurd –Kurdistan'lıların bağımsızlık taleplerden vazgeçirmedi. T. Tanış'ın söylediğinin tam tersine; uluslararası diplomatik ilişkilerde ciddi mevziler elde etti, dünya ulusların hayranlığını kazandı. Bağımsızlık konusundaki haklı talebini daha da güçlendirerek ileri bir aşamaya getirdi.
*Irak Devleti'nin bütün ambargolarına,
*IŞİD saldırılarına,
*Kurdistan bütçesinin kesilmesine
*petrol fiyatlarının 110 $'dan 26 $'a kadar gerilemesine rağmen:
Bütün topraklarını güvenli bir alana çevirerek; 1.8 milyonluk göç nufüsa da ev sahipliği yapmaktadır. Henüz çiçeği burnunda bir devletin iki yıl gibi kısa bir zaman diliminde, bu başarıları elde etmesi övgüyü haketmesi gerekirken; zulümün ağzı ile rapor düşeyenlerin bu başarıları tersinden okutarak„Bağımsızlık hayalinden çözülmeye" diye başlık atması; Kurd cesetleri üzerinde eline kına yakarak, sevinç çiğlıkları atan barbarlara benziyor ve onların sözcülüğünü yapiyor T. Tanış!
Evet Güney Kurdistan bölgesinde siyasi ve ekonomik bir kriz var: Ama bu krize dayanarak Kurd ve Kurdistan düşmanları sakın ellerine kına yakmaya hazırlanmasınlar. Sevinçleri kursaklarında kalacak.
Suriye ve Irak devletlerinin tükendiği, himayelerinde yaşayan insanlara bölgenin mezar olduğu, gövenilirliklerini büsbütün yitirdiği ve sernseri bombalarla vucuklarının parçalandığı bir dönemde; iki yıl öncesinden daha güvenli ve daha kararlı bir şekilde Güney Kurdistan Bölgesi, direnmeye ve yolunda yürümeye devam ediyor. Kurd ve Kurdistan düşmanlarının bütün entrika ve oyunlarına, saldırılarına rağmen, bağımsızlığa bir adım daha yaklaşmiş ve vazgeçilmez bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.
Bölgede Türk, Arap ve Persiyle yanlarına bazı kurdleri de alarak Mesut Barzani'nın şahsında, saldırdıkları değer; bağımsız bir Kurdistan projesidir. Onlar ortak bir sesin hizmetinde, saldırı oklarını kılıflarından çıkarıp atmaya hazırlanmaktadırlar. Kurd ulusunun, ulus olmaktan kaynaklı haklarına bir saldırı olarak gelişmektedir bunlar. Kurd yurtseverleri bu saldırılara yabancı değildir..Kaynağını da, rüyalarını kaçıran gerçeği de çok iyi biliyor.
08.07.2016
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.