Zarrab: Sahte belge yapmayı Atilla’dan öğrendim
Bugünkü duruşmada Zarrabla birlikte Çağlayan ve Güler’in fotoğrafları da delil olarak dava dosyasına eklendi. Sahte belge yapmayı Atilla’dan öğrendiğini dile getiren Zarrab photoshop ile sahte imza attığını da beyan etti.
Türk hükümeti'nin 'istediğimiz ülkeyle ticaret yaparız' açıklamalarının ardından görülen bugünkü duruşmada Zarrab, jüri karşısında savcıya yapılan ticaretin 'hayali' olduğunu, ortada alınan-satılan herhangi bir mal olmadığını detaylarıyla anlattı.
Duruşma öncesinde Yargıcı Richard Berman "birçok şeyi etkileyebilecek" bir ses kaydı olduğunu ve savcılığın bu ses kaydını sunmadan önce "davanın selameti" açısından bu ses kayıtlarının doğrulanmasını istediğini söyledi.
Zarrab, üçüncü gün ifadesine dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ile gıda ticaretini konuştuklarını anlattı ve Nisan 2013'te Halkbank'ın eski genel müdürü Süleyman Aslan ve Halkbank eski yöneticisi Hakan Atilla ile yaptığı toplantıda gıda ticaretinin nasıl yürütülmesi gerektiğini netleştirdiklerini anlattı.
Zarrab, "Hakan Atilla sistemde açık bulunca altın ticareti tekrar başladı, gıda ticareti de devam etti" dedi.
Zarrab'ın itirafları devan ederken Zarrab, Zafer Çağlayan ve Muammer Güler'in fotoğrafları da kanıt olarak dosyaya eklendi.
Zarrab, İran petrol paralarını aklamak için Dubai'deki sistemin nasıl işlediğini anlattı.
Photoshop ile imza taklidi yaptığını da söyleyen Zarrab,Süleyman Aslan'a borçlu olduğunu hissetiğini belirtti ve Aslan'a rüşvet vermemek için sağ kolu Happani'ye photoshop ile Aslan'ın imzasını taklit etme emri verdiğini söyledi.
Savcı Zarrab'a 2013'te İranlı bakanlarla görüşüp görüşmediğini sordu. İran petrol bakanının da bulunduğu bir heyetle bir kez Ankara'da buluştuğunu söyleyen Zarrab, Süleymen Aslan'ın da görüşmede olduğunu söyledi. Zarrab görüşmede İranlılar'ın ödemeler konusunda Aslan'a baskı yaptıklarını söyledi.
Flynn de itirafçı oldu.. Türkiye ile ilgili suçlarını kabul etti
Zarrab’ın itirafları sürerken flaş bir haber de Flynn’den geldi. ABD'deki Rusya soruşturmasında Donald Trump aleyhine itirafçı olmayı kabul eden eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn, Türkiye lehine lobicilik faaliyetleri konusunda FBI'a yalan söylediğini kabul etti, bu yalanları tek tek sıraladı.
Flynn bu itirafla, hem ABD’de başkanlık seçimlerinin düzenlendiği gün Fethullah Gülen’in iadesi için yayımlanan makalesinin, hem de lobicilik faaliyetinin Türkiyeli yetkililer tarafından yönlendirildiğini kabul etmiş oldu.
Amerikan basını, Flynn’in ulusal güvenlik danışmanlığı sırasında bir başka ülke lehine lobi yapmak için para aldığı yönündeki iddiaları ‘skandal’ olarak nitelemişti. Flynn’in, Türkiye hükümeti yetkilileriyle biraraya gelip, 15 milyon dolar karşılığında Fethullah Gülen’i yasadışı yollardan Türkiye’ye kaçırmayı planladığı da iddia edilmişti. Özel Savcı Mueller’in, Flynn’in Gülen aleyhine çekmeye başladığı bir belgeseli incelediği de biliniyor.
Türkiye, Zarrab’ın ve yakınlarının mal varlığına el koydu!
Davanın üçüncü oturumu sürerken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından itiraf gibi karar çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz'ın talimatıyla Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda, “Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiği'' gerekçesiyle Zarrab’ın mal varlıklarına el koyma kararı verildiği belirtildi.
El koyma kararındaki listede Zarrab’ın kızı Alara’nın ismi de yer alırken, Zarrab’ın yakın çevresi ve akrabaları listede bulunuyor. Ancak listede eşi Ebru Gündeş'in adının bulunmadığı görülüyor.
Bu arada, gerekçede geçen ‘askeri casusluk’ ifadesinin ne olduğu da merak konusu.
Flaş iddia: 3 bakana yurtdışı yasağı!
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Peksen Halk TV'de yayımlanan Uğur Dündar’ın Halk Arenası Programında 3 eski bakan için yurt dışına çıkma yasağı konulduğunu iddia etti.
Pekşen katıldığı programda 3 eski Bakan Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler hakkında gizlice yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu ileri sürdü.
Çıkış yasağı, ABD’ye gidip Zarrab davasına bazı çevreler alehinde müdahil olabilecekleri kuşkusuyla alındığı şeklinde yorumlara neden oldu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.