Van’da Bitmeyen Yasak
Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar Valiliğin kentteki eylem ve etkinlik yasaklarıyla ilgili olarak, kentte hak ve özgürlüklere yönelik bu yasaklama kararlarının demokratik toplum düzeninin gereklerine uymadığını söyledi.
Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar Valiliğin kentteki eylem ve etkinlik yasaklarıyla ilgili olarak, kentte hak ve özgürlüklere yönelik bu yasaklama kararlarının demokratik toplum düzeninin gereklerine uymadığını söyledi.
Van'da 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçe gösterilerek 21 Kasım 2016 tarihinde alınan eylem ve etkinlik yasağı bugün 1000. gününe girdi..
Valilik tarafından her 15 günde bir alınan yasaklama kararı 12 Ağustos'ta tekrar uzatıldı.
Van Barosu Başkanı Avukat Zülküf Uçar, yasak kararlarının Anayasa’ya aykırı olarak alındığını belirterek kişi hak ve hürriyetleri ihlal ettiğini belirtti.
Yasaklama kararlarının sürekli hale geldiğini belirten Uçar özetle şunları söyledi:
"Kişi hak ve hürriyetleri ihlal ediliyor"
“Van Valiliği tarafından tam 1000 gündür her 15 günde bir alınan yasaklama kararları ile kentte ‘düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’’ ve ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’ Anayasa'ya aykırı olarak yasaklanıyor. Kişi hak ve hürriyetleri hukuk hiçe sayılarak askıya alınıyor.
“Van Valiliği İl İdare Kurulu’nun hukuki olmayan ve istisnai nitelikte başvurması gereken hak ve özgürlüklere yönelik yasaklama kararları demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı gibi; zorunlu bir toplumsal ihtiyacı da karşılamıyor.
"Valilik yasaklama kararlarına başvurmasının en son çare olması gerekirken yasaklama kararları sürekli hale getirildi.
"Yasak kararlarında somut gerekçe yok"
“OHAL döneminde bile kamu otoriteleri, kamu düzeninin bozulma tehlikesinin varlığını somut gerekçelere dayandırmak zorundaydı. Ancak Valilik yasaklama kararları hiç somut gerekçelere dayandırmadı. Valiliğin yasak kararlarına karşı açmış olduğumuz yürütmeyi durdurma davalarında ise Valilik, Suriye’deki savaşı, Kobani olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü gibi kentimiz ile hiç bir ilgisi bulunmayan olayları gerekçe gösterdi.
“Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre; devletin tehlike karşısında öncelikli olarak gerekli önlemleri alma yönünde pozitif yükümlülüğü bulunuyor. Ancak Valilik bu yükümlülüğünü yerine getirmek yerine yasak kararlarıyla bir şehri yönetmeye çalışıyor.
“Kentin tüm dinamiklerinin, sivil toplum kuruluşlarının bu yasak kararlarına itiraz etmesi gerek.
"Ayrımcı tutum var"
"Öte yandan Valilik almış olduğu yasak kararlarına rağmen kararın uygulanması sürecinde ayrımcı bir tutum sergiliyor. Buradaki kastımız; bazı sivil toplum kuruluşlarının yapmış oldukları etkinliklere izin verilmesinin de yasaklanması değildir. Tüm etkinliklerin hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılmasına izin verilmeli, büyük bir tarihsel bir mirasa ve kültüre sahip kadim kentimizin yasak kararlarıyla yönetilmesinden vazgeçilmelidir.
"Ayrıca baromuz tarafından alınan yasak kararlarına karşı yürütmenin durdurulması ve iptali talepli olarak sürekli davalar açılmakta olup, kentin tüm dinamiklerini, STK’ları yasak kararlarına karşı dava açmaya davet ediyoruz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.