Toplumsal Umutlar Buharlaşıyor
Toplumun temel hak ve özgürlülerinin gelişmesine demokratik öngörüleriyle öncülük edebilen liderlere ihtiyaç vardır. Toplumsal özgürlükleri kurumsallaştıracak bir lidere sahip olma umudu çağın en anlamlı umududur. Toplumsal umudun yeşermesi, gelişime yüzünü çeviren toplumlar yarattığını bilmeyen yoktur.
Sayın Erdoğan'ın statükocu ve inkarcı siyasetinin aksine, "Kürtlerin tüm hukuksal sorunu benim sorunumdur" diyen dönemi hatırlandığında, umudun toplumu nasıl da şahlandırdığını hatırlayanlar hatırlıyor. "Kan akıtmakla Kürt sorunu çözülmez, baskı ve sindirme politikalarıyla Kürtler yok edilemez" söylemiyle gelişen umutların, ''Kürt sorunu diye bir sorun yok" söylemiyle kaybolmasının topluma çıkardığı faturanın gün geçtikçe ağırlaştığını bilen biliyor.
Zira Erdoğan ya da AKP'nin dünden kalan umutları yeşertmesinin nedeni, sorunları çözmeye yönelik aldığı risktendi. AKP ya da Sayın Erdoğan'ın bugünün siyasetinin özünde ise PKK bahanesiyle Kürt toplumunun mevcut tüm hakkaniyetini, gerçeklere karşı başını kuma gömen ırkçı beyaz türkün Türkçülüğüne havale edilmesidir! Kürtlerin mevcut demokratik hakkaniyetinin özüne dokunacak bir siyaset kulvarı gelişmedikçe Türklerle Kürtlerin birlikte yaşama arzusu gün be gün ırkçı beyaz Türkün felaket tokmağına kurban edilecektir.
Yaşadığımız bu coğrafyada, özgürlüklerle somutlaşan ne gibi özlemler varsa, şiddet ve inkarı sembolize eden karanlık silahların namlusuna ihale edilmiş görünüyor! Özgür toplumla insan haklarının anlamının nasıl da anlamsızlaştığını hatırlamak bile istemiyor insan! Ben varım ama sen yoksun diyenler var oldukça, bireyin ve toplumun temel hak ve özgürlüklerinin gelişmesinden bahsedilemez. Bir toplumun hukuksal değerlerini ihlâl edenler yol aldıkça, evrensel değerler hak yemişlerin sofrasında meze olmaya devam eder!
Ne yazık ki, yaşadığımız bu coğrafyada, insan her gün biraz daha yorgunlaşıyor! Herkes kendini sadece kendi doğrularında görünce, ister istemez faturayı bir başka tarafa ödetiyor! Böyle olunca da birçok olumsuzluğun hüküm sürdüğü bu coğrafyada özgür yaşamla buluşmak hayal oluyor! Özgür olma özlemi her ne kadar hayat verici olsa da yaşadığımız bu coğrafyada yeşerip hayat bulması güç! Ama yine de karanlığın gözde kurbanı hak ve hukuksuzluğa karşı özgür olma duyarlılığı değerlidir.
Dolayısıyla kavgalı toplumlardan barışa katkı istemek her ne kadar hayal olsa da biz yine de savaş dilinin popüler olduğu bir coğrafyada, barış dilini kullanmayı önemsemeliyiz. Ve gelin hep birlikte ve her zamanki gibi, özgür bir ağacın gölgesinde serinleyelim. Hayyam'ın şarabından bir yudum yudumlayarak, kin ve nefret dolmuş beynimizle yüreğimizi özgürlüklere uçurtma yapalım.
Uçurtmayı uçurtalım ki, uzayda dahi yaşayan Kürtlerin yaşam ihtimaline karşı dahi körüklenen kin ve nefretin ateşini söndürelim. Olmadı bir yudum daha alalım ki, en önemli evrensel değer dediğimiz özgürlüklere göz dikenlerin gözüne perde olalım. Olalım ki, gerçek kardeşliğin eşitlik tohumunu bu coğrafyada ekelim. Ekelim ki, bu buhranlı iklimde özgürlük çiçekleri, demokratik öngörülerle donanımlı önderler üreyip çoğalsın.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.