Yusuf Kaynak: Beşik Kertmesi
.
Yusuf Kaynak
İç Anadolu Kürdlerin arasında eski bir gelenek olan Bisik Birrî yani Beşik Kertme nedir?
İç Anadolu Kürdleri arasında genelde bilinen bir gelenek olduğunu söyleyebiliriz. Çok eskilerde oldukça popüler bir halk geleneği idi. Bu popülerlik şehirleşme ve sanayileşen toplumu ile birlikte son yıllarda halk arasında unutuluyor diyebiliriz. Diğer Kürd coğrafyalarında böyle bir gelenek var mı tam olarak bilmemekle beraber olmamasıda mümkün değildir. İç Anadolu Kürdlerine ait kendi başlarına geliştirdikleri bir gelenekten söz edemeyiz. İç Anadolu Kürdleri buraya yerleşmesi iki yüz yıllık bir geçmişi var, buraya gelip yerleşen bir kaç Kürd kabilesinin oluşturduğu yeni bir gelenek olmaması gerekir, nüfusları yüzbinleri bulan bu kitlenin geçmişinde aramak lazım. Bu Kürd nüfusu nerelerden geldi kökenleri iyice araştırılırsa 'Bisik Birrî/n' geleneğinin de nerelerde ortaya çıktığını öğrenmiş oluruz. Her ne kadar bu konu sosyolojik ve halk bilimi konusu olsa da araştırmaya ve bilgi ve belgelere dayanarak gerçekten çıkış yerini öğrenmiş oluruz. Geleneğin nasıl oluştuğu da anlaşılır.
'Bisik Birrî' nasıl Türkçeye 'Beşik Kertmesi' olarak germiş. Türkler arasında bilinmez. Onlar acayip bir gelenek olarak görüyor yani Türk şehirlisi de, köylüsü de böyle bir gelenekten habersizdir. Sadece popüler kültürün yaygınlaşması ile Türkler arasında duyulur oldu, dizi filmleri çekildi, fakat bunlar yeni farkedilen zorlama senaryolardır; bir nevi Kürdlerin inandığı bildiği 'Bisik Birrî' geleneğine sahip çıkmak, kendilerine maletmek, isim değiştirerek yine Kürdçe olan 'Beşik Kertme' adıyla zorla Anadolu Kürdlerine ait olan gelenek devşirilerek, asimile edilerek sahip çikiliyor. Anadolu Türkleri arasında böyle bir gelenek yoktur. Türk halkı 'Beşik Kertme'ye yabancıdır. Çoğu ilk defa duyuyor ve alay ederek hor görürler. Bu nasıl adet çocuk yaşta nişan mı olur? Türkler Beşik Kertmeyi evlilik olarak biliyor. Kürdçe 'Bisik Birrî' Türkçesi 'Zülfün Telini Kesme' diye çevireceğimiz gelenektir, bir tür söz alma ve vermedir, sözleşme bile denilemez. Konuyu birazdan daha açarak detaylandıracağız.
Kürdler arasında Bisik Birrî
Bisik Birrîi, iki farklı ailenin dostluk akrabalık sevgi bağlarını kuvvetlendirmek için küçük yaşlarda çocukları ileri bir tarihte evlenmeleri için verdikleri bir sözdür. Bu söz alma işi küçük kızın zülfün bir telini keserek ahd için birbirlerine verdikleri sözün resmiyetidir. Başka birşey değildir. Eski bir gelenektir burada erkek çocukta kız çocukta bu söz işinde hebersizdirler, büyüdüklerinde haberdar olurlar. Birbiriyle mecburi evlenecekler, nişanlıdırlar, başkasına yar etmezler gibi bir söz ya da senet değildir. Bunlar büyüdüklerinde isterlerse, birbirini beğenirlerse ebevynlerin rızası ile bu Bisik Birrî adeti yerini bulur. Bisik Birrî akraba olanlar arasında da olduğu gibi akraba olmayanlar arasında da olur.
Türkler arasında Beşik Kertme geleneği yoktur sadece sözlüklerde var, onu da çok sonraları Kürdler arasında gezen Halk Bilimcilerin/folklorcuların öğrenip sahiplenmek istedikleri bir adettir. Ne yazık ki Beşik Kertme kendisi de bir Kürdçe kelimedir. Beşik Kürdçe de de beşiktir ayni anlama geliyor, Kertme de Kürdçe'dir, Kertik atmak, çizik çekme, işaret etme anlamındadır; kert kirin/kertik/kertim/ kertme Kürdçe kelimelerdir. Beşik Kertme, Bisik Birrî dediğimiz bir Kürd geleneğidir, Türkler ayni geleneği kendilerine mal etmek için Kürdçe kelimelerden istifade ederek sözcük bulmuşlar. Kürdçe sözlük hazırlayanlar Beşik Kertme kelimesinin Kürdçe olduğu halde sözlüklerine almamışlar. ''Bisik Birrî'' geleneğinden söz etmemişler, etmedikleri gibi Kürdçe sözlüklerine/Ferhenglerede almamışlar.
Anlıyacağınız Türkler sözlüklerinde Beşik Kertme geleneğimize sahip çıkarak eski tarihlerden bu güne kadar gelmiş bir tür çocuk evliliği aktesidir, diyorlar. Peki bu bir nevi evlilik akte ise o zaman bu akte göre evlenmiş örnek bir Türk aile gösterebilirler mi?. Böyle bir gelenek Türkler arasında yoktur. Kürdlerdeki 'Bisik Birrî' geleneği sadece akrabalık kurmak için değildir, küçük yaşta güzel buldukları yada ailece birbirlerini çok sevdikleri, saydıkları için bu yolu adet etmişler, erkek babası kıza daha o küçük yaşta kestiği zülfün teline karşılık mutlaka ona bir hediye alır takı olarak takardı!.
Türk sözlüklerinde yöresel olarak adlandırılıyor; Beşik Kertme'den bahsediyorlar fakat kimlere ait olduğunu söylemiyorlar, yöre dedikleri yer neresi ise tarifi de şöyle yapmışlar: Beşik kertme, Beşik kesme, Beşik kertiği gibi sözcüklerde türetmişler. Bu ürettikleri kelimeler, türevlerde hep Kürdçedir.
Türklere göre bu çocuk yaşta verilen sözden sonra cayan ailenin halk arasında saygınlığı azalır ve diğer hısım olacak ailenin onuruyla oynadıkları var sayılırmış. Ondan dolayı çok kötü bir gelenektir, demek istemekteler. Türkler ne yazık ki kendileri bu geleneğin yabancısı olduklarını zaten söyledik.
Beşik Kertme'nin bir tür Türk kültürü ve geleneği olduğunu kimse bilmiyordu, ne zaman bu sözcük Türkçeye girmiş onu bilmek lazım, çünkü daha önceki Türkçe sözlüklerde Beşik Kertme yoktu!. Prof. Dr. Pertev Naili Boratov 'Türk Folkloru' adındaki kitapta bu gelenekten bahsedinceye kadar Türkler bu gelenekten habersizidiler, fakat bilmemekle birlikte sahiplenerek bir Türk geleneğidir biz bilmiyorduk lafları ettiler. Pertev Naili Boratov, 'Beşik Kertme' konusunun 'Dede Korkut Kitabı'nda geçtiğini yazmış. Dede Korkut bir destandır isim olarak biliniyordu, fakat ne kendisini görmüşüz ne de okumuşuz, Pertev Nail Boratov'un bahsettiği geleneğin yani adetin Türkler arasında yaşadığınıda kimse bilmiyordu, okumak lazım, fakat ulaşılması zor. Sadece Pertev Naili Boratov'un ''100 Soruda Türk Folkloru'' kitabını internetteki Pdf.'sini indirip okuduk. O kitapta şöyle deniliyor: ''Anadolu'da bazı bölgelerinde (neresi ise!, kimi ailelerde!) çocukları daha beşikte iken, büyüyünce birbiriyle evlendirme kararı alınırmış. Gelenek bugünde sürdürülüp sürdürülmediğinde kesin bilgi yok'', diyor (1).
M. Zeki adında bir araştırmacı da bu konuda bir incelemesinde yer gösterilmeksizin, bu gelenekten bahsetmiş, orada (Beşik Kırdı) deyimi ile adlandırılan gelenek şöyle anlatılıyor; akrabalık kurmak istediği bir ailede bir kızın doğum haberini alan baba, beşik donatıp kızın evine yollar; böylece daha kız beşikte iken söz kesilmiş olur; oğlan evi kandillerde, bayramlarda kızın ana ve babasına ve kıza hediyeler gönderir, diyor (2).
Prof. Pertev Naili Boratov bu geleneğin, Beşik Kertme adının daha yaygın olduğunu bunun çok eski bir Türk geleneği olduğunu, Dede Korkut Kitabı'nda söz konusu edilmesinde anlaşılıyor, diyordu (3).
Bu kitabın orjinaline ulaşmak eskiden zordu imkanlarda kısıtlı idi fakat şimdi ona ulaşmak o kadar zor değildir. "Dede Korkut Kitabı" çok eski bir kitap değil daha on dokuzuncu yüzyılda Alman asıllı H. O. Fleisch tarafından bulunmuş Dresden Kütüphanesi'nde saklakdıkları için de buradaki nushaya Dresden nushası diye adlandırılmış. Bir de Vatikan nushası var. Tabiki o da Vatikan Kütüphanesinde bulunuyor. Son zamanlarda bir de üçüncü nushadanda bahsediliyor o da Kazakistan'da diyorlar!. Bu kitabı okuyacak inceleyecek belki bir Kürd birgün çıkar, şuan bir kopyası Berlin Kütüphanesindedir. Yazarı anonim olduğu için Osmanlıca el yazmaları Türkoloji Bölümü'nde eski eserlerin arasındadır.
Türk kaynaklarında bazı tarihçilerde bu geleneğin Oğuzlarda da var olduğunu belirtmektedirler. Oğuzlar çok küçük yaşta (bebek yaşta) olan çocuklarını sadakat işareti olarak beşiklerini bir yerini kertmektedirler. Orta Asya kesimlerinden Wuhuanlar hakkında Çin kaynakları şu bilgiyi veriyor: “Geleneklerinde sadakati göstermek için kertilmiş çubuk kullanılır. Yazıları olmadığı halde kimse ahde aykırı hareket etmeye cesaret edemezdi”. Çin kaynaklarındaki Wuhuanlar kim kaynak nerede? (4).
Not: kişisel görüşüm Prof. Dr. Pertev Naili Boratov, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Köy Enstitülerin eğitiminden ilham alarak köyleri dolaşır, halk kültürünü not eder. İç Anadolu Kürdlerin arasındada gezer adetlerini, geleneklerini ve göreneklerini dinler sonrada derliyerek ''Türk Folkloru'' adını verdiği kitabta yayınlar; Prof. dr. Pertev Naili Boratov Konya'da öğretmenlik yaptığı dönemde 'Bisik Birrî' yani Beşik Kertme olayınıda öğrenir '100 Soruda Türk Folkloru' adlı kitabında yayınlar.
Prof Pertev Naili Borotav Kimdir?: 1907’de Bulgaristan’da doğdu. 1930’da İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. 1931-1935’te Konya’da da edebiyat öğretmenliği yaptı. Bir sene Almanya’da kaldı, 1938-1948’de A.Ü. D.T.C.F. Halk Edebiyatı ve Folklor Kürsüsü’nde doçent ve profesör olarak çalıştı; 1948’de açığa alınarak ders verdiği kürsüsünün kaldırılması üzerine 1952’de Fransa’ya gitti. Çalışmalarını oradaki Üniversite ve Bilim Kuruluşlarında sürdürdü. Centre National de la Recherche Scientifique’te (Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi) uzman ve fahri araştırma uzmanı olarak çalıştı. 1976’ya kadar École Pratique des Hautes Études’de Türk Folkloru seminerleri verdi. École des Hautes Études en Sciences Sociales’te Osmanlı arşiv belgeleri üzerine seminerleri yönetti. Türk Halk Edebiyatı ve Folkloru alanında dünyanın sayılı bilim adamlarından biri olarak tanındı. Boratov, 16 Mart 1998’de Paris’te öldü.
Lahey, 10-12-2021
Yusuf Kaynak
(1) Pertev Naili Boratov, 100 Soruda Turk Folkloru, Istanbul 1984, 2.ci baski, sf. 173-7
(2) Zeki, Halk Bilgisi Haberleri'nde, Ist. 1933, Dergi sayi 26
(3) Pertev Naili Boratov, 100 Soruda Türk Folkloru, Istanbul 1984, 2.nci baski, sf. 173-74
(4) Prof. Dr. Metin Ekici, Dede Korkut Destani- Salur Kazan'nın 7 Başlı Ejderhayı Öldürmesi, 13.ncü nüsha Türkistan, Milli Folklor 122, Ist., 2019 syf. 5-13 ; Prof. Dr. Necati Demir, Dede Korkut Destani, Ist., 2019-2020
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.