Van... ‘Çirava Ezîdiyan’ Şelalesi ismi Yaşar Kemal Şelalesi olarak değiştirildi
.
Van’ın Muradiye İlçesi’nin Kemerköprü (Muç) Mahallesi’nde bulunan Ezîdî Şelalesi (Çirava Ezîdiyan) son iki yıldır asıl isminin aksine Yaşar Kemal Şelalesi olarak adlandırılıyor. Bu yanlış adlandırmanın yanı sıra Muradiye’de bulunan onlarca güzellikten biri olan Ezîdî Şelalesi başta olmak üzere Van Gölü Havzasındaki bütün akarsular yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Van’ın Muradiye İlçesi’nde bulunan ve Türkiye’nin en büyük 126’ncı Hidro Elektrik Santrali’nin (HES) bulunduğu bölgede, Muradiye Şelalesi başta olmak üzere, birçok irili ufaklı şelale de bulunuyor. Bu şelalelerden biri olan Ezîdi Şelalesi, yaklaşık 40 metre yükseklikten akıyor. Sadece yaz aylarında akan şelale, kış aylarında donmuş görüntüsüyle birçok doğa severi kendine hayran bıraksa da önüne yapılan büyük beton duvar bu güzelliği gölgede bırakıyor. Bölgedeki diğer şelalelere nazaran en az bilinenler arasında yer alsa da son iki yıldır daha görünür olmaya başladı.
Fakat bu şelalenin görünür olmaya başlaması isminde yaşanan büyük bir yanlışlığı da beraberinde getirdi. Şelaleyi ziyaret eden birçok doğa sever bu şelale ile ilgili yazılı kaynakların eksikliğinden dolayı olsa gerek, şelalenin isimsiz olduğunu düşünerek Yaşar Kemal Şelalesi olarak ifade etmeye başladı. Son iki yıldır çoğunlukla bu isimle anılan şelalenin gerçek ismi ve neden bu ismin verildiği ise bir merak konusu.
Dini ritüellerin gerçekleştirildiği yer
Ezîdî inancına mensup olan Mendikî Aşireti’nin Muradiye’de bulunduğu bölge ile Ezîdi Şelalesi’nin bulunduğu bölge, orada yaşayan insanlardan edindiğimiz ancak kesinliği ispat edilmeyen sözlü bilgilere göre aynı. Ve yine bölgede yaşayan halka göre Mendikî Aşireti’nin ritüellerini gerçekleştirdiği bu şelale, ismini onların dini inancından almakta. Orada yaşayan halkın verdiği diğer bilgilere göre ise aynı bölgede birçok Ermeni de yaşamış ve bu izleri de orada bulunan tarihsel yapılar aracılığı ile görmekteyiz.
Muradiye’de yaşayan yazar Ahmet Baygümüş, bu şelalenin kim tarafından ve hangi dayanaklarla Yaşar Kemal Şelalesi olarak adlandırıldığına dair bir bilgileri olmadığını vurgulayarak, “Ezîdî Şelalesi’nin, Yaşar Kemal Şelalesi olarak adlandırılmasının kaynağı ve bu ismin kim veya kimler tarafından verildiği konusunda bilgi sahibi değiliz. Ancak verilen bu isim, gerek tarihsel süreç içerisinde yaşananlar ve tarihi dokusu, gerekse yüz yılı aşkın bir süredir Ezîdî Şelalesi (Çirava Ezîdiyan) olarak bilinmesi gerçekliği ile çelişmektedir. Biz de Yaşar Kemal gibi dünyaca ünlü ve önemli bir yazarın isminin yaşatılmasından yanayız. Fakat bu şelalenin ismi olduğu gibi kalmalıdır” diyor.
Ezîdî Kürtlerin yoğunluklu olduğu bölge: Muradiye
Çirava Ezîdiyan isminin kökeni bölgede yaşayanların verdiği bilgiler ve Ünlü Kürdolog Dr. Fritz tarafından yazılan makalelere göre tarihsel süreçte orada yaşayan Ezîdî inancına mensup Kürtlere dayanmakta.
Dr. Fritz, yayınladığı makalelerinde Ezîdî inancını benimseyen ve köklerinin Kuzey Irak ve İran’da bulunan Kürt Bölgesi’ndeki Şikakî Aşireti’ne dayandığı iddia edilen Kürt aşiretlerinden Mendikî ya da Mendikan aşiretinin günümüzde ağırlıklı olarak Mardin, İran, Van, Ağrı ve Hakkari’nin bazı bölgelerinde yaşadıkları bilinmekte. Van yöresine 1415 ile 1430 yılları arasında gelen Şikakîler, Hemze Bey idaresinde gelip Mahmudî Beyliği’ne katılmışlar. Mendikî Aşireti’nin önde gelenleri arasında Xeto Ağa ve oğlu Cangîr Ağa yer almakta.
Cangir Ağa, 1906 ile 1916 yılları arasında Muradiye, Çaldıran ve Diyadin bölgesinde bulunan bazı köylerde oldukça nüfuzlu bir ağa iken Ermeni tehcirinde Müslüman Kürtler ve Osmanlı askerleri ile girdikleri çatışmalara daha fazla dayanamayarak, önce Kars Digor’a oradan da Ermenistan’ın Elegez, Tezekend ve Erivan civarlarına kaçmak zorunda kaldıkları bilinmekte.
‘Akarsuların geleceği HES’lerle tehdit ediliyor’
Şelalenin ismi kafa karışıklık yaratsa da bir diğer sorun HES. Türkiye’nin 126’ncı büyük Hidro Elektrik Santrali (HES) olan Ayrancılar ise Ezîdî Şelalesi’ne iki kilometre uzaklıkta bulunan Muradiye Şelalesi üzerine inşa edilmiş. Bu HES’ler ile birlikte bölgenin su kaynaklarının geleceği tehdit ediliyor ve uzmanlar tarafından doğal güzelliklerin yok edilerek inşa edilen bu HES’lerin gelecekte büyük bir kuraklığa neden olacağı belirtiliyor.
Akarsuların hem Van Gölü açısından hem de doğal güzellik açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Bölgemizdeki ortalama yükseltinin fazla olması, büyük düşülerin ve yalçın kayalıkların olması şöyle bir avantaj sağlıyor: Özellikle bahar mevsimi geldiğinde eriyen karlar ile beraber etrafta gezdiğiniz zaman büyük harika şelaleler olduğunu görüyorsunuz. Eğer bir yerde su varsa insan için rahatlık ve güzellik vardır. Bu şelalelerden biri de hiç şüphesiz Muradiye Şelalesi’ne varmadan yaklaşık 2 kilometre, Muradiye Şelalesi’nin aşağısında yer alan ve devasa bir yükseklikten düşen şelaledir. Özellikle bahar ayında gittiğiniz zaman kafanızı neredeyse 90 derecelik bir açıyla yukarı kaldırıp bakıyorsunuz ve büyük bir yükseklikten aşağıya akan suları izliyorsunuz. Bazen o şelalenin kenarında dalıp gidiyorsunuz. Urartulara gidiyorsunuz. Orada gezinen insanları görüyorsunuz. Bend-i Mahi Nehri’nin üzerinden geçen İpekyolu kervanlarının seslerini işitmeye başlıyorsunuz. Adeta sizi tarihte bir yolculuğa çıkartıyor” diyor.
‘Tanıtılmayan güzellikler yok olmaya mahkumdur’
Bu güzelliklerin tanıtılmasının önemli olduğunu vurgulayan Akkuş, tanıtılmadığı takdirde bu güzelliklerin kaybolacağını da belirtiyor: “Bu tip güzelliklerin hepsini tanıtmamız hepsine sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü tanıttığımız güzelliklerin sahibi çıkıyor. Değeri olan unsurlara insanlar sahip çıkıyor. Ve bu tip doğal güzelliklere orada yaşayan halkın ve herkesin sahip çıkması gerekiyor. Çünkü bu doğal güzelliklerin gerçek sahibi bizleriz. Eğer bunlara biz sahip çıkmazsak; bunları yıkacak, bunları bozacak ya da eline bir sprey alıp üstüne sevgilisinin baş harfini yazacak bir sürü insan mevcut bu yüzden Muradiye’deki bu şelale, bu mevsimlerde özellikle inanılmaz bir görsel güzellik oluşturuyor. Bu şelalenin etrafında mümkünse doğal yapısını bozacak hiçbir faaliyetin olmaması lazım. Burası ile ilgili yeni düşünceler geliştirilebilir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.