Eski Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 17 Mart 2013 tarihinde İstanbul'da yapılan Newroz kutlamalarındaki konuşması nedeniyle İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. HDP'li Ümit Dede karara "Yok hükmünedir" diyerek tepki gösterdi.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemece "terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a verilen 4 yıl 8 ay hapis cezasını onadı. Demirtaş'ın avukatları sanığın esas hakkındaki mütalaaya karşı süre verilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle ceza dosyasını temyize götürdü.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Demirtaş'a gönderilen esas hakkındaki mütalaayla ilgili Demirtaş'ın süre istediğinin dosyada mevcut olduğun belirtilerek kararın bozulmasını talep ederek dosyayı Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne tebliğ etti.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında, Demirtaş'ın yargılamanın başlangıcından itibaren ısrarla savunma yapmaktan kaçındığı, mahkemedeki mütalaanın Haziran ayında sanığa tebliğ edildiği savunma yapmayan sanığa 3 ay sonra yine mütalaanın gönderildiği belirtilerek sanık avukatı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın cezayı bozma talebi reddedildi.

HDP: Yok hükmündedir

HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede yaptığı yazılı açıklamada karara tepki göstererek, "Yargı aldığı talimatın gereğini yerine getiriyor, Demirtaş’ın cezasının onanması yok hükmündedir" dedi. 

Ümit Dede yazılı yaptığı açıklamasında şunları ifade etti:

"17 Mart 2013 tarihinde İstanbul’da yapılan Newroz kutlamalarındaki konuşması nedeniyle önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş hakkında İstanbul 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hukuksuzca verilen 4 yıl 8 aylık ceza Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay’ın tam da Kobanî Kumpas Davasının görülmeye başlandığı 26 Nisan tarihinde bu kararı onaylamış olması, kararın partimize ve seçilmişlerimize karşı yargı eliyle yürütülen tasfiye saldırılarının bir parçası olduğunu göstermektedir."