Toplumda Gelişen Şiddetin Temel Nedenleri

Toplumda Gelişen Şiddetin Temel Nedenleri

.

A+A-

Şeref Yalçın

Son zamanlarda hastanelerde doktorlara yapılan saldıra karşı tepkiler artıyor.

Pedagoglar şöyle derler: “Çevre koşulları insanı alim de yapar zalim de”. Bir de şunu biliriz: “Ne ekersen, onu biçersin”. Sorunların sadece sonuçlarına değil, neden ve gelişmelerine de bakmak lazımdır! O zaman soruna da kolayca çözümler üretebiliriz. Yoksa, “Hastanelerde doktorlara yapılan saldırılar“ ve bunlara verilen haklı tepkiler yetmiyor. Bu bir toplumsal sorundur, hepimizin sorumluluğu da vardır! Geleceğe ümitle bakamayan, geçim ve yaşama kaygısı olan, temel insani sorunları ciddiye alınmayan toplumların varacağı nokta karamsarlık olur!

Şiddet bir toplumda bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu hastalık bulaştığı kişileri toplumda herkesle karşılaştırabilir. Sürekli şiddet filmlerini gösterirseniz, sürekli ölüm makinalarını ve ölümleri insanlara gösterirseniz, çocukların eline hep şiddet ve ölüm oyuncakları verirseniz, bunlar büyüyünce toplumda bu lanet olası şiddet de yaygınlaşır. Bu bir eğitim ve yönetim sorunudur. Bunu anlayyıp çözümler üretmedikçe her zaman şiddete tanık oluruz.

Sadece doktorlar şiddeti görünce tepki göstermemeliyiz. Fotoğrafın tümüne bakmak lazımdır. Örneğin: Kurtlar Vadisi Dizisi insanların kafasına az mı zararlı şiddet unsurları yerleştirdi, bunu “yayından kaldırın“ diyen oldu mu? Tüm bunlar bir toplumu bilinçli olarak, şiddete miyilli insanlara dönüştürdü. Devlet de bunlara seyirci kaldı ve hatta destek verdi.

Unutmayın, bataklık kurumadan sivrisinekler yok olmaz. Öyle tepki vermek ve cezalar vermek de sorunu çözmez, sadece geçici olarak azaltır ama kökten yok edemez ve hatta zamanla sorunlar büyür ve çözümleri de zorlaşır. Sadece sorunu geçici olarak gizler. Toplumsal meseleleri şiddetle çözmeye çalışırsanız, nedenlerini doğru tespit edip, gerçek çözümler üretmezseniz bu hep devam eder!

Türkiye’de hep böyle bir yol izlenmiş fakat acı ve ızdıraptan başka hiçbir şey elde edilmemiştir. Siyaset hep yalan ve kandırmacalar üzerinden yürütülmüştür! Sorunlar hep şiddet ve baskıyla kamuflaj edilmeye çalışılmış ve hiçbir temel sorun da çözülmemiştir! Bir insanın böbreğinde taş varsa ve sürekli sancılarla kıvranıyorsa ağrı kesicilerle sorun çözülmez, taşı oradan almakla sorun çözülür. Sorunlar şiddet ve baskıyla değil, barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Türkiye’de de etnik ve inançlar sorunu çözülmedikçe hep böyle olur. Yani: Hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasinin yerleşmesi lazımdır.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.