Washington ve Tahran’dan Neçirvan Barzani’ye davet
Başkan Neçirvan Barzani, “Beyaz Saray ve İran’dan ayrı davetler aldık. Ancak iki ülkeye ziyaret tarihleri henüz belli değil” dedi.
Haber Merkezi- Neçirvan Barzani, Al-Monitor’den Amberin Zaman’a ABD tarafından 3 Ocak’ta öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani sonrası gelişmeler ve Bağdat ile Erbil ilişkilerine değindi.
Washington ve Tahran tarafından resmi olarak davet edildiğini belirten Neçirvan Barzani, ziyaret tarihinin henüz belli olmadığını belirtti.
Neçirvan Barzani, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin geçen yılın son ayında Erbil’i ziyaretinde Beyaz Saray’a davet ettiğini belirterek, “Bu yılki Davos Zirvesi’nde de Pence ile bir araya geleceğiz” dedi.
Davos’ta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşüp görüşmeyeceği? sorusuna Barzani, “Öncelikle Trump’ın Davos’a katılıp katılmayacağını bilmemiz gerekiyor” diye yanıtladı.
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin geçen hafta Erbil’i ziyaretine ilişkin ise Neçirvan Barzani, şunları söyledi:
“Başbakan Adil Abdulmehdi'nin birkaç gün önce yaptığı ziyaret sırasında, sahip olduğumuz izlenim, bu meseleyi diyalog yoluyla çözmeye çalıştığı yönündeydi. Irak'taki ABD ve koalisyon güçlerinin gelecekteki mevcudiyeti için, eğer yeniden yapılandırırsanız, yeni bir formül bulmak olacaktır. ABD ve koalisyon güçlerinin varlığının tüm Irak için bir zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Başbakan Abdulmehdi’de buna katılıyor. Durumdan endişe duyuyor, pragmatik bir adam ve Irak'ta bu güçlerin gelecekteki varlığını yeniden biçimlendirmek, yeniden tanımlamak istiyor. Irak ve ABD arasındaki ilişkilerin medya aracılığıyla düzenlenmesi gerektiğini düşünmüyorum. Bu yararsızdır.”
Abdulmehdi’nin ABD kuvvetlerinin ayrılması gerektiğine dair açıklamasına ilişkin ise Barzani, “Bence Irak başbakanı olarak şikâyet hakkına sahip. Bilgisi olmadan havaalanı yakınlarındaki Irak topraklarında böyle büyük bir operasyonun gerçekleştirilmesi Bağdat'tan olumsuz bir tepki vermeye mecbur kaldı” dedi.
“İran'ın Erbil'i de hedef alan Amerikalılara yönelik misilleme füze saldırısı hakkındaki değerlendirmeniz nedir? Iraklı Kürtler için de bir mesaj var mıydı?” sorusuna Barzani, şu yanıtı verdi:
“Iraklı liderler ülkenin, Irak halkının çıkarlarını, güvenliğini ve istikrarını her şeyden önce tutmak zorundadır. Füzelerin fırlatılması herkese İran'ın Irak'ın herhangi bir yerinde vurma isteği ve kapasitesine sahip olduğu konusunda çok açık bir mesajdı.”
Kürdistan'da ve Irak'ta İran ve ABD'nin savaş alanı olmasını istemediklerini kaydeden Barzani, “Irak'ın ABD ile ilişkileri çok önemlidir. Fakat İran bizim uzun zamandır devam eden komşumuz. Başbakan Abdulmehdi, göreve başladığından beri İran ve ABD arasındaki çatışmaya sürüklenmekten kaçındı” diye konuştu.
“İran’dan korkmuyoruz”
“İran'dan korkuyor musunuz?” sorusuna ise Neçirvan Barzani, “Hayır, İran'dan korkmuyoruz, ancak İran'a saygı duyuyoruz” cevabını verdi.
Kasım Süleymani’nin ölümünün ardından Washington'u Erbil’in konumunu yeniden değerlendirmesine ilişkin de Neçirvan Barzani, “Hukuki ve anayasal statüsüne sahip olan Kürdistan Bölgesi, Irak denkleminde kendine özgü bir önemi var. Ancak şu anda ABD'nin Irak politikasını; birleşik bir Irak, tek bir Irak politikası hakim” dedi.
Barzani, Washington ve Bağdat arasında potansiyel bir arabulucu olarak gördüklerini belirterek, “Bu açıdan rolümüzü yapıyoruz ve yerine getireceğiz. Bunu gerçekten yapmak Irak'ın çıkarlarını ve Washington ile Bağdat arasındaki ilişkilerin istikrarını da koruyor.
Rojava’da yaşananlara ilişkin de Barzani, şunları söyledi:
“İlke olarak Suriye'deki Kürt sorununun Suriye sınırları içinde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Şam'daki rejimin şimdi olduğundan daha fazla varlığı olması gerektiğine inanıyorum. Suriye Kürtleri Suriye'nin bir parçasıdır. Ne yazık ki, Baas zihniyeti bir duvardır. Ancak Ruslar bir fark yaratabilir. -Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov- Lavrov ile bir süre önce görüştüğümde, özellikle Kürtler ile rejim arasındaki anlaşmayı ilerletmesine yardım etmesini istedim. Başkan Putin'in buna daha fazla çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum.
Geçmişte, bugün ve gelecekte tavsiyemiz şu idi; Suriyeli Kürtlerin rejimle anlaşmaya varmanın bir yolunu bulmaları. Onlara - Rojava yönetimine- ayrıca Kandil'deki PKK ile ilişkilerini kesmelerini söyledim.”
Amberin Zaman’ın, “9 Ekim'den önce Türkiye'nin kuzeydoğu Suriye'de işgaline başlamasıyla DSG, Türkiye'ye birçok devriye anlaşmasını kabul ederek Türk-ABD devriyelerini birleştirme ve sınırdan güçleri geri çekme konusunda anlaştı. Bu da ‘provoke’ olarak nitelendiriliyor…”sözlerine Barzani, “O zaman muhtemelen çok geç kalmıştı. Onlara yıllardır kendilerini PKK'dan koparmalarını ve bugün sahip olduğumuz bu sonucu engellemek için Türkiye'nin endişelerini anlamaya çalıştıklarını söylüyorduk. Her halükarda yapmaları gereken, Türkiye'yi ve uluslararası toplumu PKK'nın daha geniş gündeminin bir parçası olmadığına ikna etmektir. Mevcut durumda durumun iyileşme şansının çok az olduğunu görüyorum” ifadelerini kullandı.
Rudaw
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.