Turabi SALTIK/ Kocgiri Katliamı
.
Turabi SALTIK
Koçgiri bölgesi, tarihi Batı Dersim topraklarıydı. Dersim daha 1515'lerde Hozat Sağman Dersim, Mazgirt, Çemişgezek, Pertek diye dört Sancak ve Beyliğe bölünmüştü. Koçgiri de Hozat'a bağlı varlık sürdürüyordu. Koçgirililer esasen Batı Dersim'in Hozat, Ovacık, Çemişgezek Kürt, Kırmanç aşiretlerinden Kızılbaş Alevi kimlikliydiler.
Osmanlı pek çok defa Dersim'e saldırmış Dersim'i parçalamaya çalışmıştı. Coğrafyada ki madenler yerel Beyler tarafından isletiliyordu. Osmanlinın Lale Devrinde hazinesi şan şatafatla boşaltılmış tamtakır edilmişti. Hazineye gelir elde etsin diye Yerel Beylerin işlettiği madenleri 1775'lerde Madeni Hümayun diye bir falerman yayınlayarak o madenlerin işletmesini ele geçirdi. Dersim'de de Gulaman, Maden, Harput, Keban madenlerini ele geçirdi. Bu madenleri işletsin diye yayınladığı fermnalarla Ormanlar yakıldı, kömür elde edildi. Dersim Pertek, Mazgirt ormanları o yıllarda fermnlarla ateşe verildi, kömür elde edildi. Kömürler Keleklerle Munzur ırmağından maden ocaklarına taşındı.
1788'lere gelindiğinde Osmanlı yayınladığı Madeni Hümayun fermanla Kazalar oluşturdu. 1889'da Dersim'de de kazalar oluşturuldu ve Hozat, Ovacık merkezli iki de Kadınlık ataması yaptı. Dersimli Aleviler Kızılbaşlar bu Kadılıkları tanımadılar, çünkü Osmanlının merkezi şeriat yönetimine karşıydılar. Onlar Alevi Ocakları içerisinde Alevi erkanı ve yolu ile varlıklarını sürdürüyorlardı. Aleviler altı yüz yıl Osmanlı Kadısının kapısını hiç bir zaman çalmadılar, onlar içlerinde suça bulaşanları kendileri cemlerde yargıları, suçlu olanı yol düşkünü ilan ettiler. Seriatçı kadı mahkemeleriyle işleri olmadı. Onların kapısını çalmadınlar.
Dersim pek çok defa değişik idari şekillerle bazen Harput'a, bazen Diyarbakır'a, bazen Bayburt ve Erzurum Beylerbeyligine bağlandı. 1786 Tanzimatina kadar Dersim böyle idari değişikliklerle geldi. 1788'de Dersim'de de bu idari değişikliklerle Pertek, Pah, Peri (Çarsancak), Kuzucan (Pülümür), Kızılkilise (Nazmiye), Ovacık ve Koçgiri’de kaza oldu. Buralarda Hozat'a bağlı varlık sürdüruyorlardı. Bu Kazalara Kaymakam, Nahiyelere de Nahiye Müdürleri atandı.
Dersim Sancağının ne zaman oluşturulduğu hakkında kesin bir tarih yoktur. Bu konuda tek bilgi Harput Salnamelerindeki bilgilerdir. O Salnamelerdeki bilgilere göre Hozat merkezli Dersim Sancağı 1848'de kuruldu. 1859'da ise Hozat'a bir kışla ve kaymakamlık binaları yapılmaya karar verildi. Ancak Harput Hozat arasında yol olmadığı için bu kışla ve binaların yapımına 1852'de başlandı, 1858'de tamamladı ve hem kışla hem bu yol yapımında halk zorla ve bedava çalıştırdı. Dersim Sancağı kurulduktan hemen sonra Harput Vilayetine bağlı iken 1849'dan 1851'e Diyarbakır'a bağlandı. Koçgiri'de o zaman Diyarbakır'a bağlandı. Dört yıl sonra uzak olduğu gerekçesiyle Dersim Sancağı yeniden Harput Vilayetinde bağlandı. Kocgiri'de yeniden Harput'a bağlandı.
Dersim Sancağı merkezi Hozat'ta iken 1859'da Hozat'tan alındı Ovacık'a bağlandı. Üç yıl yani 1861'e kadar Ovacık merkez oldu. Aynı yıllar 1861'den 1875'lere kadar Dersim'de Kazalar Yerli Beylerce yöneltildi. Bunlar 1875'te Kaymakam rütbesiyle yöneticilik yaptılar. 1875'te Şah Hüseyin Pülümür (Kuzucan'da), Gülbi Ağa Mazgirt'te kaymakam oldular. 1876 Tanzimata kadar Dersim Sancağı böyle yönetildi. Ardından Ovacık Erzincan'a, Dersim Sancağı Pülümür, Mazgirt, Peri, Çarsancak Erzurum vilayetinde bağlandı. Bu değişiklikler sürdü geldi.
Osmanlı 1864-1867'de Vilayetler Nizamnamesi yayınladı. Bu Nizamname ile 1880'de Dersim'de Hozat merkezi vilayet oldu. Dersim kazalarında kaypaklık yapan yerel Beyler görevden alındı. Bu Kazalar Dersim Hozat Vilayetinin emrine verildi. Dersim Hozat Vilayeyinin başına da Elazığ'da Paşa olan Fikri paşa Vali edildi. Bugün hala Hozat'da bir mahallenin adı Fikri Paşa mahallesidir. Hozat merkezli Dersim Vilayeti 12 yıl sonra 1892'de lağvedildi. Yeniden Sancağa dönüştürüldü. Mamuretul Aziz Vilayetine bağlandı. Koçgiri'yide Dersim'den kopardı Bayburt'a bağladılar. Böylece Batı Dersim'de yer alan Koćgiri Dersim'den kopartıldı.
Ardından 1892'lerden 1918'lere kadar Dersim'de Mutasarrıflık oluşturuldu. Dersim Mutasarrıfları Merkezi idare olarak Osmanlı İstanbulundan atanıyorlardı. Bu Mutasarifların her biri 1918'e kadar görev yaptı ve Dersim üzerine Raporlar hazırladılar. Bu raporlarla Dersim ileri gelenleri, ağaları, seyitleri Afrika'ya Trablusgarb'a, Fizan'a, Ma'a, Işkodra'ya sürgün edildiler. Bu raporla Dersim 37-38 kırım ve katliamına gidildi.
1918'de artık Osmanlının son dönemiydi ve Osmanlı o yıllarda dağıldı. Süreç Birinci Dünya Savaşı yıllarıydı. Osmanlı 20. Yüzyılın başlarında bir çözülme yaşıyordu. Dört bir yana giren Osmanlı fetihlerle oraları elde etmişti şimdi artık oraları kaybediyordu. Osmancılık elden çıkmış gözden düşmüştü ve yerine İttihat Terakkicile, Jön Türkçüler gelmiş ve 1908'de de iktidar olmuşlardı. Onların hedefi Turancılıktı, Afrikayı, Balkanları, Musul'u kayben Osmanlı artık Ittihatçılar Türkçülük-Turancılık, Pan-Türķçülükle Otra Asya'ya yöneldiler. Enver Paşa ve çevresinin Kafkasya’da soğuktan askerleri de kırılmıştı. İttihat Terkkici Türkçü kadrolar Birinci Dünya savaşında Almanlarla gönüllü iş birliğine gittiler ve fiilen Almanya'nın siyasi çizgisi altına girmişlerdi. İngiliz ve Fransıların ise Osmanlıda imtiyazları vardı, onların temel dayanakları İstanbul ve Izmir'de Rum ve Ermeni tüccarlarıydı. Almanya Türk ve Yahudilere destek veriyordu. Yeni Türk "burjuva sınıfı" politik temsilcileri ki içlerinde Yauhdi kökenli olan Jön Türklerde vardı. O yıllarda Ermeni sermayesini tasfiye etmeye, giderek Ermeni katliamı ve sürgününü yapmaya başladılar.
İttihatçı Türkçü kadrolar ardından yani 1919'da Rumlara yöneldiler. Tekci, inkarcı, tek dil, tek inanç, tek millet üzerinden politikalar yürüten İttihatçı kadrolar o yıllarda Amasya'da Merkez Ordusu kurmuş başınada Sakallı Nurttin Paşa getirilmişti. Mustafa Kemal 1919'da Sansun'a gelince Topal Osman Ağa ile görüşmüştü. Rumların katledilmelerini, sürülmelerini Sakallı Nurettin Paşa ve merkez Ordusunda Kurmay başkanı olan Hüseyin Hüsnü Bey ki bu Sakallı Nurttin Paşa'nın damadıydı, diğer damadı ise Dersim'de 1938'de katliam yapan General Abdulla Alpdoğandı. Sakallı Nurettin Paşa'nın damadı Kurmay Başkanı Hüseyin Hüsnü Bey ve Topal Osman Ağa çeteleri Karadenzide Rum katliamı yapmış sürmüşlerdi.
1921'lerde ise Koçgiri'ye yöneldiler.
Mart 1921 -Haziran 1921 arasında İttahatçı kadrolar başında Sakallı Nurtetin Paşa ve Topal Osman Ağa çeteleri Koçgiriye saldırdılar. Suşehri, Zara, İmranlı, Hafik, Kangal, Gürün, Kemah, Refahiye'de Alevi inanclı Kürt, Kırmanç aşiretlerine saldırdı ve katliamlar yaptılar. Ankara Hükümeti 10 Mart 1921'de Elazığ, Erzincan, Sivas Divriği, Zara kazalarında Sıkıyönetim ilan etti. Merkez Ordusu Komutanı Sakallı Nurettin Paşa Koçgiri’de başa getirildi. Koçgiri’de güçlü bir direniş başlamıştı. Mustafa Kemal Koçgiri’de ki bu direnişi parçalamak için çeşitli taktikler uyguladı. Esasen Koçgiri Batı Dersim'di ve Koçgiri aşiretlerinin tamamı Hozat, Ovacık, Çemişgezek aşiretlerinenden oluşuyordu. Onların Koçgiri’ye desteklerini kesmek için Dersim'de ileri gelen Meço Ağa, Diyap Ağa, Ahmet Ramiz ve Hasan Hayri Bey gibi aşiret Ağa ve Beylerine Mustafa Kemal Milletvekilliği teklif etmiş ve Meclise getirmişti. Böylece İç Dersim'in Koçgiri direnişine desteği önlenmişti.
Amasya Merkez Ordu Komutanı Sakallı Nurettin Paşa acımazsız yöntemlerle halka baskı uyguladı, katliamlar gerçekleştirdi. Sakallı Nurettin Paşa daha 4. Ordu Komutanı olarak Dersim'de operasyonlar ve katliamlar yapan Müşir İbrahim Paşa'nın oğluydu. II. Meşrutiyet sonrası 1909'da Dersin'de acımazsız katliamlar, baskılar uygulamıştı. Koçgiri’de katliamlar yapan Sakallı Nurettin Paşa, bu katliam yöntemlerini Müşir İbrahim Paşa'dan öğrenmişti. 1937-38'de Dersim katliamında bu yöntemlerle yapan damadı General Abdullah Alpdoğan'a da o öğretmişti.
Sakallı Nurettin Paşa Koçgiri katliamı sırasında olağan üstü yetkilerle donatıldı. Mahkeme kurmamak, amirleri kendine bağlamak, sıkıyönetim ilan etme gibi diktatörce yetkilere sahipti. Genle Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak'tanda tam destek almıştı. Şiddet ve vahşi yöntemleri Koçgiri'de uyguladı. Pontuslulara, Hıristiyan halklara uyguladığı sürgün ve katliamları Koçgiri’de Topal Osman Ağa çeteleriyle uyguladı.
O yıllarda Sivas Valisi olan Ebubekir Nazım Tepeyran yer yer bu uygulamalara karşı olunca, Sakallı Nurettin Paşa, Ebubekir Nazım Tepeyran'ı görevden almıştı. Tepeyran, Koçgiri anılarını anlatırken söyle diyor: " Ümraniye ve Zara kazasının merkezine bağlı toplam 132 köy muharip bir düşman istikamları gibi yakılmış, tahrip olunmuş ve yüzlerce nüfus öldürülmüştür. Ayrıca bütün mal ve eşya ve hayvanlar yağma olunmuştur. Binlerce nüfus dağlarda, kırlarda açlıkla ve sefalete ölümle mahkum edilmiştir." Koçgiri yagmalanıyor, mallar, hayvanlar Giresun'a götürülüyor, oralarda Sünni halka dağıtılıyordu. Yaplapılan katliamlar Meclsie taşınmış tartışmalar yapılmıştı. Daha sonra Merkez Ordusu Mustafa Kemal tarafından lağvedilmişti.
Koçgiri’de altı bin insan katledildi. İdamlar yapıldı. Koçgiri önderlerinden Alişer ve Zarifa Hatun, iç Dersim'e sığındılar orada faaliyetini sürdürdüler.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.