Türkdoğan: Hakkımda açılan davanın arkasında İçişleri Bakanı var
.
Hakkında açılan davanın arkasında İçişleri Bakanlığı'nın olduğunu söyleyen Türkdoğan: OHAL koşullarında başımıza gelmeyenler, eğer şimdi bu dönem başımıza geliyorsa burada bir keyfilik var.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sanal medya hesabından yayın yaptığı ÖFG TV’ye bu hafta İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan katıldı. Türkdoğan, Garê operasyonu nedeniyle hakkında "Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla açılan davayı değerlendirdi.
GARÊ OPERASYONU
Verdiği demeçlerin, Fırat Haber Ajansı’nda yer alması üzerinden kriminalize edildiğini aktaran Türkdoğan, şunları söyledi: “Normal koşullarda şu günün Türkiye’sinde bile normalde o soruşturmanın kapanması gerekiyordu ama niye kapanmadı? Çünkü geçen 1 sene önce biliyorsunuz çok talihsiz bir olay yaşandı. Silahlı Kuvvetler Irak’ın Kuzeyine bir operasyon düzenledi Gare bölgesine. PKK örgütünün yıllarca alıkoyduğu 12 kişi bunların hepsi asker, polis ve güvenlik görevlisi 12 kişi sağ olarak kurtarılamadı. Bu kişilerin cesetlerine ulaşıldı. Biz buna sessiz kalamayız. Biz olup biteni anlatınca bu sefer hükümet muhalefet partilerini ikna edemedi ve hükümet adına da bu görüşmeleri yürüten İçişleri Bakanı bu başarısız operasyonun, bu trajik olayın faturasını adeta İnsan Hakları Derneği’ne çıkartmaya kalkıştı.”
MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Muhalefeti de eleştiren Türkdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Garê operasyonu ardından Meclis kürsüsünden derneklerini hedef alan sözlerini hatırlatarak, “Meclis’teki siyasi partilerin ona orada haddini bildirmesi gerekirdi. ‘Sen ne demek istiyorsun? Bizim irademiz yok mu? Niye biz bir derneğin peşine takılalım?’ Meclis’teki muhalefet partilerini de eleştirmek gerekiyor.
Bir bakan çıkıyor Türkiye’nin en önemli insan hakları örgütünü alenen tehdit ediyor. Bu cesareti bu kişi nereden buluyor? Bu kişi ile ilgili daha önceden de çok sayıda açıklama yapmıştım, nitekim Sedat Peker aslında bütün olup biteni ifşa etmeye başladı. Aynı kişi televizyona çıktı barış süreci bozulsun diye, barış süreci ilerlemesin diye ne çabalar içerisinde olduğunu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun arkasından ne işler çevirdiğini anlattı. Barışa bu kadar açıktan karşı olan bir kişi halen bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapıyor inanabiliyor musunuz?” diye sordu.
‘ADALETİN VAY HALİNE’
Mart 2021’de evinin basıldığını gözaltına alındığını vurgulayan Türkdoğan, aynı gün Adalet Bakanlığı’nın duyarlılığı ile serbest bırakıldığını belirtti. Savcının dahi kendisine doğru dürüst soru sormadığını anlatan Türkdoğan, “Dolayısıyla bu soruşturmanın yürümesi ve bana dava açılmasının arkasında doğrudan doğruya İçişleri Bakanı’nın o Meclis konuşmasındaki tutumunun devamı olduğunu düşünüyoruz. Burada Adalet Bakanlığı’na sormak gerekiyor. Ey Adalet Bakanlığı bir İçişleri Bakanı istediğine dava açtırabiliyorsa o zaman bu memlekette adaletin vay haline!” diye konuştu.
GÖZDAĞI VERİLİYOR
OHAL koşullarında başlarına gelmeyenlerin şimdi geldiğinin altını çizen Türkdoğan, “OHAL koşullarında başımıza gelmeyenler, eğer şimdi bu dönem başımıza geliyorsa burada bir keyfilik var. Mesele kişisel değildir, ne bakan beni tanır ne ben onu tanırım ama mesele benim şahsımda insan hakları hareketine bir gözdağı vermektir” dedi.
GARÊ SORUŞTURMASI AÇILMALIYDI
Darbeye karşı mücadele eden biri olduğunu da sözlerine ekleyen Türkdoğan, şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı’nı biliyorsunuz Garê operasyonunun tüm siyasi sorumluluğunu kabul etti. ‘Evet başarısızlık bize aittir’ dedi ve mesele kapandı. Biz insan hakları savunucuları diyoruz ki; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu olayla ilgili soruşturma açmalıydı.
O operasyonda ne oldu? 12 vatandaşımız hayatını kaybetti, ayrıca o operasyonda hayatını kaybeden askerler var bakın. O halde soru sormak gerekiyor ne oldu? İnsan hakları savunucusunun farkı budur bakın. Bu soruyu sorabilen insan hakları savunucusudur, çünkü hakikat ortaya çıksın, adalet yerini bulsun.”
İDDİALAR SOYUT
Dava dosyalarının beraatle sonuçlanması gerektiğini de savunan Türkdoğan, “En asgari hukuk normlarını bile işletirseniz kesinlikle iddialar soyut temelsiz, dayanaksız, çelişkili, delile dayanmıyor, bir insanın sürekli yıllardır konuştuğu sözler üzerine onu bir yasadışı silahlı örgüt üyeliği ile suçlamak akla ziyan. Ben bu noktada mahkemenin adaleti yerine getireceğini düşünüyorum ama zaten sorun bu değil. Sorun o aşamaya gelinceye kadar bize bu yaşatılanlar üzerinden bütün bir insan hakları camiasına bir gözdağı verilmek isteniyor. Tüm süreçleri en ince noktasına kadar inceleyip tüm haklarımızı sonuna kadar da elbette ki kullanacağız” diye ekledi. (MA)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.