Diyar Budak

Diyar Budak

Yazarın Tüm Yazıları >

Ukrayna Meselesinde Kürt Tavrı

A+A-

 

Rusya devletinin başındaki eski  istihbaratçı Putin ve Ukrayna lideri eski komedyen Zelinsky arasındaki anlaşmazlık kızışarak devam etmektedir.

Dünyanın en süper güçlerinden olan Rusya’nın buraya yönelik işgal hareketi bir çoklarınca  savaş diye sunulmaktadır. Oysa savaş eşit veya en azından yakın güçler arasında olması beklenir. Devletin büyüklüğü, askeri güç, nüfus, zenginlik ve teknik üstünlüğü ile ölçmek mümkündür. Diş müdahale olmadan bakıldığında kimin kazanacağı bellidir. Böyle bariz  haksızlık  tartışma götürmez  olmasına rağmen Kürd kamuoyunda bazı kesimlerin saldırandan yana tavır olmaları ilginç değil mi?

Böyle bir durumda saldırganı haklı görmek, desteklemek nasıl da ucube bir tavırdır.

Ringe çıkan iki boksörü düşünün. Boy, kilo, yaş ve kuşak derecelerine dikkat edilmesi bir kural dahilinde olması gereklidir. Siz 1.90 boyunda, 90 kg ağırlığında profesyonel birinin karşısına bu özelliklerin hiç birine sahip olmayan, hayatında bir şey yapmamış bir insanın çıkıp kazandığını gördünüz mü?

Siz hiç haksızlık, çıkar ve iki yüzlülüğe endeksli bir maç izlediniz mi? Böyle bir adaletin nerde olduğunu bilen var mı?

Biz Kürtler olarak bu durumu kendi coğrafyamızda, dünyanın gözü önünde defalarca  yaşadık ve gördük. Sur, Cizre, Kobani, Kerkük ve Afrin başta olmak üzere bugün de bu adaletsiz savaş bize karşı tek taraflı olarak yürütülmektedir.

Kemalizm’in derisi ile yaşayan Türk solunun anti-emperyalist tavırları ile  kendi devletleri ile nasıl da örtüştüğüne bakın. Perinçek gibi bir dönek, eski solcular, bir kısım Kürt “aydın” ve örgütleri de Türk devleti  ile aynı hizada oldukları görülmektedir. Bu insanlar gerçekten Kurt siyasetçisi mi, yoksa Kürtçü görünen Türk devletinin oyuncakları mi, diye düşünmemek elde değil. İşin garip tarafı Avrupa’da ilticacı  olarak yaşamak zorunda kalan siyasetçilerimiz bile NATO’yu gerekçe gösterip eski SSCB artığı  Rusya’yı desteklemektedirler. Oysa NATO üyesi Türkiye, her zaman  Varşova ve SSCB’den ziyade, bu üyeliklerini Kürtlere karşı kullanmışlardır. Onların bu çıkmazını bilen NATO da onları kullanmaktadır. Gelinen aşamada, ABD öyle düşünmese de, Rusya bir tehlike olmaktan çıkmıştır.

Türkiye’nin NATO’dan çıkarılma vakti gelmiştir. Üyelikleri yarardan  fazla  ABD’nin Ortadoğu politikasına zarar vermektedir. Avrupa birliğine üyelik süreci tıkandığı gibi NATO da Türkiye ile ilişkiyi  askıya almalıdır..

Batılı güçlerin iki yüzlü yaklaşımı, demokrasi anlayışları eleştirilmeli ve Kürtlere yönelik ayrımcı ve ırkçı politikalarına karşı çıkılmalıdır. Ancak bu, Putin diktatörlüğünü desteklemek anlamına gelmemelidir. Desteklemek açıkça bir siyasi körlüktür. Hele bir Kürt olarak bakıldığında  Ukrayna’ya karşı olmak, tarih boyunca Ruslardan yediğimiz dört golü tümüyle unuttuğumuz anlamına gelir.

 Başta ABD olmak üzere  batı dünyasının Güney Kürdistan ve Rojava’nın statülerine olan destekleri onları Kürtlerin müttefiki yapmıştır. Batı karşıtı olmak, onların bize sundukları desteği ve ittifakı tehlikeye atmaktadır. 

Halihazirdaki düşmanlarımız  bizi anti-emperyalist bir tavır içine iterek,  ABD ve Avrupa ile olan ilişkilerimizi bozmak için özel bir çaba içindedir.  Son dönemlerde anti ABD sesler boşuna değildir. Aklı başında her insan ve örgüt, TC, Suriye ve İran İslam cumhuriyetine nazaran emperyalistlerin bize daha zararsız olduklarını bilir.

Eski ideolojik saplantıları bir kenara bırakip kendi ulusal çıkarlarımıza göre politika üretmeliyiz. Her şeyden önce Welat asıl gündemimiz olmalıdır.

Esad, İran, Rusya, Türkiye ve Kemalist sol, D.Kalkan ve partisi PKK’nin de son açıklamasıyla aynı safta oldukları görülmektedir.

Yeryüzünde mevcut Avrupa demokrasisinden, eksikte olsa, daha demokratik  bir sistemin  var olduğunu bilen var mı?

Kendi  toprağında  yaşayan uluslar, hatta faşistler tarafından yönetilseler de, işgal edilmelerini savunmak yanlıştır. İşgalcilerin onlardan daha büyük faşist oldukları  hiç bir zaman unutulmamalıdır.

 Diğer bir deyim ile, ideolojileri ne denli yanlış veya doğru da olsa Ukrayna'nın işgalcilere karşı ülkesini ölümüne savunması meşru ve haktır. PKK başta olmak üzere bazı medyatik Kürtlerin açıklamaları ve işgalciyi desteklemeleri büyük bir talihsizlik ve sapma olmakla birlikte iddia ettikleri davaları açısından büyük bir çelişkidir.

Bir Ukraynalı şair Kürtler için şöyle diyor:

 

“Dağlar ağlıyor kana bulanmış

Vadinin yamaçlarında yaralılar gömülü

Ah Kürd kurşunlarını sakla

Katillerin canını bağışlama

Oğlunu yetim bırak

Zalimlerle Riza içinde yaşayamazsın

Ey Kürd kurşunları sakla”

Şimdi aynı şiir bizden Ukraynalılara gitsin.

 Zelinsky’nin ülkesini bu duruma kendi getirdiği,  ABD ve Avrupa’ya gereğinden fazla güvendiği ve onlariı oyununa geldiğine dair elbette eleştirilmelidir.  Başka bir ülkeye kaçma veya sığınma teklifini düşünmeden reddetmesi, mevziyi bırakıp kaçmaması övgüye değerdir.

Ukraynalılar “Rusça biliyor” demek işgalcilere haklılık vermez. Aynı dili konuşan sadece  20 üzerinde Arap devletinin olduğunu bilmeyen var mı? Dil bilmek ne zamandan beri cezalandırılma sebebi oldu? Yoksa bu dillerini giderek unutan Kürtlere verilmek istenen bir mesaj mı?

Türkiye devleti bile NATO müttefiki olmasına rağmen kendi menfaati gereği, her ihtimali göz önunde bulundurarak net bir tavır takınmaktan kaçınmıştır. Avrupa’ya “kınama cümbüşü” ile olmaz deyip, BM deki oylamada  çekimser kalan tek ülkedir. Hiç olmazsa bunların çıkarlarını nasıl düşündüklerini görerek, siz de Kürt halkının durumuna göre tavır belirleyin. Yakın zaman önce Belarus’a giden mültecileri ve  Afrin’i hatırlayın.

Putin'in giderek karizması çizilmiştir. Hem de o çok dillendirdiğiniz,gerçek bir komedyen tarafından. Ukrayna halkının bu karşı duruşu ilerde Rus halkına da faydası olacaktır.

Konulan yasak ve ambargolar Rus halkının yaşamını ciddi etkileyecektir. Uzun süre devam edecek bu kriz ve ambargolarla Rusyanin zararli çıkacagından şüphe yoktur. Ukrayna'da kazansa bile kazanırken kaybedecektir. Rusya’nın, dolayisiyla Suriye’nin bölünmezliğini savunan anlayışının zayıflaması bize yeni imkanlar sunacaktir.  Rusyalara konulan ambargolar Türkiye ekonomisine de zarar verecegi asikardir. Burada Turkiyedeki insanlarin fakirlesmesinden zevk aldigimiz anlasilmasin. Savaşa yani Kurtlere baski için para harcayan zihniyetin ıslahı ve fakirleşmesi her ihtimalde iyidir.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar