Yeneroğlu’ndan ‘Kürdistan’ tepkisi: İfade özgürlüğünü kullananı cezaevine göndermek zorbalık
.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, "Kürdistan" ifadesini kullanan araştırma görevlisinin işine son verilmesi ve tutuklanmasına tepki gösterdi.
Demokrasi ve Atılımı (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, sosyal medya üzerinden Kürdistan paylaşımı yapana Fırat Üniversitesi araştırma görevlisi Hifzullah Kutum’un önce işine son verilmesini ve akabinde cezaevine konulmasını “zorbalık” diye niteledi.
Yeneroğlu, şahsi Twitter hesabında, “Kürdistan paylaşımı yaptığı için bir akademisyen sadece hukuksuz olarak görevden uzaklaştırılmamış, aynı zamanda çıkarıldığı mahkemece tutuklanmış! İkisi de yüksek yargı kararlarını gözardı eden hukuksuz uygulamalar. İfade özgürlüğünü kullananı cezaevine göndermek zorbalık.” ifadelerini kullandı.
“HUKUKU EZMEKLE TÜRKİYE’YE HİZMET ETTİKLERİNİ ZANNEDEN ZAVALLILAR”
Üniversite gibi mahkeme de hukuku değil, siyasi havayı koklayarak karar vermenin daha az maliyetli olduğunu düşündüğüne işaret eden Yeneroğlu, “Mevcut siyasi iklimin gereğini uyguladıklarını kabul etseler de hukuku ezmekle Türkiye’ye hizmet ettiklerini zannetmeleri tam bir zavallılık.
Kürdistan ifadesinden rahatsız olanlar olabilir ancak terör örgütü propagandası olarak değerlendirilmesinin hukuki izahatı yoktur, bu ceza hukukunun konusu değildir.
İfade özgürlüğünün sınırı başkalarının rahatsız olması, tahrik olması olacaksa ifade özgürlüğünün anlamı kalmaz.
Kürdistan ifadesinin kriminalize edilmesi geçmişte yargıya taşınmış ve alt mahkemeler yaygın fobinin sonucu olarak çok direnmiş ama yüksek yargı hiç sürpriz sayılmayacak şekilde fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiş doğal olarak.
Yargıtay, AYM ve AİHM’ye göre; terör örgütünün propagandası suçunun oluşabilmesi için örgütün “cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek şekilde” yapılması zorunludur.
Terör propagandası somut tehlike suçudur.
Düşüncelerden korkmamalı!
Devlet düşünceyi engelleyerek değil, özgürlükleri genişleterek güçlenir.
Özgürlükçü devlet anlayışının entegrasyon gücü düşünceleri yasaklayan otoriter devlet anlayışının çok ilerisindedir. İnsanlık tarihi şahittir, yeter ki görelim ve cesaret edelim.”
Ne olmuştu?
Hifzullah Kutum, 14 Eylül 2021’de sosyal medya hesabı üzerinden “Şoreşa Îlonê hemû Kurdan pîroz be, Bijî Kurdistan” (Eylül Devrimi tüm Kürtlere kutlu olsun. Yaşasın Kürdistan) şeklinde paylaşımda bulunduğu için hakkında Fırat Üniversitesi dekanı tarafından soruşturma açılmıştı.
Kutum’a İİBF Dekan Vekili Prof. Dr. Kenan Peker tarafından gönderilen “uyarı” yazısında, “15.09.2021 tarhinde tarafımıza açılan 84446 sayılı soruşturma sonucunda “UYARMA” cezası almış bulunmaktasınız” ifadelerine yer verilmişti.
Rektör vekili aynı tarihte Doç. Dr. İzzet Taşar’a gönderidiği yazıda ise Hifzullah Kutum hakkında açılan soruşturmada görevli olduğu ve konuyla ilgili gerekli incelemenin sonucunda düzenlenen raporun 30 gün içerisinde Dekanlığa sunulması istenmişti.
“Bijî Kurdistan (Yaşasın Kürdistan) demek suç değildir”
Kutum, gözaltına alınmadan bir gün önce Rûdaw’a konuşmuş ve “Bijî Kurdistan (Yaşasın Kürdistan)” demenin suç olmadığını belirtmişti.
“Yüz kızartacak adi bir suçtan ya da kriminal bir suçtan dolayı soruşturmadan geçirilip ihraç edileceğime, gurur duyduğum, şeref duyduğum bir meseleden dolayı ihraç edilmek ayrı bir şeref ve onur katacaktır. Bu gurur ve onur da kesinlikle benim şahsımın değildir, Kürtlerin ve Kürdistan’ın onuru ve gururu” diyen Kutum, “Benim itirazım soruşturmaya. İlk başta soruşturmaya ve verilen cezaya itiraz ettim. Bana en düşük cezanın verilmesi bana yapılan bir iyilik değil. Bunun soruşturma konusu yapılması, bana yapılan bir kötülük” demişti.
Kutum, “Geri adım atmayı düşünmüyorum, çünkü haksız değilim. Kimliğimin farkında olmak, bunu belirtmek suç olamaz. Bijî Kurdistan (Yaşasın Kürdistan) demek suç değildir. Kürdistan tarihi, insani ve kültürel bir gerçekliktir” ifadelerini kullanmıştı.
“Tehditkâr bir durum seziyorum”
Hifzullah Kutum dün sabah saatlerinde yaptığı paylaşımda, “Okulda tanımadığım insanlar var. Ve öğrenci değiller. Hiç olmazsa benim tanıdığım öğrenciler değiller. Kapımda bekliyorlar. Tehditkâr bir durum seziyorum. Eğer tarafıma bir şiddet tehdidi oluşursa nefsi müdafaa hakkımı sonuna kadar kullanacağım” demişti.
Sosyal medyada hedef gösterilen Kutum, ölüm tehditleri aldığını da söyledi.
Hifzullah Kutum gözaltına alınmadan hemen önce şu açıklamayı yaptı:
“Dikkat ederseniz yaptığım paylaşımların altına gelen yorumlara; ölüm tehditleri, onu içeren mesajlar, görseller, hakaretler, insan haysiyetine yakışmayacak söylemler görürsünüz. Ayrıca özelden de bu tarz mesajlar alıyorum… Polisler geldi. Herhalde gözaltına alacaklar.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.