Türkiye, Rojava Kürtleri lehine açığa düşürüldü
Amerika’nın IŞİD Lideri Bağdadi’yi Türkiye’ye haber vermeden ve Türkiye denetimindeki bir bölgede öldürmesi Ankara-IŞİD ilişkileri sorularını yeniden gündeme getirdi.
Haber Merkezi- Başkan Obama’nın eski Suriye Özel Temsilcisi Brett McGurk, Washington Post gazetesine yazdığı makalede bu konudaki soru işaretlerini açıkça dile getirdi. Kobane’den başlayan bu ilişki günümüzde hangi noktada bilinmiyor ancak ABD’nin operasyonu sadece Kürtlerle işbirliği içinde gerçekleştirmesi, bu konuda Ankara’ya güven sorunu olduğunu açıkça ortaya koydu.
Konu gündemde kalırsa Ankara’nın başını ağrıtmaya devam edecek gibi görünüyor, özellikle de Amerikan Kongresi’nde.
Fehim Taştekin Bağdadi Operasyonu ve muhtemel sonuçlarını Ahval'e değerlendirdi:
“IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’ye yönelik operasyonda Türkiye’nin dahlinin sadece Amerikalıların Türk hava sahasını kullanacağına dair bildirimle sınırlı tutulması birçok açıdan Ankara’nın işini zorlaştıracak sonuçlar içeriyor. Her şeyden önce Türkiye, sınıra 5 km mesafede kendi gözetleme alanında IŞİD liderini görmemek ya da görmezlikten gelmekle suçlanacaktır.
IŞİD’le sadece mecbur kaldığı için gösterilen baştan savma mücadele ve geçmişteki netameli, dolaylı ya da dolaysız ilişkiler dikkate alındığında bu, Türkiye’nin 'IŞİD’le mücadele eden biziz' söylemini açığa düşüren bir durumdur. İdlib’i kontrol eden Heyet Tahrir el Şam bile Bağdadi’nin bölgeye intikal ettiğini öğrenip peşine düşmüşken, hatta bir başarısız operasyona imza atmışken bölgede ciddi bir faaliyet içinde bulunan 'MİT neden bilmiyor' sorusundan iktidar kaçamaz.
Operasyonda istihbarat kaynağı olarak iki yer öne çıkıyor: Suriye Demokratik Güçleri (DSG) ve Irak muhaberatı. Operasyonun İncirlik’ten değil bölgeye altı-yedi kat daha uzaktaki Erbil’den yapılması da ABD’nin hiçbir şekilde bilgi sızdırmak istemediğine ve bu işin kredisini Türkiye ile paylaşmak istemediğini gösteriyor.
Zamanlama çok kritik. Türkiye’nin terör örgütü sayıp ezmeye çalıştığı DSG, iki NATO müttefikinin arasına girip ABD ile operasyon ortaklığı yapıyor. Irak’ın yardımı anlaşılır bir şey. Sonuçta IŞİD’in doğum evi orası ve Irak yönetimi yakalanmış IŞİD’lilerden aldığı bilgilerle kaçınılmaz olarak bu işin ortağı. Suriyeli Kürtlerin elindeki saha unsurlarının topladığı bilgiler ise bu işi tamamlanmasında ikinci kritik halka. Burada Türkiye yok. ABD, Türkiye’ye yani müttefikine güvenmediğini göstermiş oluyor. Bu konuda güvensizlik 2013’te başladı ve büyüyerek bugünlere geldi. ABD aynı zamanda bu hareket tarzıyla Türkiye’nin hedefine koyduğu Mazlum Kobane şahsındaki Kürtlere güvenilir ortak muamelesi yapmış oldu.
Önümüzdeki süreçte bu operasyon, uluslararası toplumun İdlib’e ve Türkiye’nin Fırat’ın batısındaki rolüne de yaklaşımları etkileyecektir. Bağdadi operasyonu, Türkiye’nin IŞİD’le iştigaline dair soru işaretlerini artıracaktır. Bu süreç ister istemez Suriye Milli Ordusu ve İdlib’deki diğer örgütlerle ilgili gündemi de öne çekecektir. Türkiye El Kaide, IŞİD ve Nusra unsurlarını da barındıran bu cihadi-selefi grupları himaye eden çizgisiyle başına büyük belalar açmış oldu. Fırat’ın doğusunda Rus planı yürür, Kürtler Şam’la belli düzeyde uzlaşmaya varır da çatışma potansiyeli eritilirse sıra Fırat’ın doğusundaki selefi-cihatçı bakiyeye gelecektir. Türkiye’nin işi hiç kolay olmayacaktır.”
Fehim Taştekin'in Ahval'le söyleşisinin tamamı
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.